İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın İstanbul İstiklal caddesi Galatasaray meydanında 700. Hafta buluşmasında yaşanan polis şiddetine karşı açıklama yaptı.
İHD merkezinde gerçekleşen toplantıya Cumartesi Anneleri/İnsanları, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Ahmet Şık, Garo Paylan, Oya Ersoy, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Ali Şeker, insan hakları savunucuları, 700. Hafta eyleminde gözaltına alınanlar ve basın mensuplarının da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. Toplantıda 8 Ekim 1980'de Kars'ta gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır'ın konuşmasını aynen yayımlıyoruz.
Biz niçin buradayız?
Biz kayıp yakınları davacı sıfatıyla buradayız. Davacı aşiret değil, kişi değil yani özel kişiler değil. Davalı tüzel kişiliğe sahip mensubu bulunduğumuz devlettir, devleti yönetenlerdir.
8 Ekim 1980’de gözaltında alınıp Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü’nde işkence ile sorgulanma sırasında yaşamına son verilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır’ım.
38 yıldan bu yana yaşam hakkı elinden alınan, yaşam hakkı elinden alındığı gibi bu ülkede bir mezar yeri de kendisine verilmeyen Cemil Kırbayır’ın peşindeyiz.
30 yıl boyunca, tıpkı bugün İçişleri Bakanı’nın söylediği gibi, devleti yönetenler “Cemil Kırbayır firar etmiştir” dedi. Bizlerin ısrarlı ve uzun soluklu mücadelesi sonucu Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulan İnsan Hakları Komisyonu, Cemil Kırbayır’dan hareketle dosya hazırlamış, 30 yıldan bu yana, yurtiçinde ve yurtdışında birbirinden habersiz olan tanıkları dinlemiş. Sonuç; Cemil Kırbayır gözaltındayken devletin güvenlik güçleri, polis ve MİT tarafından sorgulanma esnasında ağır işkence sonucu katledilmiş, cesedi de yine bu kişiler tarafından ortadan yokedilmiştir.
Bu rapor, Meclis Genel Kurulu’ndan geçtikten sonra Adalet Bakanlığı aracılığıyla Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na gereği için suç duyurusunda bulunulmuş, gönderilmiştir.
2011-2018. Halen daha bir iddianame hazırlanmış değil. Bunu nasıl okuyoruz biz, demek ki siyasi irade ipotek koymuş. “Ben öldürdüm, öldürenleri koruyor ve kolluyorum.”
Dünkü olayımız. 23 yıldan, 1995 yılından bu yana devleti muhatap alarak sessiz direnişimizi, hakkımızı, çünkü biz haklıyız, haksız olan bize bu haksızlığı yaşatan, bizim canlarımızı yüreklerimizi elimizden alanlardır. Akıbetlerini oldu bittiye getirmeye çalışanlardır. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Biz şunun veya bunun himayesi altında, o veya bu gücün direktifleri doğrultusunda hareket etmiyoruz. Biz irademizi ve cesaretimizi haklılığımızdan alıyoruz.
Sen kaybetmişsin. Senden davacıyım. Bu meydandan da bizleri götüremeyeceksin. Asli görevin, bizi oradan uzaklaştıracağına bizi dinlemektir. Lütfen gel de bizi dinle. (BK/AS)
Toplantıya katılan kayıp yakınlarının konuşmalarının tam metinleri
Hanife Yıldız: Kimseden Utanmıyorsanız, Benden Utanmanız Lazım
İrfan Bilgin: Taleplerimizi Yerine Getirirseniz Meydandan Kalkarız
Hanım Tosun: Dünya Bizim Sesimizi Galatasaray’da Duydu
İkbal Eren: Evlatlarını İstiyor Anneler, İstismar Bunun Neresinde?
Hasan Karakoç: Siz Kayıplarımızı Bulup Sorumluları Yargılayın, Biz Oturmaktan Vazgeçelim
Mikail Kırbayır: Bakan Soylu Görevin Bizi Dinlemekti, Uzaklaştırmak Değil
Maside Ocak: Soylu'nun Açıklamaları Kayıp Davalarını Etkileyecek