İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın İstanbul İstiklal caddesi Galatasaray meydanında 700. Hafta buluşmasında yaşanan polis şiddetine karşı açıklama yaptı.
İHD merkezinde gerçekleşen toplantıya Cumartesi Anneleri/İnsanları, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Ahmet Şık, Garo Paylan, Oya Ersoy, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Ali Şeker, insan hakları savunucuları, 700. Hafta eyleminde gözaltına alınanlar ve basın mensuplarının da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. 21 Kasım 1980'de gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren'in toplantıdaki konuşmasını aynen yayımlıyoruz.
"Kara Cumartesi"
25 Ağustos 2018 “Kara Cumartesi” olarak tarihe geçti. Biz de “Kara Cumartesi”nin ardından sizin karşınıza geldik. Hanife Anne o kadar güzel açıkladı ki, artık onların yanında söyleyecek sözüm de yok. Emine Anne de burada.
Biz 699 hafta hep tekrarladık, taleplerimizi dile getirdik.
Oturmaya başladığımızdan 306. haftaya kadar bizi duyan olmamış. 306. Haftada bizimle tanışmak istemiş. Annelerimiz 5 Şubat 2011’de onlarla tanıştığında ‘Kayıp yakınlarının acılarını dindirmek için hükümet olarak her türlü çabayı göstereceklerini’ söyledi ancak üzerinden 30 yıl geçmiş vakalarda sonuç almanın kolay olmadığını vurguladı. Yine de bunun bir mazeret olamayacağını kaydetmiş.
Biz başbakanla görüştükten 394 haftada da aynı şeyi söyledik. Bizim taleplerimiz değişmedi, bizim annelerimiz de değişmedi, sadece içimizden ayrılanlar oldu ama onların talepleri de bizim omuzlarımızdaydı.
Bizim ne topumuz, ne tüfeğimiz, ne silahımız var sadece söylenecek sözümüz var. Bu devletten alacaklarımız var.
Ne yapmıştık biz? Ne istedik? 699 hafta boyunca sesimizi yükseltmeye çalıştık, sessiz çığlığımızı yükseltmeye çalıştık.
700. haftada dedik ki daha görünür olalım, bizi duymuyorlar. Biraz daha fazla sesimizi duyuralım. Bu muydu karşılığı?
Ama, bazı şeyler vardır siz söylemek isterseniz sizi duymazlar, görmezler. Ama bir fotoğraf karesi vardır ki sizin söylediğinizden çok daha fazlasını anlatır.
Biz bu ülkede kayıplarımızı duyurmaya çalıştık, adalet istedik, hak talep ettik. 38 yıl önce kaybedilen Hayrettin Eren için bu hükümet tek bir adım atmadı. Hukuku işletmedi. 38 yıldır ailem ile birlikte hak, adalet hukuk arıyorum ama bu ülkede biz bunu bulamadık.
Dünya bizi duydu. Bir fotoğraf karesiyle Dünya artık bizi duydu. Belki biz bu kadarını da beceremeyecektik ama yaptıkları ters tepti. Şu anda dünya Türkiye’de Cumartesi Anneleri’ni, konuşuyor. Türkiye’deki hukuksuzluğu, adaletsizliği bir kez daha görüyor. 82 yaşındaki Emine Anne’yi konuşuyor dünya.
Bugün diyor ki (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu) “Anneliği istismar etmeyin.” Kanım donuyor, kanım. Annelik istismar edilmiyor, tam tersi annelik hakkı aranıyor. Evlatlarını istiyor anneler, sizin teslim aldığınız evlatlarını istiyorlar. İstismar bunun neresinde?
Annelik istismarsa Hayrettin Eren’in beş tanığına rağmen niye dava açmadınız. Niye Cemil Kırbayır’ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü kabul ettiniz de hangi anneliğin istismarından söz ediyorsunuz?
Hasan Ocak’ı çukurdan çıkardı Emine Anne, hangi istismardan söz ediyorsunuz?
Yüksekova’da kaybedilen Abdullah Canan için AİHM karar verdi, kabul ettiniz, uzlaşmaya oturdunuz ama o aile sizinle uzlaşmak istemedi.
Süleyman Soylu sen bunları bilmiyor musun? Senin hükümetinin başındakiydi onlarla görüşen, anneleri meşrulaştırmıştı. Şimdi sen o meşruiyeti inkar ediyorsun, aynı kayıplarımızı inkar ettiğiniz gibi.
Bizi sizin gazınız, topunuz, tüfeğiniz susturamaz. Bir yıldönümünde adını söylemek istemiyorum sokaklarda insanlar iki ellerinde birer silahla dolaştılar, patır patır kadını erkeği kutlama yaptılar, hangisi için soruşturma açtınız?
Biz burada 23 yıldır oturuyoruz, kime ne zarar verdik? Sadece kayıplarımızı istedik, faillerinden hesap sorun istedik.
Ama siz de haklısınız kendi kendinizi mi yargılayacaksınız? Mehmet Ağar elinizde, hükümetinizin ortağı hükümeti yönetiyor, yeni bir şey yok, aynen devam ediyor, hatta kaldığı yerden oğlunu da oturttu.
Biz 700. haftamızda da oturduk oturmadık değil, sokaklarda oturduk, yerde oturduk, 701’de de 702’de de oturacağız. Bizim 1. haftadaki talebimiz değişmeden devam edecek ta ki sevdiklerimizi siz bize teslim edinceye, bizimle yüzleşinceye kadar bu talebimiz devam edecek. Bizi susturmaya gücünüz yetmez çünkü annelik başka bir şey Süleyman Soylu sen bilmezsin. (BK)
Toplantıdaki kayıp yakınlarının konuşmalarının tam metinleri
Hanife Yıldız: Kimseden Utanmıyorsanız, Benden Utanmanız Lazım
İrfan Bilgin: Taleplerimizi Yerine Getirirseniz Meydandan Kalkarız
Hanım Tosun: Dünya Bizim Sesimizi Galatasaray’da Duydu
İkbal Eren: Evlatlarını İstiyor Anneler, İstismar Bunun Neresinde?
Hasan Karakoç: Siz Kayıplarımızı Bulup Sorumluları Yargılayın, Biz Oturmaktan Vazgeçelim
Mikail Kırbayır: Bakan Soylu Görevin Bizi Dinlemekti, Uzaklaştırmak Değil
Maside Ocak: Soylu'nun Açıklamaları Kayıp Davalarını Etkileyecek