Erkek şiddeti çetelesine bir de “Adliyeden bakınca” başlığı eklememi önerdiklerinde, "Ne yazacağım ki?" diye düşünmüş, yine de soluğu Bakırköy Adliyesi’nde almıştım.
Ardından, Tekirdağ Adliyesi’ne gitmiş ve orada akademide cinsel saldırıya uğrayan kadın akademisyenin davasını paylaşmıştım.
Son olarak ise dünyanın en büyük adliyelerinden biri olduğu iddia edilen Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gitmiştim.
Haziran’ın “adliyeden bakınca” başlığını yazmak üzere Küçükçekmece Adliyesi’ndeyim. İzleme niyetinde olduğum dava, kamuoyunun yakından bildiği “metrobüste cinsel saldırıya uğrayan kadının” davası. Konunun kamuoyunun gündemine yerleşmesine neden olan da saldırıya uğrayan kadının saldırganı videoya kaydetmesi ve bu sırada “Biz susmayacağız, siz utanacaksınız” cümlesi.
Sanık F.Ö. “hakaret” ve “sarkıntılık etmek suretiyle cinsel saldırı” suçlarından yargılanıyor.
Davanın ilk duruşmasının görüleceği Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kapısının önündeyiz. Onlarca kadın, avukatlar, basın davaya girmek üzere bekliyoruz. Biz sabırla bekliyoruz, ama dava bir türlü başlamıyor. Nihayet, davanın avukatlarının ismi okunduğunda içeri girmek için hareket ettiğimizde, neredeyse minik bir kaos çıkıyor.
Sivil polisler kapıda bekledi
Kapıda bekleyen görevliler, sadece avukatları içeri alıyor, “Basın, arkadaşlar ve aile sonra” duyurusu yapıyor. Davanın basına kapalı olmadığını belirttiğimde, bazı erkekler kapının etrafına dikiliyor. Israrla kim olduklarını sorduğumda, “sivil polis” yanıtını alıyorum. Gerçekten de ilk kez bir cinsel saldırı davasında kapının önünde etten duvar örmüş sivil polisleri fark ediyorum.
Nihayet duruşma salonundan beklenen haber geldiğinde, salona giriyorum. Diktörgen, oldukça küçük bir duruşma salonunda, sanık F.Ö. tutuklu olduğu Metris Cezaevi’nden çoktan getirilmiş, yerini almış bile.
Sanığın, iki avukatı onun tarafında, saldırıya uğrayan kadın ve yedi avukatı da onun yanında duruyor. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden iki avukat da davaya müdahil olma talebini iletiyor.
Sanık F.Ö: Boşalmadım, işedim
Duruşmada ilk olarak sanık F.Ö. konuşuyor. Bir eli ile metrobüsteki demiri tuttuğunu bir elinde de poşet olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini söylüyor. Üzerindeki ıslaklığın, cinsel boşalma nedeniyle değil, işemesi üzerine olduğunu belirtiyor. Kadına temas etmediğini söyleyen sanık, kadının bağırması üzerine zor duruma düştüğünü anlatıyor.
Kadın olan biteni sabırla anlatıyor
Daha sonra saldırıya uğrayan kadına söz veriliyor. Kadın da, metrobüste olanları detaylı bir şekilde anlatıyor. Sonrasında kanıtların kaybolmaması ve doğru tespit edilebilmesi için verdiği mücadeleyi de ekliyor.
Sanığın avukatlarının soruları hangi gerçeği ortaya çıkaracak?
Sıra bu kez sanık erkeğin avukatlarına geliyor. Avukat, saldırıya uğrayan kadına , “Daha önce verdiğiniz demeçlerde, ‘Paranoyak oldum’, ‘planlı bir saldırının karşısındayım’ gibi cümleleriniz oldu mu?”, “Olmayan bir olayı bize olmuş gibi anlatıyor olabilir misiniz?” diyor.
Aslında bunların soru olmadığını, kadının “paranoyaklıkla” suçlandığının farkındayız. Bu nedenle de kadının avukatları soruları, “etik dışı" ve “savunmadan alakasız” buluyorlar.
Sanığın avukatı bu kez Adli Tıp Raporu’nda saldırgan erkeğin üzerinde sperm izine rastlanmadığını belirtiyorlar. Bu bilgi davanın seyrini değiştirecek türden. Bu cümleye kadının avukatları itiraz diyor ve aynı raporda sperm izine rastlandığını söylüyor.
Sanık erkeğin avukatlarına tepki
Davayı yöneten hâkimin tavrı her iki tarafı da dinleyen, anlamaya çalışan ve hakikati ortaya çıkarmaya çalışan bir pratik olarak gözlemleniyor.
Son olarak her iki tarafa da son cümlelerini sorduğunda ortam biraz geriliyor. Sanık avukatları, önce kadının avukatlarının kendilerini “etik olmayan”, “savunmadan uzak” diye nitelendirdiklerini hatırlatarak İstanbul Barosu’na şikâyet edeceklerini söylüyorlar. Sonra da İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin müdahillik talebinin yasal olmadığını bu nedenle de olumsuz karşılanması gerektiğini söylüyorlar.
Bu sırada, saldırıya uğrayan kadın ve arkadaşları bir hayli tedirgin, “ya tahliye edilirse?”
Mahkeme sanık avukatı gibi düşünmedi, Baro Davaya müdahil oldu
Mahkeme heyeti, olay sırasında metrobüsü kullanan şoförün bir sonraki celsede tanık olarak dinlenilmesi için Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin davaya katılmasına karar veriyor. Davanın bir sonraki duruşması, 8 Ağustos’ta görülecek.
Adli Tıp Raporu: Sperm Var
Dava biter bitmez sanık avukatlarının yanına gidip çelişkili Adli Tıp Raporu’nu görmek istiyorum. Ancak, görevliler farklı bir kapıdan hızlıca çıkış yaptıklarını söylüyor. Ben de kadının avukatından raporu göstermesini istiyorum.
Raporda, fail erkeğin iç çamaşırında sperm izine rastlandığı bilgisini görüyorum. Kadının avukatı Seher Eriş, şöyle diyor:
"Adli tıpçılarla konuştuğumuzda bize bir spermin oluşumun zamanının tespit edilmesi için canı olması gerektiğini söylediler. Ama, bu davada kanıtlar zar zor alındı ve dolayısıyla incelense de kurumuştu sperm.
"Sonuçta erkeğin çamaşırında sperm izi var. Kadının üzerinde olmaması bir cinsel saldırı olmadığı anlamına gelmiyor."
Kadınlardan davaya desteğe gelin çağrısı
Duruşma sonrası, kadın hakları savunucuları adliye önünde, “Biz susmayacağız siz utanacaksınız” yazılı pankartı açı. Basına açıklama yapan grup, kadınların her an her yerde saldırı altında olduğuna dikkat çekerek, kadınlar için mücadele edeceklerini belirtti. (EMK)
*Adli Tıp Raporu bizde var ancak, her iki tarafında kimlik bilgilerinin paylaşılmaması adına yayımlamıyoruz.