Türkiye destekli ‘Suriye Milli Ordusu’nun (SMO), Fırat’ın doğusunda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelere yönelik saldırıları sürerken, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’den “Süleyman Şah Türbesi” ile ilgili bir açıklama geldi.
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, hâlihazırda Suriye’nin Eşme Köyü sınırları içerisinde bulunan Süleyman Şah Türbesi’nin, Karakozak’taki eski yerine taşınması konusunda Türkiye ile işbirliğine hazır olduklarını belirtti.
Mazlum Abdi, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, 2015 yılında IŞİD’in oluşturduğu tehdit sırasında türbenin korunmasına katkıda bulunduklarını hatırlattı.
YPG: Süleyman Şah Operasyonunda Aktif Rol Aldık
Abdi’nin paylaşımı şöyle:
“2015 yılında IŞİD’in oluşturduğu tehdit sırasında Süleyman Şah Türbesi'nin naaşının Eşme bölgesine taşınmasını kolaylaştırarak korumasına katkıda bulunduk. Bugün, tarihi mekânların korunmasına olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Süleyman Şah’ın naaşının, önceki uluslararası anlaşmalara uygun olarak ve kültürel mirasa tam saygı çerçevesinde, orijinal yerine geri taşınmasını kolaylaştırmak için tüm ilgili taraflarla işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.”
MSB: Sahada uygun koşullar oluşmalı
Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine taşınması konusu, Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) düzenlediği haftalık basın bilgilendirme toplantısında gündeme geldi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, “Suriye’nin kuzeyindeki Karakozak Köyü’nün terörden temizlenmesinin ardından Süleyman Şah Türbesi'nin eski yerine taşınıp taşınmayacağı” sorusuna MSB kaynakları şu yanıtı verdi:
“SMO’nun bölgedeki ilerleyişi ve terörden arındırma operasyonları henüz devam etmektedir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Sahada uygun koşulların oluşması durumunda bu konu değerlendirilecektir.”
Süleyman Şah Türbesi hakkında
Süleyman Şah’ın doğum yeri ve tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, 12. yüzyılın sonlarında doğduğu ve Kayı Boyu’nun reisi olduğu bilinmektedir. Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın Orta Asya’daki istilaları nedeniyle, 13. yüzyılda batıya göç etmeye karar verdi. Halep yakınlarındaki Caber Kalesi çevresine yerleşen Süleyman Şah, daha sonra yeniden bir yurt arayışı için yola çıktı. Ancak 1227 yılında, Fırat Nehri’ni geçmeye çalışırken muhafızlarıyla birlikte boğuldu. Naaşı ve hayatını kaybeden iki muhafızı, Caber Kalesi eteklerindeki bir kümbete defnedildi. Osmanlı döneminde bu mezarın üzerine bir türbe inşa edilerek “Türk Mezarı” adı verildi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından türbe, Fransız Suriye Mandası sınırları içinde kaldı. 1921 Ankara Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşması’na göre, türbe Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edildi. Türkiye, burada muhafız bulundurma ve bayrak çekme hakkına sahip oldu.
1968 yılında Suriye, Fırat Nehri üzerindeki Tabka Barajı’nın inşası nedeniyle türbenin su altında kalacağını öne sürdü ve türbenin taşınması talebinde bulundu. Türkiye, buna karşılık bir nota vererek Keban Barajı’ndan Suriye’ye su akışını kesti. Uzun süren müzakerelerin ardından bir anlaşma sağlandı. Türbenin Halep-Haseke yolu üzerindeki Karakozak Köyü yakınlarına taşınmasına, eski yerine bir kitabe dikilmesine ve bu yerin tespiti için göl üzerine bir şamandıra konulmasına karar verildi.
1973 yılında türbe, Fırat’ın doğu kıyısındaki Karakozak Köyü’nde 10 bin 96 metrekarelik bir alana taşındı.
IŞİD tehdidi ve türbenin ikinci kez taşınması
Mart 2014’te IŞİD, Karakozak Köyü’nü işgal ederek türbeyi hedef aldı ve “Türkiye devleti Müslüman değildir. İslam toprağı olan Halep’teki bu kabirde bulunan askerler için üç gün mühlet veriyoruz. Biz bunu şirk kabul ediyoruz ve aksi takdirde kabri yerle bir ederiz” diyerek Ankara’yı tehdit etti.
Türkiye, 21-22 Şubat 2015 tarihlerinde bölgede artan çatışmaları gerekçe göstererek, “Şah Fırat Operasyonu” adıyla Süleyman Şah Türbesi ve çevresine yönelik bir sınır ötesi operasyon düzenledi. Operasyon sırasında türbe ve karakol binaları yıkıldı. Türbe, Kürt güçlerinin kontrolündeki bölgeye, Kobanî’nin yaklaşık 30 km batısındaki Eşme Köyü’ne (Aşme Ber Ferêt) taşındı.
YPG, TSK’nin düzenlediği operasyonun bilgileri dâhilinde yapıldığını ve operasyonda aktif rol aldıklarını duyurdu. Türkiye ise operasyonda PYD ve YPG’nin katkısı olmadığını açıkladı.
Öcalan’dan “Eşme ruhu” mesajı
PKK lideri Abdullah Öcalan, 21 Mart 2015’teki Diyarbakır Newroz’unda, “Çözüm Süreci” kapsamında okunan mesajında, Süleyman Şah Türbesi operasyonunda PYD-YPG’nin rolüne dikkat çeken bir açıklamada bulundu:
“...Ayrıyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobanî direnişini ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen 'Eşme ruhunu' halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum.”
6 Mart 2016’da ise dönemin PYD Eş Başkanı Salih Müslim, Şah Fırat Operasyonu sırasında koordinasyon sağlamak için Türkiye’de bulunduğunu açıkladı. Müslim, “İstanbul’daydım. Ankara’da bir ekip oluşturulmuştu. Ama istediğim zaman hem Kobanî’yle hem de onlarla konuşabiliyordum. Telefonları bendeydi. O dönem kriz masasıyla ilişkideydim” dedi.
(VC)