Yeni Yaşam gazetesinden, Mehmet Ali Çelebi ve Cihan Doğan'ın Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ile yaptıkları, dizi halinde sunulan söyleşinin ikinci bölümünde Abdi, SDG'nin öncülüğünü yaptığı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin yeni Suriye'ye dahil edilmesi, Suriye Kürtleri'nin varlık, kimlik ve kolektif haklarının yeni Suriye Anayasası'nda nasıl içerileceği, Kürt Birlik Konferansı'nın düzenlenmiş olmasından doğan sonuçların nasıl eyleme dönüşeceği, yeni Suriye'nin ademi merkeziyetçi bir temelde nasıl kurulacağı ve uluslararası güçlerin Suriye'nin dönüşümündeki rollerine ilişkin soruları yanıtladı.
* * *
"26 Nisan 2025 ‘Rojavayê Kürdistan Birlik ve Ortak Tutum Konferansı’: Tarihi bir adım"
Suriye’deki Kürt hareketinin ortaya çıkışından bu yana ilk kez, tüm Kürt partileri, figürleri bir araya gelerek tek bir siyasi vizyon ve program üzerinde anlaştılar. Bu gerçekten tarihi bir şey.
Konferans sonucunda, Kürtler adına Şam ile bir görüşme yapmak üzere 10 kişilik bir heyet oluşturuldu. Bu henüz uygulamaya konulmadı. Uygulanmamasının sebebi Şam’ın bunu kabul etmemesi veya bizim buna hazır olmamamız değil, şu anda iki heyetin bulunması.
Bir heyet Şam’la askeri ve idari konularda görüşüyor. Doğrudan Kürtleri ilgilendiren konulara odaklanmıyor, Suriye’nin tüm bileşenlerini ilgilendiren konulara odaklanıyor. Bu heyette Araplar, Süryaniler ve Kürtler var. 10 Mart Anlaşmasını pratiğe geçirmek istiyorlar. Henüz bu görüşmeler kendi yollarına sistematik bir şekilde girmedi. Hâlâ müzakere düzeyinde. Öncelikle askeriye ve güvenlik konuları gibi acil konuların ele alınması gerekiyor. Kürt meselesi de bunun bir parçası. Öncelikle genel konularda bazı adımlar atılmalı ve ardından Kürt sorunları da dahil edilmeli.vŞimdi müzakerelerimizde bir ilerleme olmasını bekliyoruz, ardından Kürt heyeti Kürtler adına Şam’a gidecek.
"Kürt halkının hakları Suriye Anayasasında tanınmalı"
10 Mart Anlaşması’nın 2. maddesi Kürt halkının haklarıyla ilgilidir. Kürt halkının hakları Suriye Anayasasında tanınmalıdır. Kürt heyeti bu konuya odaklanacaktır. Şu anda Kürt heyeti toplanıyor, hazırlıklar yapılıyor. Ancak genel durum nedeniyle anlaşamadığımız için Kürt meselesinde bir anlaşmaya varamadık. Bu genel çalışmalar tamamlandıktan sonra Kürt heyetinin Şam’la çalışmalarına başlayacağına inanıyorum. Oluşturulan bu Kürt heyetinin Rojava adına diplomatik çalışmalar da yürütebileceğini düşünüyorum. Kürt güçlerinin birliği olarak uluslararası güçlerle görüşmeler yapabilir. Kürt halkının ulusal ve uluslararası düzeyde birliğini güçlendirmek için Arap halkıyla görüşmeler yapabilir. Şu anda bunun için de hazırlıklar yapılıyor.
"Suriye adından Arap kelimesi kaldırılmalı ve ademi merkeziyetçi bir Suriye olmalı"
ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack Suriye’nin tek elden yönetilemeyeceğini de anlamış durumda. Dürzi meselesinden, Alevi meselesinden, Kürt meselesinden sonra, merkezi olmayan bir Suriye olması gerektiği sonucuna vardığını umuyorum.
Tüm iller yerel yönetimler aracılığıyla kendilerini yönetebilmeli
14 yıllık iç savaşın ardından Suriye’nin eski haline dönmesi imkânsız. Baas rejiminin dönemindeki gibi merkezi ve totaliter olmaz. Çünkü iç savaşın çıkmasına yol açan temel sebep merkezi sistemdi. Suriye’deki sorunlar bireylerde değil, sistemdeydi. Şimdi, Suriye sorununu böyle bir temelde çözebilmemiz için, ademi merkeziyetçi bir Suriye olmalı. Tüm siyasi ve kültürel grupların kendilerini yönetme hakkı olmalı ve Suriye’deki tüm iller yerel yönetimler aracılığıyla kendilerini yönetebilmelidir.
Suriye [devletinin] adı Baas döneminden bu yana Suriye Arap Cumhuriyeti’dir. Bu ad Suriye’nin gerçekliğini yansıtmamaktadır. Arap kelimesi kaldırılmalıdır. Suriye yalnızca Araplara ait değildir. Tüm gruplara aittir. Suriye’de böyle köklü değişiklikler yapılmalı. Bunlar yapılmazsa zor olacaktır. BAAS rejiminin çöküşünden sonra 8 aylık süreç Suriye’nin kolay birlik olmayacağını göstermiştir. Suriye’deki tüm halklar anlaşmalılar, tüm grupların hakları Anayasada korunmalı ve ademi merkeziyetçi bir Suriye kurulmalıdır ki bu şekilde uluslararası topluma geri dönebilsin. Güçlü bir Suriye, güçlü bir ülke olarak ortaya çıkabilsin.
"Paris toplantısı Şam yönetimi hazır olmadığı için yapılamadı"
[Şam yönetimiyle SDG arasındaki anlaşmazlıkların masaya yatırılacağı uluslararası] toplantının ayın [Temmuz] 25’inde yapılması planlanıyordu ve toplantıya 5 taraf katıl[acaktı]. İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar, biz ve Suriye hükümeti. Toplantı için hazırlıklar yapılmıştı ve hazırlıklar tamamlanmıştı.

SURİYE, FRANSA VE ABD ZİRVESİ
Paris, Rojava'nın Suriye'yle bütünleşmesi görüşmelerine ev sahipliği yapacak
Ancak son dakikada ertelendi. Sonra Fransız Dışişleri Bakanı Barrot beni aradı ve konuştuk. Amerikan Büyükelçisi Barrack da aradı ve üzüntülerini dile getirip hazır olduğumuz için teşekkür etti.
Paris bizim isteğimiz. Bu görüşmelerde üçüncü tarafların bulunması iyi bir şey. 10 Mart Anlaşmasında biz Suriyeliler olarak baş başaydık. Aramızda kimse yoktu. Şimdi Amerikan ve Fransız askerleri burada. Suriye, Fransa’yı da ilgilendiriyor. Bu görüşmenin Paris’te daha da iyi olacağı bekleniyor ve herkes bu görüşmenin Paris’te yapılması konusunda hemfikir. Herkes kabul etmiş.
"Şam'ın neden hazır olmadığını bilmiyorum, kendilerinin açıklaması gerekir"
Bu toplantıya hazırlıklıydık. Suriye hükümetinin Süveyda meselesiyle ilgilendikleri için bu toplantıyı ertelemelerini istediği söylendi. Ancak toplantının tekrar yapılması konusunda ısrar ettiler. Suriye geçiş hükümetinin bu toplantıya hazır olmadığına inanıyorum. Bunun nedenini bilmiyorum, kendileri açıklamalılar. Hazır değillerdi çünkü. Şeybani Paris’e gelmişti. Ama bu toplantıya hazır değillerdi. İsrail ve Amerika ile sorunlarını kendi aralarında çözmek için masaya oturdular. Şimdi toplantı hazırlıkları devam ediyor ve toplantı yapılacak.

Paris'te Suriye ve İsrail arasında 'güvenlik' görüşmesi
"Cenevre ve Astana toplantıları tüm tarafları içermediği için başarısız oldu; şimdi Şam ve SDG bir araya gelince anlaşmaya varılabilir"
[Suriye'de çatışmayı sonlandırmayı ve çözümü sağlamayı hedefleyen önceki Cenevre ve Astana toplantılarının] başarısız olmasının nedeni, tüm tarafların toplantıda hazır olmamasından kaynaklıydı, başarılamadı.
Örneğin, Beşar Esad hükümetinin tarafı, zaman kazanmak için müzakere ediyordu ve 2254 sayılı kararı uygulamayı hiçbir zaman benimsemediler. Astana toplantılarında sadece Rusya, Türkiye, İran ve Suriye vardı. Ancak Suriye’de sahada bulunan diğer devlet ve güçler yoktu. Bahsettiğiniz görüşmelerle ilgili en önemli husus, Suriye’nin ana güçlerinin orada olmamasıydı. Şam hükümeti oradaydı, bazı Türkiye’ye yakın gruplar oradaydı, ancak sahada faaliyet gösteren ana güç olan DSG ve HTŞ orada değildi. Bu yüzden başarısız oldu. Devletler bir araya geldi ve anlaşmak istediler, ancak sahadaki güçler bir araya gelmedikleri için bu toplantı da başarısız oldu. Sonuç olarak, Rusya, İran ve Türkiye başarmak için anlaşmalıydılar. Çünkü herkes kendi çıkarını esas aldı ondan dolayı başarı elde edilemedi.
"Şu anda Suriye'nin ana güçleri müzakere ediyor"
Mevcut durum farklı. Şu anda birbirleriyle müzakere eden güçler Suriye’nin ana güçleri. Şu anda Suriye’de iki güç var. Biri Şam Hükümeti güçleri, diğeri Suriye Demokratik Güçleri. Bu iki güç bir araya gelirse bir anlaşmaya varılır.
Dış devletler düzeyinde de Suriye’ye yaptırım uygulayan Avrupa ve ABD gibi devletlerin söz hakkı var. ABD’nin alacağı kararların diğer güçler tarafından da dikkate alınacağına inanıyorum. Şu anda hem bizi hem de Şam hükümetini etkileyen güçlü bir uluslararası irade var. Sahada iki güç daha var: SDG ve HTŞ. Eğer anlaşırsak kazanırız. Yine niyete bağlı. Şimdi, Şam hükümeti de Baas hükümeti gibi zaman kazanmak ister ve hakiki bir entegrasyon için doğru adımlar atmazsa, bu çabalar başarılı olmayacaktır.
"Şimdi başarı koşulları daha fazla"
Ancak mevcut durumda, bu çabaların başarıya ulaşmasını sağlayan koşullar ve şartlar daha da fazladır. Çünkü Suriye’nin doğal haline dönmesi gerekiyor ve yaptırımların üzerinden kalkması gerekiyor. Devletlerle entegrasyon için koşullar belirlendi. Şam hükümetinin de bu sürecin başarılı olmasını istediğine inanıyorum, biz de istiyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşma şansı daha fazladır.
_______________________________
(AEK)






