Fotoğraf: İHD
Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 3 aylık Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporunu bugün açıkladı.
Ekim, Kasım, Aralık 2022’yi kapsayan rapor, bu dönemde derneğe yapılan ihlal başvuruları ve basın taraması yoluyla hazırlandı.
Bu dönemde, işkence, kötü muamele ve onu kırıcı davranışlarla ilgili 780’i başvurulardan ve 125’i basından olmak üzere toplam 905 hak ihlali tespit edildi.
Toplam hak ihlali ise 1973 olarak tespit edildi.
Rapora göre, dördü hapisliği devam ederken, ikisi serbest bırakıldıktan günler sonra olmak üzere 6 hasta mahpus (Tahir Gürdal, Emre Abalak, Ehettin Kaynar, Süphan Çabuk ve Kemal Mutlum, Vural Avar) hayatını kaybetti. Ayrıca Marmara Bölgesi hapishanelerinde 3 ayda iki intihar girişimi gerçekleşti.
Üç ayda İHD İstanbul Şubesine, şu 21 hapishaneden toplam 57 başvuru yapıldı: Silivri, Kandıra 1 ve 2 Nolu F Tipi, Kocaeli, Maltepe 1 Nolu L Tipi, Edirne F Tipi, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi, Bolu F Tipi, Silivri Açık, Bakırköy Kadın Kapalı, Gebze M Tipi, Bursa H Tipi Kapalı, Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli, Antalya S Tipi, Ahlat T Tipi Kapalı, Sincan Kadın Kapalı, Adana Kürkçüler 1 Nolu T Tipi, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı, Şakran T Tipi Kapalı, R Tipi Kapalı CİK, Sincan 2 Nolu F Tipi CİK, Diyarbakır Kadın Kapalı cezaevleri.
Hak ihlalleri
Raporun hak ihlallerine dair tespitler bölümünde şu değerlendirme yer aldı:
“Rapor dönemi boyunca; yaşam hakkına yönelik saldırılar, sağlık ve tedaviye erişim sorunları, işkence, kötü muamele ve onur kırıcı muamele, adalete erişim, iletişim yasakları ve ağır tecrit uygulaması, infazda ayrımcılık, infaz yakma ve şartlı tahliye hakkına yönelik olumsuz uygulamalar devam etti.
Artan hak ihlalleri arasında ölümle tehdit, intihara zorlama, idarenin can güvenliği endişesi yaratacak eylem ve söylemleri dikkat çekiyor. Bu tablo ağır tecrit ve izolasyon uygulamaları ile birleşerek mahpusların yaşam hakkına tehdit oluşturuyor.
Ağır infaz koşulları
Bu durum artan hasta mahpus ölümleri ve intiharları ile paralellik gösteriyor. Hapishanelerdeki ağır hak ihlalleri ve tecrit, ağırlaştırılmış müebbet cezasına dair ağır infaz koşullarının bütün mahpuslara yaygınlaştırıldığı izlenimi veriyor.
Tahliyesi gelen gelmiş ya da açık cezaevine gitmesi gereken mahpuslar, iyi halli olmadıkları, toplum güvenliği için tehlike oluşturuyor veya toplumla bütünleşmeye hazır değil vb. gibi gerekçelerle hapishane idari gözlem kurulu kararıyla bu haklarından yoksun bırakılıyor.
İnfaz yakmalar
Türkü söylediği, hücre değişikliği talep ettiği ve bu konuyla ilgili hapishane idaresine dilekçeler vererek ısrarcı davrandığı gibi çeşitli bahanelerle verilen disiplin cezaları ve hücre cezaları ile infaz yakmalar devam etti.
Kürtçe yasağı
Hapishanelerin tümünde disiplin cezaları, süreli- süresiz yayınlar ve kitap yasakları, kürtçe kitapların verilmemesi, mahpuslardan tercüman parası istenmesi, mektup yasakları, mektupların “yalan yanlış bilgi yayma, korku ve panik oluşturma” gibi bahaneler ileri sürerek karalanması, resmi kurumlara yazılan yazılar ve suç duyurusu dilekçelerinin gönderilmemesi sorunları devam etti.
Kantinlerde fahiş fiyatlar
Diğer sorunlar da şöyle: Sohbet ve spor haklarının kullandırılmaması, hücre havalandırmalarından yeterince yararlanamamaları, hapishane kantinlerinde fahiş fiyat, çeşit azlığı, sadece belli markaların bulunması, bazı ihtiyaç malzemelerinin kantinde satışının yasak olması ve bu ihtiyaçların dış kantinden karşılanmaması, yemeklerin az verilmesi, kalitesiz bayat, çürük sebzelerden yapılması, yemeklerin içerisinde kıl ve böcek çıkması, yemeklerin az verilmesine gerekçe olarak ise ülkenin ekonomik durumunun gerekçe gösterilmesi. Öyle ki 7 kişilik koğuşa 3 kişilik yemek verilmesi gibi sorunlar devam ediyor.
Küfür, hakaret, kötü muamele, ayrımcılık
Diğer bir sorun ise infaz koruma memurlarının, müdürlerin mahpuslara dönük küfür, hakaret, kötü muameleyle ortamı sürekli germeleridir. Mahpuslara düşmanca davranış, hapishanelerde keyfiyet had safhaya vardı.
Ayrımcı, etnik kökene göre davranma sık sık baskın hücre araması, aramalarda eşyaların dağıtılması, hücrede bulunan kantin fişi dahil mahpusların mektup, günlük vb birçok yazılı materyallerine el konması…
Bakırköy Kadın Kapalı cezaevinde olduğu gibi kadın mahpusları arama sırasında havalandırmaya kilitleme, kadın mahpusların iç çamaşırlarının teşhir edilmesi, erkek gardiyan tarafından kadın mahpusun vajinal bölgesine tekme atılması gibi cinsiyetçi yaklaşımlar, hastalığı nedeniyle havalandırmaya 4 yıldır çıkamayan kadın mahpusun havalandırmaya kilitlenmesi…
Kendini kontrgerilla olarak tanıtan kişiler
Kendilerini kontrgerilla olarak tanıtan kişilerin mahpusları ölümle tehdit etmesi, polislerin hücre aramasına girmesi, mahpusların sohbet edeceğiz denilerek hücresinden alınıp tekli hücreye götürerek sorgulanmak istenmesi, yine mahpusu çırılçıplak soyarak hücreye atılması, bir başka mahpusun ellerinin arkadan kelepçelenerek hücreye konması, mahpusları itirafçılığa zorlama, tarafsız dedikleri koğuşa geçmeye zorlama, mahpusun annesine, kız kardeşine küfrederek kışkırtmaya çalışma vb. gibi, mahpuslar çok çeşitli uygulama ile karşı karşıya.
İletişim ve görüş engelleri
Bir diğer sorun telefon görüş süresinin kısaltılması, politik mahpusların görüntülü telefon görüşmesinden yararlandırılmaması, aile görüş sürelerinin saatinin kısaltılması, kalabalık koğuş 5 kişilik yerde 20 kişinin kalması, bazı mahpusların yerde yatması, bir diğer sorun ise elektrik faturalarının çok yüksek gelmesi ve faturayı ödeyemeyecek durumda ki mahpusların elektriklerinin kesilmek istenmesidir.”
Öneriler
- Ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere risk grubundaki tüm mahpusların sağlık ve yaşam haklarını korumak için gerekli önlemler acilen alınmalı.
- Hasta mahpuslar erbest bırakılarak tedavi ve yaşam haklarının korunması yönünde acil adımlar atılmalı.
- Giderek yaygınlaşan ve kalıcı hale dönüştürülen tecrit politikasından vazgeçilmeli, işkence, kötü muamele, keyfi yasak ve uygulamalara derhal son verilmeli.
(AS)