Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, yeni çıkan kitabı “İsyanın İzinde” ile ilgili TÜYAP’taki Karadeniz Salonu’nda bir söyleşi düzenledi.
İsyanın İzinde, biri hariç 1987-1988’de Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nde yayınlanmış makalelerden oluşuyor. Makalelerden “Türkiye Sosyalist Hareketine Silahlı Mücadelenin Girişi” ise İletişim Yayınları’ndan çıkan Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce’nin “sol”a ayrılmış 8. cildinde yayınlanmıştı.
Dün saat 15:45-16:45 saatleri arasında gerçekleşen söyleşide makalelerin tarihsel bağlamını ve neden şimdi yayınlandığını anlatan Kürkçü, ansiklopedideki metinlerin, “nesnelliğin, öznelliklerin toplamı olarak okunması için tasarlanmış olduğunu” söyledi. Kürkçü, kitabının, artık dolaşımda olmayan, ancak sahaflarda bulunabilecek bu ansiklopedideki metinlere ulaşma imkanı sağladığını belirtti.
Kürkçü, bugünkü süreç ile geçmiş isyanlar arasındaki tarihsel bağın görülebileceğini, bugün yaşananların “durup dururken olmadığını”, isyanı besleyen kaynakların 1000 yıldır bu topraklarda akmakta olduğunu söyledi.
“Egemen sınıfın isyanlar hakkındaki arşivi daha geniş, bilgisi kuşaktan kuşağa naklediliyor ve birikiyor. Ancak iktidarla karşı karşıya gelen kuşaklar önceki sosyal ve kültürel evrenden habersiz olarak her defasından baştan başlıyor. İsyan edenlerin de muhasebe yapabilmesi için bilgilerin birbirine eklemlenmesini hep istemiştim.”
“İlk isyanların ardından ilk kaybedilen, ilkel, eşitlikçi, göçebe demokrasisiydi. Ortak hafızamızda eşitlik, efendisizlik, sınıfsızlık var. O yüzden hep arzuladığımız da o uzak geçmişti."
"Ama geleceği kurabilmek o uzak geçmişten kopabilmekle mümkün. Tüm gerilim ve çelişki de burada."
"Hem o isyanın bir parçası olacaksınız hem de ondan ayrılarak yeni bir dünyayı başka türlü kurmak için, içinde yaşadığınız çağın itirazlarına kulak kabartacaksınız.”
TÜYAP'a Kadıköy'deki Alevilere Eşit Yurttaşlık Mitingi'nden geldiğini söyleyen Kürkçü, şöyle devam etti:
“Bundan neredeyse 800 yıl önce ayaklanmış olan Baba İshak ve takipçilerinin talep ettikleri şeyle bugün Kadıköy meydanındaki mitingde talep edilen şey aynı: Bildiğin gibi yaşamak, inandığın gibi olmak, kendi bildiğine bağlanmak, sana ait olmayana hürmet etmek. Bu kadar basit ve 1000 yıldır karşılanamamış bir talebin de tabii ki sürekliliği olacaktır.”
“1968 isyanı ve onu bugüne bağlayan büyük akıntı... Kitaptaki metinlerin büyük bölümü de buna ayrılmış durumda.”
“Metinlerde yayınlandığı dönemin izleri var. O dönem, sosyalizmin büyük bir yenilgiyle, dünya çapında bir bozgunla karşı karşıya kaldığı bir dönem. Kitapta da bununla ilgili en karakteristik makale, ‘Ütopyacılıktan Marksizme, Marksizmden Ütopyacılığa.’ Reel sosyalizmin yıkılma sebeplerinden biri de ‘reel olmasıyla’ geleceğe dair bir tahayyül barındırmamasıyla ilgili. Böylelikle devrimin düzen haline gelmesi, eşitsizliklerin usulden olduğu bir komünizm kaçınılmaz oluyor.”
"Koşulları değiştiren yeni muhalefet"
Kürkçü, Gezi isyanının da “sivil bir kisve altında süren 12 Eylül rejimine başkaldırı olduğunu” ifade etti.
Kitaptaki son makale olan “Che” Si!’nin kendisinin de en beğendiği makale olduğunu söyleyen Kürkçü, “Bugün bir ikon olarak herkesin bildiği Che Guevara’nın düşüncelerinin pek az kişi tarafından bilindiğini” söyledi.
“Kendisini Bolivya’da bekleyen mermiye götüren yeryüzü devrimine olan inancıydı, silahlı mücadeleye olan şahsi arzusu değildi. Gezi direnişinde kıymetli olan şey de eskinin, geleneğin tekrarı olması değil, bizzat muhalefet etmenin kendisiydi. Che, koşullara teslim olmayı değil, koşulları değiştirerek yeni bir muhalefet ortaya çıkardı. Gezi’nin de yaptığı buydu.”
Kürkçü, “Tüm bunları biliyor olmak açık bir zihinden başka bir şey kazandırmaz” diye devam etti:
“Her devrimin bilgisi ancak o devrimden elde edilir.” (AS)
* İsyanın İzinde, Ertuğrul Kürkçü, Dipnot Yayınları, Yayıma Hazırlayan: Emirali Türkmen, Kapak Tasarımı: Yılmaz Aysan, Ankara, 2013, 239 sayfa.