Pankart ve fotoğraflarda Rıdvan Karakoç, Serdar Tanış, Hayrettin Eren, Hüseyin Toraman, Ahmet Kaya, Hüseyin Morsümbül, Ali Efeoğlu, Ramazan Bulut, İbrahim Gündem, Erdoğan Şakar ve daha nicelerin adları yazılıydı.
Siyasi gerekçelerle kaybedilen yakınlarını Galatasaray Meydanı'nda dün (7 Mart) gerçekleştirdikleri Cumartesi oturmalarının 206. haftasında da arayan Cumartesi Anneleri ve İnsanları, bu hafta da Hasan Gülünay'ı devlet ve hükümet yetkililerinden sordu.
Biz de Varız Platformunun ortak adayı DTP'li Akın Birdal ve dansçı Zeynep Tanbay'ın desteğini alan Cumartesi anneleri, JİTEM üyesi itirafçıların adres olarak gösterdikleri mazarları ve ölüm kuyularının daha fazla beklenmeden açılmasını talep ettiler.
"Gülünay dosyası "Ergenekon"a dahil olmalı"
Bu hafta da onlarca insan, Galatasaray Lisesi'nin duvarına yerleştirilen İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu imzalı "Failleri Belli, Kayıplar Nerede?" afişinin önünde sağanak yağmura rağmen yakınlarının akıbetini sordu.
Komisyon adına bir açıklaması okuyan Özgür Sevgi Göktaş, gözaltına kaybedilen Gülünay'ın dosyasını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ele aldığı Ergenekon Dosyası kapsamına alınmasını bu hafta talep edeceklerini açıkladı.
Erdal Şam, Hasan Gülünay'ın sesini duymuş
Açıklamada "Bin operasyon yaptık" diyen Mehmet Ağar, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve dönemin yetkililerinin yargılanmasını istenerek, yetkililerin bu konuda daha fazla beklememesi gerektiği vurgulandı.
İddiaya göre, 20 Temmuz 1992 tarihinde evinden çıkan ve bir daha kendisinden haber alınmayan Hasan Gülünay'ın sesini, bu kişiden önce gözaltına alınan arkadaşı Erdal Şam, Gayrettepe Şubesi'nde tutulurken duydu. Şam'ın, eşi Birsen Gülünay'a aktardığına göre, Hasan Gülünay hücrelerden birinden, "Ben Hasan Gülünay, beni kaybedecekler" dedi.
"Moğultay tanıklık yapmalı, konuşmalı"
Dönemin SHP-DYP genel başkanları ve milletvekilleriyle görüşen Birsen Gülünay'a hiçbir bilgi verilmedi. Dönemin Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay'ın Gülünay'a, dönemin asayiş şube başkomiseri olan ve Susurluk kazasıyla gündeme gelen İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ'ın kendisine "yaraları iyileşiyor, sonra savcıya çıkaracağız" dediği de ifade ediliyor.
İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu, Mehmet Moğultay'a seslenerek, bu konuda tanıklık yapmaya ve bildiklerini kamuoyuyla paylaşmaya davet etti ve şöyle dedi:
"206 haftadır insan hakları savunucuları, Cumartesi anneleri, Cumartesi insanları sizlerden cevap bekliyoruz. Daha ne kadar susacaksınız? Ama biz susmayacağız, tüm kayıpların akıbeti açıklanana, failleri yargılanana kadar soru sormaya devam edeceğiz. Biz vicdanız! Ya siz?" (EÖ/TK)
(*) Fotoğraf: ZDF muhabiri Müjgan Arpat.