“Ali İhsan Dağlı, 14 Nisan 1995’te gözaltında kaybedildi. Devlet ‘Bizde yok’ dedi. Türkiye AİHM’de mahkum oldu.”
Cumartesi Anneleri/İnsanları bugün, saat 12:00’de, Galatasaray Lisesi önünde, gözaltında kaybettikleri yakınları için yeniden oturma eylemine başladılar.
Bundan böyle her cumartesi eylemlerine devam edeceklerini söyleyen kayıp yakınları bu hafta Ali İhsan Dağlı’nın dosyasının Ergenekon davasına dahil edilmesini ve sorumluların yargılanmasını talep etti.
1995'ten Ergenekon'a...
Cumartesi oturmaları, Emine Ocak'ın oğlu Hasan Ocak'ın 21 Mart 1995'te gözaltına alınması ve 55 gün sonra işkenceyle öldürülmüş bedeninin kimsesizler mezarlığında bulunmasıyla başlamıştı.
Ocak’ın ardından aynı şekilde kaybedilen Rıdvan Karakoç’un yakınları da Ocak ailesine katılmış ve sonunda her cumartesi kayıp yakınları çoğalarak Galatasaray Lisesi önünde sessizce bekleyerek ellerinde yakınlarının fotoğraflarıyla “kayıpların bulunmasını” talep etmişlerdi.
1995’ten 1999’a kadar süren protestolarının son yedi ayında güvenlik güçlerinin engellemeleri ve saldırılarıyla karşılaşmış ve çoğunlukla Cumartesi gecelerini gözaltında geçirmek zorunda kalmışlardı.
Bugün Dağlı’nın yanı sıra Ocak’ın, Karakoç’un, Cemil Kırbayır’ın, Kasım Alpsoy’un, Serdar Tanış’ın, Düzgün Tekin’in, İsmail Şahin’in ve Hasan Gülünay’ın bizzat yakınları diğer kayıplar adına ise hak savunucuları polisin yoğun önlem aldığı Galatasaray Lisesi önünde yeniden buluştular.
İHD'den Sebla Arcan onun nasıl kaybolduğunu anlattı:
“1995’te Diyarbakır’ın Silvan ilçesi, Eşme köyünde gözaltına alındı. Gözaltındayken görenler, tanıklık yaptı. Hatta gözaltınayken çekilen fotoğrafları gazetelerde yayınlandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Devletin ‘Biz almadık, bizde yok’ cevabı hiç değişmedi.”
"Hasan Kundakçı yargılanmalı"
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 1995'te yayınladığı Türkiye'ye silah Transferleri ve Savaş Yasaları İhlalleri raporunda bir askerin tanıklığıyla Dağlı'nın nasıl öldürüldüğü anlatılıyordu.
Buna göre, bir devriye altı köylüyle birlikte rastladığı Dağlı'yı elinde tüfek olduğu gerekçesiyle yaraladı. Kuruçayır mezrasına götürülen köylüler, burada köyün erkekleriyle birlikte öldüresiye dövüldü.
Dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı bizzat operasyona katıldı. Yedi köylü daha sonra Bağdere Jandarma Karakolu'na götürüldü. Dağlı'ysa Silvan'da bir askeri üsse götürüldü ve orada sorgulandıktan sonra kurşuna dizildi.Olaya Yarbay Sabri Doğan ile yardımcısı Binbaşı Osman Yalıkaya komutasındaki Türk Kara Kuvvetleri 1/9 İç Güvenlik Piyade Alayı İkinci ve 8. Kara kuvvetleri birliklerine Bağdere Jandarma Karakolu'ndan düzenli Jandarma birlikleri de katılmıştı. Dağlı’nın ailesi iç yargı yolu kapanınca AİHM’e başvurdu ve AİHM Türkiye’yi mahkum etti.
Dağlı’nın ve bugün Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi başlatan diğer kayıp yakınlarıyla hak savunucularının ortak talebi kayıp dosyalarının Ergenekon davasına eklenmesi ve adı geçen tüm sorumluların yargılanması. (EZÖ)