Haberin İngilizcesi için tıklayın
Buğdayda kendi kendine yetebilen bir ülke değiliz. Politikamız ithal etmeye yönelik. Çiftçi desteklenmiyor, desteklenmeyen çiftçi buğday ekmiyor.
Üretim sorununu miktar ve süreklilik boyutunda çözemediğimiz müddetçe yurtdışından almak hem daha pahalıya mal olacak hem de fiyatları arttıracak.
Zira dünyada yaşanan krizle birlikte, Türkiye’nin buğdayda yeni pazar arayışının olduğu bir ortamda fiyatlar rekor kırmaya devam ediyor.
… diye anlatıyor TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez.
Önce Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, ardından Mısır’la Hindistan’ın buğday ihracatını yasaklamasının ve Çin’in buğday stoklamasının tüm dünyayı bir buğday krizinin içine sürüklediğinden bahsediyor. Buğday fiyatlarının gün geçtikçe artığını söylüyor.
"Türkiye kendine yetmiyor"
Türkiye’nin bu sene de buğday üretimin 20 milyon tona erişmesinin güç olacağını söyleyen Suiçmez, Türkiye’nin yıllık ihtiyacının 30 milyon tonlarda olduğunu aktarıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin aradaki farkı yine ithalatla karşılayacağını anlatıyor:
"Geçen yıla göre ülke genelinde yağışlılardan kaynaklanan nispi iyileşme gözükse de ve rekolte biraz normale dönse de Doğu-Güneydoğu'daki kuraklık devam ediyor. Bir de don etkisi ve dolu zararı nedeniyle kayıplar var.
"Dolayısıyla Türkiye’nin bu sene hedeflediği 20 milyon tona erişmesi yine güç. Üretilenle ihtiyaç arasındaki yaklaşık 10 milyon tonluk farkın yurtdışından karşılanması gerekecek.
"Burada sorun şu; savaş nedeniyle Rusya ve Ukrayna'dan ihtiyacını karşılayamıyorsan elinde stok bulunan farklı ülkelerden Hindistan’dan, Çin’den, Mısır’dan, Arjantin’den satın alma yoluna gitmek zorundasın. Ama bu ülkeler de problemli.
"Hindistan sıcaklıklar nedeniyle üretimi azalınca ihracat yasağı koydu. Mısır da aynı şekilde. Çin ise tüm dünyadan buğday stokluyor. Böyle olunca da buğday fiyatı dünyada rekor kırıyor.
"Geçtiğimiz gün tonu 458 dolara kadar yükseldi. Bu da bizim arz açığımızı daha yüksek fiyattan kapatacağımız anlamına geliyor."
"Türkiye net ithalatçı ülke"
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin "Türkiye tarım ve gıda sektöründe net ihracatçı bir ülkedir" sözlerini hatırlatan Suiçmez bunun doğru bir bilgi olmadığını söylüyor.
2021’deki ithalat ve ihracat rakamlarından örnekler veren Suiçmez “Un sektöründe 1,14 milyar dolarlık ihracata karşılık 2,67 milyar dolarlık ithalat yapmışız. İhracatının 2 katından fazla ithalat yapan sektör, net ithalatçı konumundadır” diyor.
Bugün TMO’nun gündeminde yine buğday ithalatı olduğunu söyleyen Suiçmez, “Kendimize yeterliysek hasat döneminde 184 bin ton buğday alımı neden ihaleye çıkıyor” diye soruyor.
Suiçmez Türkiye’nin buğdayda kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna gelmesinin bir yılda olacak bir şey olmadığı görüşünü paylaşırken “Bunun için üretici sürekliliği olması şart. Bunun yolu da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin taban alım fiyatı garantisi vermesi ve stoklarını iç üretimle tamamlaması” diyor:
"Üretim alanlarının azaldığı, buğday üreticisinin üretiminden çekildiği bir gerçek. Yaklaşık 20 yıl önce Türkiye’nin nüfusu 70 milyonken de buğday üretimimiz yıllık 20 milyon ton civarındaydı. Şimdi ülkenin nüfusu 85 milyon, üretimse aynı.
"Nüfus artışına göre planlama yapıp, gerekli tüketimin fazlasını üretip, gerekirse yurtdışına satacak politikalara geçmemiz lazım.
"Bunun için de devletin buğday üretiminin maliyet üstü fiyatla alım garantisi vermesi, üreticinin bir sonraki yılda üretime devam etmesi için de teşvik ödenmesi lazım.
"Bunu yapmamamız halinde buğdaydaki kısır döngümüz maalesef devam edecek. TMO gerekli stoklarını iç üretimden karşılayamazsa biz her yıl aynı sorunu konuşmaya devam ederiz."
"Çiftçiden alım 2 bin 250 lira, ithalat 6 bin 300"
TMO’nun son ihalede ton başına 6 bin 300 TL'den buğday ithal edildiğini aktaran Suiçmez buğdayın geçen yıl yerli üreticiden 2 bin 250 TL'ye alındığını söylüyor.
TMO’nun da ‘ekmek fiyatları aşırı zamlanmasın diye’ 6 bin 300 TL’den aldığı buğdayı 3 bin 500 TL’lerden un sanayisine ve değirmenciye verdiğini belirterek yerli çiftçinin destenlenmemesi eleştirisini yineliyor:
"Kendi üreticimize düşük alım fiyatı, dış ülkelere yüksek fiyat. Daha sonra kendi üretimimizi desteklemezken ekmek fiyatı artmasını diye sanayiciye indirimli sübvanse edilmiş fiyat.
"Burada bir yanlış var. Tabii ki ekmek fiyatları artmasın ama önemli olan üretim sorunu. Üretim sorununu miktar ve süreklilik boyutunda çözemezsek yurtdışından almak hem daha pahalıya mal olacak hem de bir yerde tıkanacak.
"Daha önceden paran vardı, dünyada üretim fazlası vardı, alabiliyordun. Ama Rusya-Ukrayna savaşı, Ukrayna'nın şu an yeterli ekimi yapamaması, Hindistan'ın stoku olmasına rağmen ihracat yasağı getirmesi, Çin'in stok yapmaya devam etmesi gibi gelişmelerin yaşlandığı bir ortamda -ucuz pahalı önemli değil- yurtdışından gelecek buğday miktarına bakarak biz geleceğimizi planlayamayız.
"Üretimde süreklik düşük, üretim maliyeti ve stoklarının yerli üretimle karşılanmasına yönelik politikaların dışındakilerin çözüm olmadığını sürekli söylüyoruz. Aksi halde ekmek fiyatları artınca buğday üreticisini suçlayacağız.”
TIKLAYIN - "Buğday ithalatı çiftçiyi yıldırdı"
(HA)