İsveç'te sağ blok koalisyon hükümeti, "enerji problemini çözmek" için yeni nükleer santraller kurmaya karar verdiğini açıkladı. Başbakan Fredrik Reinfeldt, kararı koalisyon ortaklarıyla birlikte açıkladı. Kararı muhalefetteki partiler ve çevreci kurumlar protesto ederken, nükleer enerji sekötründe çalışanlar ve sermaye sahipleri alkışlarla karşıladı.
Beş kişiden bir karşı
İsveç küresel iklim değişikliği sorununun gündeme getirildiği son yıllarda, nükleer santral karşıtı ülkeler arasında ilk sıralarda yeralıyordu. Diğer İskandinav ülkelerindeki basın da, İsveç hükümetinin kararına birinci sayfalarında yer verirken, İsveç medyası konuyu gelecek seçimlerde hükümeti zora sokacak en önemli karar olarak işliyor. İsveç ulusal istatistik bürosunca yapılan yeni araştırmaya göreyse ülkedeki her beş kişiden biri hâlâ nükleer enerji santrallerine kesinlikle karşı.
Bu kararının sosyal demokrat parti çevrelerince de onaylanması, İsveç Sosyal Demokrat Parti lideri Mona Sahlin’i muhalefet lideri olarak güç duruma soktu.
1980'de halk "nükleere hayır" demişti
Ülkede 1980’de yapılan halk oylaması sonucu, yeni nükleer enerji santrallerinin kurulması yasaklanmıştı ve İsveç’in üç büyük partisi tarafından en az 2010 yılına kadar yeni bir nükleer santral kurulmayacağı sözü verilmiş, mecliste karar onanmıştı. Fakat karar 2002'de yine üç büyük parti tarafından iptal edildi. Ama halkın sıkı muhalefetiyle uygulamaya konamadı.
Sivil inisiyatifler yeni halk oylaması istiyor
İsveç siyaset hukukuna ve geleneklerine göre, siyaset bilimi öğretim üyeleri hükümetin böyle bir kararı alabilmek için tekrar halk oylaması yapması gerektiğini savunuyor, kararın gelecek seçimlerinde iktidarı zor duruma sokacağını ifade ediyor.
Yeni nükleer santraller kararının uygulanabilmesi, İsveç’in iç hukukuna ve bilimsel çalışmalarına bağlı olarak, en az 5 en fazla 10 yıl sürebilir.
İsveç’te bugün 10 nükleer santral işler durumda. Mevcut santraller 2045 yılına kadar işletilecek. Hükümet yeni kurulacak nükleer santrallerin süresi dolan nükleer santrallerin bir devamı olarak görülmesi gerektiğini savunuyor. (SNS/TK)