Uluslararası Sol Platform ve Ceren Kadın Derneği ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir projeyle, ayrı kıtalarda ayrı coğrafyalarda kadın hakları için mücadele veren Latin Amerika kadınları ile Kürt kadınlarını Diyarbakır’da bir araya getirdi.
Bir haftalık süreyi kapsayan programın ilk ayağını oluşturan ‘’Buluşma-Tanışma’’ konferansı Diyarbakır Ekin Park’da Kadın Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Perşembe günü ilk ayağı sonlanacak olan proje kapsamında Diyarbakır’daki sivil kadın inisiyatifleri ve örgütlerini ziyaretler sürüyor. Diyarbakır Cumartesi Anneleri eylemine katılarak da onlara destek veren aralarında Plazo De Mayo kadınlarının da bulunduğu İsveç’ten ve Latin Amerika’dan gelen katılımcılar bugün de KCK ana davası mahkemesini izleyerek KCK davasından tutuklu kadınlara destek verdiler.
Kadınlar hak mücadelesinde kendi halklarını anlatıyorlar
Kendi tarihlerini, dillerini, dinlerini, kültürlerini hak mücadelesindeki deneyimlerini karşılıklı anlatımlar ve panellerle paylaşan kadınların ortak kanısı ‘’egemen iktidar yapılarına karşı ortaya çıkan demokratik hak örgütlenmelerinde başat rolü kadınlar oynuyor’’ oldu.
Konferansa Latin Amerika Şili’den Mapuco Millaray Painemal ve Peru’dan Aymara halkı temsilcisi Concepcion Jimenez katıldı. İsveç Sol parti üyelerinden Gilda Cordova Osoria ve Silvia Leiva Gomez ile Carmen Blanco Valer İsveç’te yaşayan ve kadın mücadelesine devam eden Mapuco, Kecua ve Aymara halkının temsilcileri olarak katıldılar.
Projenin ilk ayağında ev sahipliği yapan Kürt kadınlarının hak mücadelesi sürecini ve deneyimlerini de Ceren Kadın Derneği’nden Figen Aras Kaplan, Ruşen Seydaoğlu, Nusaybin belediye başkanı Ayşe Gökkan, BDP milletvekili ve anayasa komisyonu üyesi Ayla Akad Ata anlattı.
Uluslararası Sol Platform üyeleri ve Ceren Kadın Derneği projenin ortaya çıkış sürecini şöyle değerlendiriyorlar;
‘’İki bölgede de kadınlar, kadın hakları ve toplumsal eşitlik için mücadele ediyor. Hem Kürt kadınları hem de Latin Amerika'nın yerli halkı kadınları, kendi halklarının bağımsızlığı ve kültürel, ekonomik ve siyasal hakları için savaşıyorlar. Bağımsız, ayrı bir devletleri olmamasına rağmen, kendi halklarının özerkliği, yani bir halk olarak tanınma savaşımı veriyorlar.
“Onların kadın hakları için mücadelesi, toplumda birey olarak tanınma ve toplumun gelişmesini etkileme mücadelesidir de. İçinde bulundukları örgütlerde aktif yer alma ve o örgütleri etkilemeye çalışmak ta, mücadelenin önemli alanlarından biridir. Bu örgütler çoğu zaman, kadınların kendi özel hakları için örgütlenmesine kayıtsız kalmaktadırlar.
“O nedenle Kürt kadınlarının ve Latin Amerika'nın yerli halktan kadınların mücadelesi, sınıf, etnik aidiyet, cinsiyet, yaş ve daha birçok alanlardaki çeşitli baskı biçimlerine karşı, aynı anda ve her cephede mücadeleyi de içeriyor. Bu iki farklı coğrafyanın kadınlarının mücadelesi oldukça benzerlikler göstermesi özellikle kadın hakları için mücadelede deneyimlerini birbirlerine aktarmaları ilginç olabilir diye düşündük, bu yüzden böylece buluşma projesi ortaya çıktı.’’
Ekolojik değişimler ve bunun kadınların yaşamı üzerindeki etkileriyle de ilgilenen proje grubu ilk ziyaretini Batman Çevre Gönüllüleri derneğine yaptı. Bununla birlikte Hasankeyf’de ziyaret etti ve baraj girişimleriyle ilgili bilgi aldı. Ayrıca Demokratik Toplum Kongresi, Bağlar Kadın Kooperatifi ve Barış Anneleri ziyaret edildi. (ÇT)