İsveç seçim sonuçları, sağ koalisyonun iktidardan düşmesine yol açtı. Sağ blok, 2006'dan beri ortak bir program ile İsveç’I yönetiyordu. Meclis, il genel meclisi ve belediyelerdeki temsilcilerini 14 Eylül günü belirleyen İsveçli seçmen; sağın iktidarını sonlandırdı ama soldaki partilere de meclis çoğunluğunu vermedi. Böylece İsveç politikasında kaygılı bir dönem başladı.
İktidarı kaybeden sağ koalisyonun en büyük partisi Moderata Samlingspartiet (İsveç Modarate Parti - M), 84 milletvekilinde kalınca hükümet kurma görevi, 113 milletvekili çıkaran Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne (Sveriges socialdemokratiska arbetareparti, SAP) verildi.
Sosyal demokratlar, İsveç Yeşiller Partisi (Miljöpartiet de Gröna – MP) ile azınlık hükümeti kurdu. İsveç Sol Parti (Vänsterpartiet - V) ile de görüşmelere başladı. SAP'ın başı çektiği sol blok, eski Komünist Parti'nin devamı olan Sol Parti (V) ve Yeşiller Partisi'nden (MP) oluşuyor. Bu partilerin toplam milletvekili sayısı 159. Bu sayı, 349 milletvekilli meclisteki 175 olan çoğunluğu sağlamaya yetmiyor.
Meclis başkanını seçen, kabineyi kuran ve programını açıklayan azınlık hükümeti bütçe tasarısına destek arama çalışmalarını yoğun bir biçimde yürütüyor. Meclis takvimine göre en geç 17 Kasım'a kadar bütçeyi meclisten geçirmek zorunda olan hükümetin işi hiç de kolay değil.
Güçlük, aşırı sağın anahtar parti olmasında
İsveç’te, seçimlerden önce iktidarda bulunan sağ koalisyon, Moderata Samlingspartiet (M), Merkez Parti (Centerpartiet -C), Halk Partisi (Folkpartiet liberalerna - FP) ve Hristiyan Demokrat Parti'den (Kristdemokraterna -KD) oluşuyordu. Bu partiler, parlamentodaki 349 milletvekilliğinden 141'ini aldı. Sağ blok iktidari kaybetti ama aşırı sağ, tartışmasız seçimlerin galibi oldu. Yabancı ve İslam karşıtı aşırı sağ parti İsveç Demokratları (SD) oylarını ikiye katlayarak 49 milletvekili çıkardı ve anahtar parti konumuna geldi.
Aşırı sağın anahtar konumuna karşın, sol blok partileri, ideolojik farklılık nedeniyle İsveç Demokratları (Sverigedemokraterna - SD) ile kesinlikle görüşme yanlısı değil. Kendi oyları da çoğunluğu sağlayamadığından sağdaki partilerden birinin desteği gerekiyor. Daha önce sağ koalisyon içindeki küçük partiler ile yapılan görüşmelerden de şimdiye dek olumlu sonuç alınamadı.
Sağ partilerden biri ile anlaşma sağlanamazsa geriye bir yol daha kalıyor. O da, anahtar parti konumundaki İsveç Demokratlarının, sağ blok bütçesine oy vermemesi. Böylece Sol Blok, 141 sağ milletvekili oyuna karşılık 159 ile bütçeyi geçirebilir. İsveç Demokratları sağın bütçe teklifine oy verirse Sağ Blok 190'a ulaşacağından azınlık hükümeti, sağın bütçesi ile hükümet yönetmek gibi garip bir durumla karşı karşıya kalabilir.
Her şeye rağmen politik ortama hakim olan genel beklenti, İsveç’in geleneksel uzlaşma kültürü gereği, sosyal demokratların bütçeyi onaylatacağı şeklinde. Kaldı ki, Sağ Blok partileri de iktidar yorgunu olduklarını pek saklayamıyorlar.
Tepki oylarının çoğu aşırı sağa
Bir önceki seçimde ilk kez parlamentoya giren aşırı sağ parti İsveç Demokratları, bu seçimde oylarını arttırarak İsveç’in üçüncü büyük partisi konumuna geldi. Toplumsal adaletsizliği, ülkedeki göçmenlerin çokluğuna ve İslam dininin varlığına bağlayan aşığı sağ parti, yüzde 5.9’luk oy oranını 12.8’e yükseltmiş bulunuyor.
İsveç’te barajın yüzde 4 olduğu ve Sol Parti'nin yaklaşık yüzde 6, Yeşiller'in yaklaşık yüzde 7'lik oy oranı dikkate alındığında bu rakamın küçümsenmeyeceği açık.
Ancak, bugüne dek İsveç’teki tepki oyları en fazla yüzde 12'yi bulduğundan bu oranı pek de abartmamak gerekiyor. Çünkü, tepki oylarını alan parti, uyguladığı politika ile iktidar partisi olabileceğini seçmene kanıtlayamazsa geriliyor. Bu görüşü savunan kimi gözlemciler, örnek olarak da 1998’de oyların yüzde 12'sini alan Sol Parti’nin daha sonraki seçimlerde giderek küçülmesini gösteriyor.
Avrupa birliği üyesi ülkelerdeki aşırı sağın tırmanışını örnekleyen bir diğer görüşe göre ise, İsveç Demokratları üçüncü büyük parti olma konumunu koruyacak. Avrupalı seçmenin, "ülkelerinde İslama karşı savaşıldığına, olası bir iç savaşın Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında çıkacağına inandırılabilmesi" düşünüldüğünde bu ikinci gözlem daha gerçekci görünüyor. Kaldı ki, İsveç Parlamentosu daha şimdiden bir İsveç Demokratını meclis başkan yardımcılığına seçti bile.
Kadınlar geriledi
Etnik köken, dini inanç eşitliğini reddeden aşırı sağ ivme kazanırken cinslerarası eşitlik de darbe aldı. Kadınlar, bu kez de yine iktidarın yüzde 50'sini elde edemedi.
Geçen seçimde meclisin yüzde 45'i kadınken bu oran, artmak yerine yüzde 44'e düştü.
Olanak, hak ve yükümlülükte eşitliği temel alan cinslerarası eşitliğin kimi savunucuları, bunu isveç demokratlarının kadın aday göstermemesine bağlıyor. Ancak, Sol Parti eski lideri Gudrun Schyman’ın yönettiği Feminist İnisyatif Partisi'nin (Feministiskt initiativ - FI) de seçim barajını aşamadığı düşünülürse, bu bağlamdaki seçim sonucunun yüzeysel bir değerlendirme ile açıklanamayacağı belli.
Açıklamanın, en fazla kadın aday gösteren ve en fazla kadın seçileni (yüzde 57) olan Sol Parti'den (V) gelmesi bekleniyor. (SÖ/BA)
Sermin Özürküt, gazeteci. İsveç Sol Parti'den 2002-2006 döneminde Stockholm milletvekili idi. 1985'te siyasi mülteci olarak İsveç'e gitti. Türkiye'de Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra iş müfettişi olarak çalıştı. 1980 öncesi İlerici Kadınlar Derneği üyesi idi. |