İsveç'in "en güvenilir" diye nitelenen nükleer enerji tesisi Forsmark'ta geçen yıl temmuz ayında başlayan teknik arızaların aylardır ardı arkası kesilmiyor. Forsmark tam bir yıla yakın bir süredir yarım kapasite çalışıyor. Santral'de meydana gelen nükleer sızıntının Forsmark yetkililerince hafife alınması da İsveç devlet kurumu Nükleer Reaktörler Güvenliği Dairesi'ni iyice kızdırdı.
Çernobil kazasını dünyaya ilk duyuran, güvenli araştırmaları ile uluslararası nükleer enerji ve bilimsel araştırmalar sempozyumlarında bir numaralı uzman santral unvanıyla tanınan Forsmark'taki nükleer sızıntı ve güvenlik skandalının yankıları henüz kesilmeden, yeni teknik arızaların ortaya çıkması ile yeni yayınlanan kamuoyu araştırmaları raporları da İsveç halkının nükleer santrallere olan güveninin iyice azaldığını gösteriyor.
Çernobil benzeri bir kazaya ramak mı kalmıştı?
Olaylar geçen yıl temmuz ayında başladı. Forsmark'taki nükleer enerji üretim tesislerinin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik arıza, sistemin işleyişinin tümüyle devre dışı kalmasına neden oldu. Elektrik arızasıyla nükleer enerji tesisindeki 2 reaktör devreden çıkarıldı ve üçüncü reaktörün de soğuması için jeneratörlerin devreye girmesi beklendi.
Fakat jeneratörler devreye giremedi; bunun üzerine tesis 20 dakika elektriksiz kaldı. Sonunda otomatik olarak devreye girmesi gereken jeneratörler ancak müdahale ile devreye sokulabildi. Bu da tesisin yakıtı olan uranyum çubuklarının bulunduğu bölümün soğutulmasında kullanılan sistemi etkiledi. Soğutma sistemi nükleer yakıtın ısınıp patlama noktasına ulaşmasını engellediği için soğutma işlemi ve sistemi nükleer enerji santralleri için çok önemli.
Tesislerin bakımının ve kontrolünün yeni yapılmış olmasına rağmen arızanın meydana gelmesi ve jeneratörlerin dahi devre dışı kalması, Forsmark nükleer enerji tesislerinde enerji üretimi birimlerinde güvenlik sorunun olduğunu ortaya koydu. Bu olayın tesislerin periyodik bakım ve kontrolünün hemen ardından meydana gelmesi Forsmark nükleer enerji tesislerinin güvenilirliğine ve personelin kalitesine gölge düşürdü.
Forsmark yetkilileri yaptıkları açıklamalarda halkı ve konuyla ilgili çevreleri yatıştırmaya çalışmalarına rağmen şu gerçeği kabul ediyorlar: "Eğer jeneratörler müdahaleye rağmen çalışmasaydı uranyum tüpleri yüksek ısıdan patlayacaktı ve dünya Çernobil benzeri bir faciayı daha yaşayacaktı "
Fakat aynı yetkililer jeneratörlere elle müdahale edilmesine rağmen çalışmamasının olanaksız olduğunu ileri sürüyorlar. Tehlike sadece jeneratörlerin devreye girmemesiyle de sınırlı kalmıyor. Olaydan sonra yapılan araştırmalarda 1980 yılında üretime açılan Forsmark 1 ve ardından açılan Forsmark 2 santrallerinin aslında teknik araç olarak yenilenmeye ihtiyacı olduğu, santralin bazı bölümlerinin eskidiği ve yıprandığı ortaya çıktı. En önemlisi bu kazaya ilişkin araştırmalarda aslında Forsmark 1 reaktörünün bacasından uzun süredir nükleer sızıntı olduğu anlaşıldı.
Forsmark 1'de nükleer sızıntı uzun süredir biliniyormuş!
Tesislerin eskiliği kazanın oluşmasındaki en önemli faktör. Uzun süredir rapor edilmesine rağmen tesislerin baca filtresi ve benzeri birinci dereceden önemli parçalarının yenilenmemesi ise İsveç Nükleer Enerji Santralleri Güvenliği Dairesince affedilmez bir hata olarak nitelendi.
İsveç'in en büyük enerji satış şirketi VattenFall'e bağlı çalışan Forsmark tesislerinin müdürü, Forsmark 1'in bacasının filtrelerinin eskidiğini ve doğaya uzun süredir yüzde 23 oranında nükleer atık sızıntısı olduğunu biliyormuş. Buna rağmen Forsmark'taki kıdemli kadroların niçin önlem almadıkları ise anlaşılamadı.
Müdür işten atıldı. Şimdi bütün ekipler kapının ağzında
VattenFall kaza sonrasında ortaya çıkan bu raporun ardından ilk iş olarak Forsmark tesisleri yöneticisi Lars Fagerberg'in işine son verdi. Raporlar ve Forsmark konusuyla ilgili bürokratlar, tesiste işten atılanların sayısının en üst düzeydeki müdürle sınırlı kalmayacağını bildiriyor.
Doğaya sızan nükleer atığın ne derece zarar verdiği henüz araştırmacılar tarafından kesin bir raporla belirlenemedi. Ama araştırma yapan bilimsel çevreler, önemli olanın ne derece zarar verdiği değil, niçin böyle bir şeyin gözardı edildiği üzerinde tartışmalarını yoğunlaştırıyorlar.
Personel dairesinde alkol bulundu
Tesislerde yapılan son araştırmalardaysa, tesislerin bakım ve kontrolünde çalışan personelin büyük bir kısmının işinin uzmanı olmadığı da ortaya çıktı. Bu arada üst düzey personel şeflerinden birinin özel eşyaları arasında ise alkol bulundu. Tesislerde meydana gelen art arda kazalar ve personelin bu vurdumduymazlığı ise, İsveç Nükleer Reaktörleri Güvenlik Dairesini iyice kızdırdı.
Vatten Fall elektrik satış şirketi sözcüleri, geçen hafta devre dışı bırakılan bir türbinin ardından Forsmark 1 ve 2'de üretimin daha uzun süre minimum kapasitede tutulacağını ve araştırmaların yoğunlaştırılacağını, tesislerin bir an önce yenilenmesi için çalışmaların başlatıldığını belirtiyor.
Halk tepkili, politikacılar İsveç'in imajı için kaygılanıyor
İsveç'te elektrik enerjisinin yarısı nükleer enerjiden sağlıyor. İsveç hükümeti enerji ve çevre bakanlığı bürokratları, Forsmark'ta meydana gelen olaylardan sonra İsveç'in Avrupa'da bu alandaki güvenilir imajının zedelendiği konusunda hemfikirler.
Öte yandan İsveç'in en büyük kamuoyu araştırmaları şirketi SIFO'nun yaptığı araştırmalarda, İsveç halkının nükleer enerji üretimi ve tüketimiyle ilgili tercihlerinin kazadan sonra etkilendiğini gösterdiğini belirtiyorlar. İsveç halkının yüzde 41'i en son 10 yıl önce yapılan araştırmalarda nükleer enerjinin yerine yeni bir kapsamlı enerji sistemi konulmadan nükleer enerjiden vazgeçilmemesini istiyordu. Şimdiyse sadece yüzde 36'sı nükleer enerjiyi savunuyor. (SN/TK)