İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Hoca'ya ait olduğu ifade edilen Beykoz Çavuşbaşı Beldesi'ndeki iki villasının haberini yapmak isteyen Vatan gazetesi muhabiri Alper Uruş, foto muhabiri İlker Akgüngör ve ulaştırma görevlisi Ahmet Şener saldırıya uğradı.
Dün (4 Mayıs) saat 14:30 sularında Yıldıztepe Sokak'taki iki villanın fotoğrafını çektikten sonra gazeteye dönmeye hazırlanan Vatan gazetesi ekibinin bulunduğu aracın önünü sekiz kişi kesti.
Uruş: Dövdüler, makine ve çantaya el koydular
Saldırganlar, otomobilden zorla indirdikleri İlker Akgüngör'ü dövdükten sonra fotoğraf makinesi ve çantasına el koydular. Haberci ekibi, Çavuşbaşı Jandarma Karakolu'na sığınmak zorunda kaldı.
Saldırıyla ilgili bianet'e bilgi veren muhabir Uruş, Paşabahçe Devlet Hastanesi'nde darbı tescil eden raporu aldıktan sonra şikayetçi olduklarını, karakoldaki işlemlerin tamamlanmasından sonra dosyanın Beykoz Savcılığı'na gönderileceğini ifade etti. Savcılık izniyle iki villaya baskın yapan jandarma sekiz kişiyi gözaltına aldı.
"Kapıyı çalarak ilgililerle görüşmek istediğimizi söyledik. Kapıyı açan olmayınca İlker dışarıdan fotoğraf çekti. Tam otomobile biniyorduk ki, sekiz kişi etrafımızı sararak aracı yumruklamaya başladılar, araçtaki bizlere saldırdılar. İlker'den fotoğrafları istediler. Direnince, arabadan indirip villanın önünde dövdüler. Ben telefonla jandarmaya haber verdim. İlker'in kaşı yarıldı, ağzından kan gelene kadar hırpaladılar. Benim de kaşım yarıldı. Şoförün sol kaburgasında ezilme var. Fotoğraf makinesiyle çantaya da el koydular."
TGC: Yargı üzerine düşeni yapmalıdır
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Hıncal Uluç'a yönelik ağır hakaret içeren açıklamasından sonra türkücü İbrahim Tatlıses'in de gazetecileri sözlü olarak hedef aldığını anımsatan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), 1 Mayıs'ta habercilerin saldırıya uğramasından sonra da şimdi de Vatan gazetesi ekibinin şiddet gördüğünü anımsattı.
TGC, "3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutladığımız hafta, maalesef gazetecilere saldırı haftasına dönüştü" dedi.
Gazeteci ekibine yönelik "kendini bilmezlerce saldırıda bulunulduğu"nu açıklayan TGC, "İki arkadaşımızın fotoğraf makinaları da gasp edildi. Maalesef gasp edilen fotoğraf makinaları için yargı da üzerine düşeni yapmadı. Demokrasilerin olmazsa olmaz koşullarından biri olan basın özgürlüğünü engelleyen bu zorbalıkların önüne geçilmesini istiyoruz" diye bildirdi.
"Tüm bu olaylar, Türkiye'nin imajını lekeleyen, ülkeyi basın özgürlüğü açısından daha alt sıralara çeken girişimlerdir. Ve bu olayların önüne geçmesi için başta yargı olmak üzere herkesi görevini eksiksiz yapmaya davet ediyoruz."
Saldırıyı kınayan Basın Enstitüsü Derneği de "Gazetecilerin görevlerini yapmalarını engelleyen linç görişimleri ve saldırıların giderek arttığını gözlemliyoruz. Acilen önlem alınmalı" açıklaması yaptı. (EÖ/GG)