Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı'nın görevden alınmasıyla ilgili sözlerini değerlendiren eski askeri hakim Ümit Kardaş, "Görevden alınırsa askeri yargıya gider" sözünü "pragmatizm" olarak yorumluyor.
Kardaş'a göre, Genelkurmay Başkanı'nın siyasete müdahale etmesinin önünü açan çoğu yetkisinin yeniden Savunma Bakanlığı'na (MSB) aktarılması için anayasa değişikliği gerekmiyor. Askeri yargının demokratik ülkelerdeki düzeye, yalnızca askerlerin disiplin işlemleriyle ilgilenebilecek düzeye çekilmesi içinse adım atmak yine Erdoğan'ın elinde.
Başbakan, dün (8 Kasım) TRT'de canlı yayında, Ergenekon soruşturması ve darbe girişimleriyle ilgili soruları yanıtlarken şöyle demişti:
"Genelkurmay Başkanı, Başbakan'ın atamasıyla gelmez. Bakanlar Kurulu'nun teklifi ve Cumhurbaşkanı'nın onaması ile gelir. Aksi olması halinde durum ne olur. Burada da Başbakan'ın böyle bir tasarrufu yok. Peki itiraz halinde neresi olur, askeri yargıya itiraz eder. Bunların değerlendirmesini çok dikkatli yapmak, atılacak adımları ülkenin birliği bütünlüğü için hassasiyetle sürdürmek lazım."
Kardaş'ın değerlendirmeleri şöyle.
Askeri Danıştay'ın dünyada örneği yok: 12 Mart 1971 muhtırasından sonra anayasa değişikliğiyle Askeri Danıştay diye bilinen Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kuruldu. Amacı askerlerle ilgili işlemlerde hukuki denetimi askerlerin elinde, sivil yargıdan uzak tutmak. Bu mahkemede, üç askeri hakim iki de subay var. Başbakan bunu kast ediyor. Askeri idare mahkemesinin dünyada örneği yok.
AKP'nin pragmatizmi: Sistemde kapsamlı reform düşünülmediği için hep bu konuları konuşuyoruz. Başbakan'ın sözleri bize pragmatik (fırsatçı) bakış açısını gösteriyor. Askeri eğitim müfredatından askeri yargıya, Ordu Yardımlaşma Kurumu'ndan (OYAK) anayasaya kadar askerlerin sivil denetimini sağlayacak kapsamlı reform gerek. Yoksa bu yapı her konuda elinizi kolunuzu bağlıyor. Bu yapıyla açılım da yapamazsınız.
Genelkurmay'a verilen yetkileri Savunma Bakanlığı'na iade etmek gerek: Yine 12 Mart 1971'den sonra, Genelkurmay'ın yetkilerini belirleyen yasada- askeri bütçenin yapılması da dahil olmak üzere- birçok yetki MSB'den alınıp Genelkurmay'a verildi. MSB lojistik destek kurumuna indirgendi. Genelkurmay'ın bu kurumsal özerkliği, aynı zamanda siyasal özerklik de demek. Oysa bu yetkileri iade edip Genelkurmay'ı da MSB'ye bağlamak gerek. Demokratik ülkelerde, askeriyeyle ilgili bütçeyi de siviller yapar, bizde her cuma Genelkurmay'ın gazetecilerle yaptığı toplantıyı da Savunma Bakanlığı'ndaki siviller yapar. Bu yasayı değiştirmek anayasa değişikliğinden daha kolay. AKP'nin bunu yapabilecek oyu da gücü de var, ama yapmıyor.
Askeri yargı için gerekirse referanduma da gidilir: Askeri yargının yetki alanının değiştirilmesi, anayasa değişikliği gerektiriyor. AKP kendini zorda hissediyorsa, gerekirse referanduma da gidebilir. Başbakan açık açık konuşmalı; sorunları ve kaygıları dile getirmeli, neyi yapıp neyi yapamadıklarını da söylesin. (TK)