Türkiye Barış Meclisi'nin çağrıcılarından, insan hakları savunucusu Yavuz Önen, Barış Grupları'yla ilgili süreci değerlendirirken, "Bir yıldır MİT üzerinden PKK'yle görüşmelerin olduğu açığa çıktı. Üst düzeyde, Genelkurmay'ın da içinde olduğu, resmi bir çözüm üzerinde görüş birliği olduğu görüldü. Ama hükümet toplumun sürece katılımının sağlanması, Kürt sorununun tartışmaya açılmasında hazırlıksız ve çekingen" dedi.
Hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kandil ve Mahmur'dan 19 Ekim'de gelen Barış Grupları serbest bırakıldılar. Ancak hükümet yetkilileri karşılama törenlerini "kabul edilemez" diye niteledikten sonra, Avrupa'dan üçüncü Barış Grubu'nun gelmesini istemedi. Grup gelişini "süresiz ertelediğini" duyurdu. Ardından, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da, Diyarbakır'daki karşılama töreni için, "kimse tasvip edemez" dedi.
Hükümetin toplumu sürece katarak daha cesur adımlar atmasını ve "demokrasi açılımı" dediği programı sürdürmesi gerektiğini söyleyen Önen'in bazı saptama ve değerlendirmeleri şöyle.
Devletin bir çözüm programı var, ama hazırlıksız: Üst düzeyde politik ve diplomatik bir hazırlık olduğu anlaşılıyor. Bütün karşıt açıklamalara karşın, bence hükümet ve Genelkurmay uzlaşmış durumda. Ama süreci askeri olanla sınırlı tutma eğilimiyle, karşılıklı silahlar susacakmış gibi davranılıyor. Sorun çok daha büyük, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili. Karşılama gösterileri de bunu gösterdi. Sorunun zorluk düzeyinde bir hazırlık yapıldığı söylenemez.
Cumhurbaşkanı "Çok güzel şeyler olacak", hükümet yetkilileri hep "devlet projesidir" dedi. Demek, birkaç ay öncesinden planlanmış. Meğer hükümetin kamuoyuna açıklanmamış bir planı varmış. Ama şimdi yarım kaldı. Bence hükümet ve Genelkurmay bu çıtayı çok yüksek tuttular.
Gösterilerin olacağı belliydi: PKK militanları üniformalarıyla geldiğinde, yüz binlerin sokağa çıkacağını bilmek gerekirdi. Kürt halkı politize ve organize. Bunu Newroz'lardan görmek gerekirdi. Kitlesel eylem anlamında zaten hazır ve duyarlılar.
PKK militanlarının Türkiye'ye gelmesi ve serbest bırakılması tarihi bir şeydir. PKK'yle ilgili "tasfiye süreci" kaygısı vardı. Halk bunun böyle olamayacağını anlattı gösterilerle. Coşkudan öte, bir siyasi mesajdır bu.
Asker aileleri: Çocuklarını kaybeden asker ailelerinin duyarlılığını, acılarını da çok iyi anlıyorum. Ama bir yerden başlamak gerek. Eski düşmanlık, intikam duyguları üzerine kurulu ortamı değiştireceksek, yeni bir sayfa açmak gerek.
Hükümet programı genişletmeli: Hükümetin ortamı değiştirecek yeni yollar bularak programını genişletmesi, cesur adımlar atması gerek. Hukuksal değişiklikler önemli. Örneğin Terörle Mücadele kapsamında yargılanan çocuklarla başlanabilir.
DTP muhataplığı bırakmamalı: "Kim muhataptır" tartışmasında taktik hatalar var. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) muhataplığı bırakmaması gerekirdi.
Sivillerin konuşma zamanı: Genelkurmay'ın susması gerekiyor. 25 yıldır bu işin fiilen içinde; sorunun taraflarından. Kamuoyuna açılım bakımından geliştirebilecekleri yeni bir şey de yok. Politik açıklamalar yapmaktan uzak durmalı. Şimdi söz sivillerin olmalı. (TK)