Haberin İngilizcesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi kapsamında yeniden görülen davaya Çağlayan Adliyesi'ndeki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) devam edildi.
Cinayette ihmali bulunduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 92. duruşmasında bugün, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler tanık sıfatıyla ifade verdi.
Şubat 2003 ve Haziran 2010 tarihleri arasında İstanbul Valiliği yapan Güler, cinayet öncesi ve sonrasında yaşananlar ile ilgili tanıklık etti.
Güler, Valilikte yapılan görüşme için: Hassasiyetler aktarıldı
Daha önce TBMM Araştırma Komisyonu’nda da tanıklık ettiğini söyleyen Güler, Hrant Dink’in 2004’te kaleme aldığı Sabiha Gökçen’le ilgili yazının kamuoyunda infial yarattığını söyledi. Güler, 24 Şubat 2004’te Valilikte Vali Yardımcısı Ergun Güngör ve MİT personeliyle yapılan görüşmeyi “Kamuoyunda oluşan hassasiyetler aktarıldı” şeklinde tanımladı.
Güngör, o dönem Valilikte MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’un da bulunduğu görüşmeyi Güler’in talimatıyla yaptığı yönünde ifade vermişti. Güler ise bugün verdiği ifadede kendisinin o yönde bir talimatının olmadığını söyledi.
Emniyetin gerekli tedbirleri aldığını belirten Güler şöyle konuştu:
“Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 11 ay süren bir soruşturma yapıldığını biliyoruz. Fakat bununla ilgili İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne sadece bir yazının geldiğini bunun da bir ham bilgi notu olduğunu biliyoruz.
“Gelen bu ham bilgiden istihbarat şube müdürünün bir bilgisi olmadığını biliyoruz. Yalnızca çok önemli konularda valiye de bilgi verilir. Bana böyle bir bilgi verilmedi. Koruma tahsis edilmesi konusunda da bana herhangi bir bilgi verilmedi."
Güler: Tehdit ve baskı söz konusu değildir
Dink’in cinayet öncesinde TCK 301’den yargılandığı sürece de değinen Güler, “Dink’in ölümünden önce başlattığı yazı dizisinde üç sene önce Valilikte yapılan bir görüşmeden bahsediyor. Kamuoyu bunu maalesef ölümünden bir hafta önceymiş sanıyor” diye konuştu.
Valilikte yapılan görüşme hakkında da bilgi veren Güler “Kendisinden bilgi alınması, hassasiyetlerin paylaşımı ve haberin kaynağının sorulması için yapılan bir toplantıdır. Tehdit, baskı söz konusu değildir” dedi.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu MİT personeli Özel Yılmaz’ın 22 Aralık 2014’teki savcılık ifadesinde Genelkurmay Başkanlığının MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile görüştüğünü ve bu görüşme sonunda MİT İstanbul Bölge Başkanı Hüseyin Kubilay Günay’ın Güler’i arayarak Hrant Dink ile görüşmesini istediği yönündeki ifadesini sordu. Bakırcıoğlu Güler’e “Günay bu görüşmede sizden ne talep etti” diye sordu.
Güler: Dink yazı dizisinde imalarda bulundu
Güler bu soruyu “Cinayetle ilgilisi olmayan bir görüşmedir. Hassasiyetin görüşülmesi için bir görüşmedir. Azınlıklardan sorumlu vali yardımcısının (Ergun Güngör’den bahsediyor) odasında yapılan bir görüşmedir. Haberin infiale sebep olduğu, Ermeni cemaati üzerinde de etkili olabileceğini, basın özgürlüğü çerçevesinde yaptığı bu haberin yanlış anlaşılabileceğini söyledik kendisine. Tehdit, baskı yoktur. Şikayetlerini bildirebilirdi. Yazı dizisinde bazı imalarda bulunduğu için kendisine gözdağı verilmiş gibi bir algı yaratıldı” diye yanıtladı.
Görüşmenin nasıl organize olduğu sorusunu ise Güler “Bunun Dink’in öldürülmesi ile ilgisi yoktur. Aba altından sopa göstermek gibi değildir” şeklinde cevapladı.
MİT İstanbul Bölge Başkanı Günay’ın kendisini aradığına yönelik iddiaları ise Güler, “Bunlar önemli değil. Valiliğin bilgisi çerçevesinde böyle bir görüşme yapıldığı önemlidir. Genelkurmayın tasarrufu beni ilgilendirmiyor” diye konuştu.
Güler, Trabzon Emniyetini ve Trabzon Jandarmasını işaret etti
Görüşme için en uygun mekânın azınlıklardan sorumlu vali yardımcısının odası olduğunu ifade eden Güler, Bakırcıoğlu’nun “Güngör, bana talimat veren Güler’in yanına gittim ve durumu bildirdim. Özel Yılmaz da görüşme sırasında Dink’in getirdiği belgeleri Güngör’e verdi ve bu belgelerin bir nüshasını kendi isteği üzerine size verildiğini söylüyor” ifadesi üzerine “Bana böyle bir belge verilmedi” dedi.
Güler daha sonra cinayetle ilgili Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünü ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığını ve İstihbarat Şubeyi işaret ederek “Trabzon istihbarat birimleri bu bilgileri aldıysa niçin bu bilgiler İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne intikal etmemiştir? Eğer etseydi İstanbul Emniyeti üzerine düşeni yapardı” diye konuştu ve İstanbul Emniyetinin cinayetle ilgisi olmadığını belirtti.
"Koruma yönetmeliği uygulandı"
Güler, Hrant Dink'e dönük koruma tedbirlerinin neden alınmadığına ilişkin ise şunları söyledi:
"Kendisinin bir koruma talebi olmadı. Koruma Yönetmeliği açıktır. Bu yönetmelik hükümleri gereğince istihbarat birimleri koruma tedbiri konusunda teklif yapar. Dink'in koruma istemediği konusunda emniyetten bana kanaat iletildi. Teklif yapılmamış. Yasal süreç başlatılmadı."
Şahin İstanbul'da Samast'la mı görüştü?
Güler'in ifadesinin ardından duruşmaya ara verildi. Öğleden sonra devam eden duruşmada Trabzon İl Jandarma Komutanlığında askerlik yapan Recep Koçpınar ve Adem Polat ifade verdi. İkilinin ifadesi Trabzon Jandarma İstihbarat astsubayı Satılmış Şahin ile birlikte yaptıkları seyahatte İstanbul Esenler Otogarı'nda verdikleri mola ile ilgiliydi.
Koçpınar ve Polat burada komutanları Şahin'in bir kişi ile görüştüğünü iddia etti. Aynı gün Dink cinayeti faili Ogün Samast'ın HTS kayıtlarının Bayrampaşa'da sinyal vermesi üzerine ikilinin burada bir görüşme gerçekleştirdiğinden şüphelenildi fakat Şahin burada Samast'la değil polis arkadaşı Ahmet Kahveci'yle görüştüğünü söyledi. Koçpınar ve Polat, Şahin için "Bir ara yarım saat yanımızdan ayrıldı" diye ifade verdi.
Polat "Cinayetten önce bu şahısları hiç duymadım. Koçpınar ve Şahin ile birlikte bir şahsı İstanbul Esenler otogarı üzerinden aktarmalı olarak Edirne'ye götürmüştük. Esenler otogarda bir arkadaşı yanımıza gelmişti. Yanlış hatırlamıyorsam polis memuruydu. Görsem tanımam ama gelen kişi Ogün Samast değildi" diye konuştu.
Koçpınar: Şahin Pelitli'de Samast'la merhabalaştı
Koçpınar ise Trabzon Pelitli'de seyyar bir karakol kurduklarını söyleyerek "Burada yapılan bir devriye sırasında komutanımız Şahin birisiyle karşılaştı. Ona 'N'aber Ogün' dedi. O da 'İyiyim' şeklinde cevapladı ve ayrıldılar. Bir tek oradan biliyorum ben ismini ve kendisini. Başka hiç görmedim" ifadelerini kullandı.
Bakırcıoğlu'nun seyyar karakol kurulması olayı cinayetten önce mi sonra mı sorusunu Polat "Hatırlamıyorum" şeklinde cevapladı.
Satılmış Şahin ise Pelitli'deki seyyar karakolun cinayetten sonra kurulduğunu ifade ederek yaptıkları seyahat hakkında şunları söyledi:
"Otogardan sonra tekrar bilet alıp Kırklareli-Lüleburgaz'a gittik. Dönüşte de mahalleden bir arkadaşım geldi, onunla sigara içmek için ayrılmıştık. Ogün'ün o tarihlerde otogarda olması kesinlikle tesadüf. Orada olduğunu bilmiyordum. Kameralardan bakılıp görülebilir. Arkadaşım şu an Amasya Devlet Hastanesi'nde çalışıyor. Tanık olarak dinlenmesi gerekiyorsa dinlenebilir kendisi. Ogün Samast'ı da tanımıyorum, hiç selamlaşmadım."
Bu ifadenin ardından hakim Emre Efe Şimşek duruşmayı bitirdi. Yarın görülecek duruşmada dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngör, MİT İstanbul Bölge Başkanı Hüseyin Kubilay Günay ile birlikte MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk'un tanık olarak dinlenmesi bekleniyor. (HA)