Referandumla 12 Eylül'de darbenin içinde yer alanların yargılanmasının önünün açılıp açılmayacağı tartışılırken Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Osman Doğru, bianet'e bunun hukuki zemininin olduğunu, iktidarın irade göstermesi gerektiğini, yurttaşların da devleti bu yönde zorlayabileceğini söyledi.
Teknik olarak yargılamanın önünde zamanaşımının engel oluşturabileceği savunuluyor. Doğru ise bu tartışmaya girmeksizin yargılanacakların "kanunsuz suç olmaz" gerekçesini öne süremeyeceğini belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Almanya'yla ilgili bir kararını anımsattı.
Uluslararası hukukta suçsa, korunamaz
2001 tarihli karar, iki Almanya'nın birleşmesinin ardından sınırı korumak için insanların öldürülmesi yönünde emir verdikleri gerekçesiyle yargılanan ve hapse mahkum edilen üç Doğu Alman Cumhuriyeti (DAC) yöneticisinin başvurusu üzerine alındı.
DAC Savunma Bakan yardımcısı Fritz Streletz, Savunma Bakanı Heinz Kessler ve Devlet Konseyi Başkanı Egon Krenz 5,5 ila 7,5 yıl hapse mahkum edilmişti. Üç isim AİHM'ye giderken, mahkum edildikleri eylemlerin o dönem DAC yasalarına ve uluslararası hukuka göre suç olmadığını; haklarında soruşturma da yürütülmediğini savunmuştu.
AİHM'yse uluslararası sözleşmelerin yaşam hakkını koruduğunu, üç ismin yargılanmamasının o dönem sahip oldukları siyasi güçten kaynaklandığını belirtti. Aldıkları mahkumiyetin AİHS'nin "Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal ve uluslararası hukuka göre suç sayılmayan bir fiil veya ihmalden dolayı mahkum edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez" diyen 7. maddesine aykırı olmadığına karar verdi.
Sadece Evren değil
Doğru, kısaca, "Açıkça suç olan bir durumu bir usül koduyla ortadan kaldırıyorsanız, yargılanmama imkanı getiriyorsanız; bu kural ortadan kalktığında istenirse bu korumadan yararlanan insanlar yargılanabilir" dedi.
Doğru, Anayasanın 137. maddesinde suç olan emirleri yerine getirenlerin de sorumluluktan kurtulamayacağı belirtilirken "askeri hizmetler ve acele durumlar"la ilgili getirilen istisnanın da kaldırılması gerektiğini belirtti.
Yargılanması gerekenlerin Kenan Evren ve üst yöneticilerle sınırlı olmadığını vurgulayan Doğru "Diyarbakır cezaevinde tutuklulara işkence eden askerin de bulunması ve yargılanması gerekir. Suç olan bir emri yerine getirmemekle yükümlü bu insanlar. O askerler şimdi 50'li yaşlarında olmalı, tespit edilmeli ve yargılanmalılar" diye ekledi.
Bireysel başvurularla
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) verilerine göre darbe döneminde işkencede 171 kişi öldürüldü. 49 kişi de idam edildi. 6 bin 353 kişinin idamı istendi. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 650 bin kişi gözaltına alındı.
Doğru, yargının inisiyatif almaması halinde ikinci bir imkan daha olduğunu belirtti.
"Eğer devlet bu kişilerin yargılanmasını reddederse, darbe mağdurları tazminat davası açabilir ve AİHM'ye giderse bu davaların hepsini kazanırlar. Bu durum devleti zora sokar; adım atmaya zorlar." (EÜ)