Başbakan Erdoğan'ın 12 Eylül darbesinin ardından idam edilen Erdal Eren, Mustafa Pehlivaoğlu ve Necdet Adalı'yı, anayasa referandumuna evet oyu isteyerek, gözyaşlarıyla gündeme getirmesine 78'liler Girişimi'nden Celalettin Can yanıt verdi.
bianet'in görüştüğü Can, darbecilerin yargılanmasına engel olan geçici 15. maddenin kaldırılmasını anayasa değişikliğine "evet" denmesi için gündeme getirmesini şu sözlerle eleştirdi.
15. madde daha önce kalkabilir, zamanaşımı ibaresi eklenebilirdi: Başbakan darbeyi gerçekleştirilenlerin yargılanmasının önünü açmayı referandum öncesine bırakmayabilirdi. Aradan 30 yıl geçti. Artık bu tür olaylarla ilgili görülen davalarda maddesinde zamanaşımı uygulanıyor. Ama dünyada artık bu tür olaylarla ilgili görülen davalar insanlık suçu sayıldığından zaman aşımı işletilmiyor.
Bu yaşananlar, Başbakanın duygu dünyasını sarsacak derecedeyse 15. maddeyle ilgili değişikliğe "zaman aşımı işletilemez" gibi bir ibare eklenebilirdi.
Ağlamak yerine daha yararlı işler yapsın: Başbakanın ağlamak yerine daha yararlı işler yapmasını tercih ederdim. O dönem yüzlerce insan işkence gördü, 50 insan asıldı, tonlarca kitap yakıldı... Bunların hesabını sorabilecek gücü varken Başbakanın ağlaması havada kalır.
Anayasa değişikliğinde sorun çok: Anayasa değişikliğinin bir kısmında iyileştirmeler olsa dahi, bunların nitelikli iyileştirmeler olduğunu söyleyemeyiz. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun başkanı yine Adalet Bakanı. Bunların hiçbiri yargıyı bağımsız kılan iyileştirmeler değil. Anayasanın "değiştirilemez maddeleri" de gündeme hiç getirilmedi. MGK'nıi sivil iradede olacak biçimde kanuna dayalı bir Kurul olarak görev yapması için değişiklik yapılmadı. "Daha çok demokrasi" diyen Başbakan hala siyasi partiler yasasında iyileştirmeye gitmedi. Yüzde on barajı hala duruyor. Böyle bir meclise meşru diyebilir miyiz?
Ağlayan Başbakan yerine: Başbakanın ağlaması onun duygularının bir ifadesi olabilir. Ancak başbakan elindeki gücü, ki ulusal konjonktür de bunu yapmasına olanak veriyor, demokrasinin önünü açmaya çalışabilirdi. Ağlayan bir Başbakandan çok gülen bir Türkiye'nin önü açılmalı.
EMEP ve SP'den "Kandıramazsın" açıklamaları
Bu arada Emek Partisi (EMEP) gençlik örgütü ve Sosyalist Parti (SP) ayrı ayrı açıklamalarla, Erdoğan'ın dünkü (20 Temmuz) konuşmasını eleştirdi.
EMEP'li gençler "Devrimcilerin suistimal edilmesine izin vermeyeceğiz. AKP anayasasına da, timsah gözyaşlarına da 'hayır' diyoruz. Diyarbakır'da çocukların kurşunlanarak ölmesine onay veren de Başbakan Erdoğan'ın bizzat kendisiydi. Anayasada yapılan değişikliklerin hiçbirinin halkı uğruna yaşamını feda eden gençlerin özlemlerine cevap vermediğinin farkındayız" dedi.
SP de Erdoğan'ın gözyaşlarını "istismar damlacıkları" diye niteleyerek şöyle dedi:
"Anayasa değişikliğinin 12 Eylül anayasasında delik açan yanı, demokratikleşme yönünde en ufak bir belirtisi yok. Geçici 15. maddenin kaldırılacak olması, paketin bütününün referandumdan geçmesi için 12 Eylül darbecilerine duyulan öfkenin maniple edilmesi için. Zamanaşımı nedeniyle 12 Eylül darbecileri yargılanamayacaktır. Değişiklik maddeleri mecliste görüşülürken darbecilerin yargılanabilmelerinin sağlanması yönünde verilen önergeler bizatihi AKP hükümeti tarafından reddedilmiştir." (BT/TK)