Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 21-22 Ekim’de düzenledikleri Parti Meclisi toplantısı sonuç bildirgesini yayımladı.
''Türkiye’de sağlanacak onurlu bir barış Ortadoğu’nun da barışı olacaktır” başlıklı bildirgede, “Emperyalist kapitalist rekabetin doğasındaki savaş eğiliminin giderek güç ve yaygınlık kazandığı bir dönemden geçiyoruz” denildi.
Bildirgede üzerinde durulan noktalar özetle şöyle:
“Parti Meclisimiz, tüm Ortadoğu halklarının hayatları ve gelecekleri açısından ağır sonuçlar doğurarak şiddetlenen savaş koşulları ile Kürt sorununun demokratik çözümü etrafında yürütülen tartışmalar başta olmak üzere ülkede, bölgede ve dünyada yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal güncel gelişmeleri değerlendirmiş; yapılan tespitler ışığında politik ve örgütsel hedeflerini belirleyerek mücadele programına ilişkin kararlar almıştır.
Abdullah Öcalan'dan mesaj: Süreci siyasi zemine çekecek güce sahibim
"Ortadoğu’da yeni bir düzenin tesis edilmesi isteniyor"
Emperyalist kapitalist rekabetin doğasındaki savaş eğiliminin giderek güç ve yaygınlık kazandığı bir dönemden geçiyoruz. Yerel/bölgesel düzeyde ve vekil güçler eliyle süregiden çoklu savaşların yerini büyük güçler arasında doğrudan ve topyekûn karşı karşıya gelişlere bırakma ihtimalinin uç verdiği koşullardan geçilmektedir.
Ortadoğu’da rejimlerin ve toplumların geleceğini şekillendirmek üzere saha genişleten ve şiddetlenen savaş iklimi, bu gelişmelerin ilk elden sonuçlarından biridir. Kapitalist hegemonik güçlerin hakimiyet mücadelesinin bir veçhesi olan bu güç savaşlarıyla Ortadoğu’da yeni bir düzenin tesis edilmesi istenmektedir.
DEM Parti MYK'si 'yeni süreç' gündemiyle toplanıyor
"İşgal ve ilhak politikaları ciddi bir çıkmazda"
Türkiye ve Kürdistan bu coğrafyanın ve çoklu denklemin tam ortasında yer almaktadır. Halkların kendi kader ve geleceklerini belirleme haklarını egemenlerin elinden söküp almaya en çok ihtiyaç duydukları şu günlerde, bu potansiyeli açığa çıkaracak olanlar ise ideolojik-politik ufku ve örgütlü gücüyle sömürgeciliğe ve faşizme karşı mücadelenin en önünde yürüyen Kürt halk hareketi başta olmak üzere devrimci hareketler, kadınlar, sosyalistler, ezilenler, yoksullar, emekçiler ve onların ittifaklarıdır.
Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının kazanımlarını yıllardır boğmaya çalışan AKP-MHP iktidarının işgal ettiği bölgelere yerleştirdiği çetelerin tasfiyesi gündemdedir. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve ilhak politikaları ise ciddi bir çıkmazın içine girmiştir.
DEM Parti: Tarafları diyalog yollarını benimsemeye çağırıyoruz
"AKP-MHP, Ortadoğu'daki denklem dışı kaldı"
İran’ın savaş çemberine alınmasıyla bölgede yaşayan Kürt halkının belirleyici bir politik özne olarak güç kazanması olasılığını kendi yayılmacı politikaları için handikap ve çıkmaz olarak görmektedir. Kürt halkının kazanımlarının yok edilmesi üzerinden bölgesel güç olma hevesleri berhava olan ve dış politikada yalnızlaşan rejim için bu gelişmeler, iç siyasi dengeleri de ziyadesiyle etkilemektedir.
Uyguladığı yayılmacı ve sömürgeci politikalarla Ortadoğu’daki gelişmelerde denklem dışında kalan AKP-MHP iktidarı, Türkiye halklarını tehlikeli bir politik gerçeklikle yüz yüze bırakmıştır.
Bahçeli'den 'Öcalan' çağrısı: Gelsin Meclis'te konuşsun
"Bahçeli'ni açıklamalarını önemli görüyoruz"
Yeni yasama dönemiyle birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan tartışmalar, partimiz ve kamuoyu tarafından yakından takip edilmektedir. Bu tartışmaları Kürt sorunu başta olmak üzere siyasal, iktisadi ve toplumsal sorunların müzakere ve diyalog zemininde ele alınması açısından önemli görüyoruz.
Türkiye’de bir çözüm olacaksa toplumun barış ve demokrasi talebi etrafında örgütlenmesi, tüm dinamikleriyle harekete geçmesi, sürece dahil olması ve inisiyatif alması elzemdir. Barış, yalnızca siyasi partiler ve taraflar arasında olmaz; toplumsal sahiplenme de gereklidir. Bu nedenle, halkların ortak iradesi ve mücadelesiyle kalıcı bir çözüm inşa edilmelidir.
Özel'den Bahçeli'ye: Ne yapılacaksa TBMM'de yapılacak
"Öcalan'ın belirleyici rolü tartışmasızdır"
Barışın ve çözümün sahici bir seçenek haline gelebilmesi için ilk ve en önemli adımlardan biri, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik bir özel savaş hukuku pratiği olan tecridin kaldırılmasıdır. Öcalan’ın geçmiş çözüm süreçlerinin yürütülmesinde ve yönetilmesindeki kritik ve belirleyici rolü tartışmasızdır. 43 ay sonra mutlak iletişimsizliğin kırılarak Öcalan’la yapılan son görüşme önemli ve olumlu olmakla birlikte tecrit devam etmektedir.
Müzakere ve diyalog zemini ancak özgür ve eşit koşullar altında kurulursa sahici, kalıcı ve kapsayıcı olabilecektir. Barışın yalnızca Kürt halkının değil tüm Türkiye ve Ortadoğu halklarının en acil ihtiyacı olduğuna inanıyoruz.
DEM Parti olarak, tüm halkların eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürebileceği bir gelecek için kararlılıkla mücadele etmeye devam ederken, Kürt sorununun adil ve demokratik çözümü ile özgürlük için tüm siyasi ve toplumsal kesimleri barış olanaklarını büyütmeye ve sahiplenmeye çağırıyoruz."
(RT)