*Şaban Yıldırım, Mehmet Bulut ve Okan Akgün (Soldan sağa fotoğraftaki sırasıyla)
Şaban Yıldırım, Mehmet Bulut, Okan Akgün…
Üç çocukluk arkadaşı.
14 Ekim Cuma gecesi, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi’ne birlikte girdi ve patlama sonucunda üçü de
Savcılık ifadeleri alındıAmasra’da maden ocağında meydana gelen ve 41 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın üzerinden beş gün geçti. Cenazeler kaldırıldı, hayatta kalan madencilerin savcılık ifadeleri alınmaya başladı. Ayrıca, maden sahasında savcılık keşfinin de yapıldığı belirtildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bu olay bütün yönleriyle soruşturulacak ve aydınlatılacaktır. Kafalarda ne kadar soru varsa bunların hepsinin cevabı bu tahkikat sonucunda ortaya çıkacaktır” dedi. |
hayatını kaybetti.
Üç yakın arkadaş Amasra’nın Ahatlar Köyü’ndeki mezarlıkta da yan yana gömüldü.
Bugün (19 Ekim 2022), Amasra Maden Faciası’nın üzerinden beş gün geçti. Amasra’nın Ahat ve Makaracı Köyündeki yas devam ediyor.
“Videoları kaldırtamaz mıyız?”
Makaracı’daki dört, Ahat’taki üç madenci için köye gelen çok. Madenci aileleri, en çok da yaşamını kaybeden madencilerin çocuklarının resimlerinin ve videolarının televizyonlarda gösterilmesinden rahatsız.
Okan Akgül’ün iki yaşındaki çocuğunun fotoğraflarının ve videosunun medyada gösterilmesine tepki gösteren ailenin ilk sorusu, “Bu videoların ve fotoğrafların kaldırılması için ne yapabiliriz?” oluyor.
"İkiz bebeklerini görseydi…"
bianet'e konuşan Şaban Yıldırım’ın eşi Sena Yıldırım, “İkiz bebeklerimizi keşke görseydi, çok üzgünüm ama çok da onurluyum, çok güzel bir eşti, son gün dahi giderken karnımı öptü de gitti. Ben ondan razıyım, çok güzel bir insandı. Biz çok güzel şeyler yaşadık, onu öyle hatırlayıp yavrularıma da öyle anlatacağım” diyor.
"Madenden çıktığında arayıp 'çıktım' derdi"
Eşinin madene gidiş hazırlıklarını da anlatan Yıldırım, "o gün ayrı bir şey vardı sanki" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Eşim, her gün madene giderken onu 'Allah'a emanet ol' diyerek gönderirdim. Yüreğim ağzımda beklerdim. O da bilirdi. Çıkar çıkmaz beni arardı. 'Çıktım' derdi. Bizim için bu çok rutin bir durumdu. Her an ağzımız burnumuzda yaşıyorduk.
"Her an bir tehlike bekliyorduk. İşini çok da seviyordu, ayrılmak istemiyordu. Hazırlık yapıyorduk bebeklerimiz gelecekti. İlk kez o gece aramadı. Haberi duyar duymaz biz oraya gittik.. Ben halen beni arayıp 'çıktım' diyeceğini hayal ediyorum. İnanamıyorum"
“Ölünce de ayrılmadılar”
Üç arkadaşın çok yakın olduğunu anlatan Yıldırım, şöyle konuşuyor:
“Benzin pahalanmıştı diye tek araçla giderlerdi. İki gün Şaban’ın aracı ile işe gidiyorsalar, başka bir gün Okan’ın aracı ile giderlerdi. Sıraya koymuşlardı.
“Çocuklukları da gençlikleri de beraberdi. Çalışırken de beraberlerdi hep hiç ayrılmadılar. Öldüler yine ayrılmadılar.”
“Okan kızının doğum günü için hazırlık yapmıştı”
Mehmet Bulut’un annesi Nebile Bulut, “Hiç umudumu kesmedim, oğlum akıllıdır bir yere saklanmıştır çıkar dedim fakat çıkmadı, cenazesi geldi” diyerek sözlerine başlıyor. “Bir ihmal varsa sonuna kadar araştırılsın” diye ekliyor.
En çok da 11 aylık torunu için üzüldüğünü söyleyen Bulut, “Oğlum gelecek ay 12 Kasım’da kızının birinci yaş gününü kutlayacaktı. Çok heyecanlıydı. Kutlama yapılacak pastaneyi tutmuştu. Fotoğrafçı da ayarlamıştı. Şaban ve Okan’ın aileleri de gelecekti. Ne planlar yaptık olmadı" diyor.
“Yavrularımızı bile bile soktular o madene”
“Oğlum Mehmed’im dedim dedim çıkmadı” diyen anne Bulut, “Bize şaka yaptı sandım. Hep böyle bekledim. Acımız büyük. Evlat acısı çok büyük. Yavrularımızı bile bile soktular o madene.
“Neden bir şefleri yoktu başlarında? Neden tecrübesiz insanlar o madene gönderildi. Üç arkadaş birlikte çalıştılar, birlikte öldüler. Nasıl dayanalım biz bu acıya?“