Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nden avukatlar, 10 Nisan’da Kürt avukat Medet Serhat'ın mezarına yönelik saldırıyı protesto etti.
Protestoya, Serhat’ın oğlu Rumet Serhat, İHD'li avukatlar, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri de katıldı.
Serhat’ın Zincirlikuyu’daki mezarı başında bir araya gelen avukatlar adına basına açıklamanın Türkçesini ÖHD İstanbul Şubesi Başkanı Eda Önal, Kürtçesini TOHAV Başkanı Numan Arıtürk okudu.
"Mezarlıklara saldırı artarak devam ediyor"
Medet Serhat’ın Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan mezarına kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıldığı, mezar taşı ve mezarı çevreleyen mermerlerin kırıldığı görüldü.
Antigone’den bugüne devam ediyor
Son dönemde mezarlıklara yönelik saldırılar artarak devam ediyor. Bu sistematik saldırılar her seferinde bireysel saldırılarmış gibi geçiştirilmek istense de ölülere yapılan şiddetin yaşayanlar arasında baskı kurmak için kullanıldığı ve iktidar tarafından bunun düşman görülen kimliklere yönelik bir saldırı politikası olduğu açıktır. İktidarların bu politikaları Antigone’den bugüne devam ediyor.
Bununla birlikte ölen kişinin gömülmesi ve hatırlanmasına fırsat verilmesi için yapılan göstergelerden biri olan mezarlar aynı zamanda toplumsal hafızanın da bir parçasıdır. Özellikle toplumsal hafızada yer alan kişi ve olaylar toplumun tarihsel süreçte yaşadıklarıyla bağlantılı olup, bu tarihi herkese hatırlatan imgeler haline geliyor. Bu kişilerin mezarlarına yönelik saldırılar aynı zamanda toplumsal hafızaya saldırı niteliği de taşıyor.
Toplumsal hafızaya saldırı
Bir hukukçu ve Kürt aydını olan Medet Serhat 12 Kasım 1994 tarihinde İstanbul Erenköy'deki evinin önünde şoförü ile birlikte suikast sonucu katledilmiştir. Medet Serhat tüm ömrünü hak mücadelesine adamış, barış ve sevgi dolu yüreğiyle cesaretini yanına alarak Kürt hak hareketinin önemli isimlerinden biri olmuştur. Dolayısıyla Medet Serhat’ın mezarına yapılan saldırı aynı zamanda toplumsal hafızaya yönelik bir saldırıdır.
Failler cezalandırılsın
Her ne kadar uluslararası ve ulusal hukuk mevzuatında doğrudan ölülerin hakkına ilişkin hukuki düzenlemeler bulunmasa da uluslararası ve ulusal hukuk mevzuatında mezarlıklara yönelik saldırı fiillerinin cezalandırılması, ölülerin hatırasına saygı gösterilmesi, cenazelerin layıkıyla defnedilmesi ve geride kalan sevenlerine eziyet edilmemesi çerçevesinde düzenlenmiş birçok hukuki düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla bu saldırıyı gerçekleştirenlerin tespit edilmesi için gerekli etkin soruşturmayı yapmak ve faillerin cezalandırılmasını sağlamak devlete yüklenmiş olan pozitif bir yükümlülüktür.
Hukuk ve sivil toplum örgütleri olarak bizler, Av. Medet Serhat’ın mezarına yönelik yapılan bu ahlak dışı ve insanlık dışı saldırıyı kınıyoruz. Saldırıyı gerçekleştiren faillerin bir an önce yakalanması, olayla ilgili etkili bir soruşturmanın yürütülmesi ve faillerin cezalandırılması için sürecin takipçisi olacağız.
Keskin: Mezarlara saldırı cezasız kalıyor
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin de şu noktaları vurguladı:
“Ben Medet abiyi tanıdığımda henüz çok genç bir avukattım, stajyer avukattım daha doğrusu. İsmini hep bilirdik ama kendisiyle tanışmam stajyerliğim döneminde oldu. Ondan sonra da onun bürosu biz Kürt hukukçular için hep bir öğrenme merkezi oldu.”
“Biz eğer bugün örgütlenebildiysek, Kürt hukukçular olarak TOHAV'ı, ÖHD’yi kurabildiysek, bunun ilk önderidir Medet Serhat. Biz ilk toplantılarımızı onun ofisinde yaptık.”
“Toplantılardan sonra onun ofisinin alt katındaki lokantada hem sohbet ettik, örgütlenme sohbetleri yaptık konuştuk, dertleştik. O kadar önemliydi ki Medet abinin varlığı, Kürt hukukçular ve tüm insan hakları savunucuları için. O çünkü son derecede barışçıl bir insandı. Herkes onu çok severdi. Gerçekten özel bir insandı. O dönem maalesef ki kontra saldırıları başlamıştı ve Medet abi de Behçet Cantürk'ün avukatıydı."
"O dönem Özgür Gündem kurulmuştu. Özgür Gündem'in finansmanını sağladığı gerekçesiyle Behçet Cantürk çok büyük saldırılar vardı. Bir saldırı olacağı bekleniyordu aslında. Tansu Çiller, Mehmet Ağar’lardan o dönem Kürt aydınlarına yönelik, Kürt iş adamlarına yönelik bir saldırı operasyonu başladı. Çok sayıda insanımızı kaybettik. Hiç unutmuyorum ben bir insan hakları toplantısı için Avrupa'ya gidecektim. Benden bir şey istemişti Medet abi, 'getirir misin?' diye ama sonra da dedi ki 'döndüğünde acaba görebilecek misin beni?'
"Herkes bekliyordu. Herkes o dönem aslında bu dönemki gibi. Ne gün başıma bir şey gelecek beklentisi içindeydi ve maalesef ki gerçekleşti. Rumet o zamanlar çok küçüktü. Medet abiyi maalesef ki eşinin de olduğu bir araçta kıstırdılar ve bu kontra güçler katlettiler. Onlar hala hayatta. Onlar hala iktidarın yanında dolaşıyorlar. Mehmet Ağar gibi, Tansu Çinler gibi. Hiçbiri cezalandırılmadı. Vedat abiyi katlettiler.”
“Türkiye hukukuna göre de saygısızlık”
“Bir de yarattıkları ırkçı milliyetçilik maalesef ki bu hakkı veriyor insanlara. Herkes başıma bir şey gelmez özgürlüğü içinde bu saldırıları yapıyor. Sadece Medet abinin değil birçok mezara saldırı yapılıyor. Aslında hukuk yani Türkiye'nin kendi iç hukukuna göre de bir saygısızlık.”
“Suç duyurusu yapacağız”
“Arkadaşımız Metin de söyledi. Ölünün hatırasına hakaret. Aynı zamanda Cenevre Savaş Hukuku Sözleşmesi'nde Türkiye tarafı çünkü bizi bir karşı taraf, bir düşman olarak görüyorlar. O nedenle bu saldırıları böyle yapıyorlar, böyle özgürce yapıyorlar. Kim bulacak şimdi bu saldırıyı kimin yaptığını? Ama onun ailesine yaşattıkları düş kırıklığını, duygusal boşluğu kim giderebilecek? TOHAV ve ÖHD suç duyurusu yapacak, umarım failler yakalanırlar. Sonuna kadar hepimiz mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Açıklamanın ardından avukatlar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giderek, savcılığa, Serhat’ın mezarına saldırılanların tespit edilmesi ve cezalandırılması için suç duyurusu yaptı.
(EMK/GDY)