Kirli mi kirli bir kariyerin sahibinden, Paul Shaefer'den de bahsedelim isterseniz. Mart ayında Şili servislerinin de yardımıyla Arjantin'de yakalandığında 83 yaşındaydı ve Almanya söz konusu operasyonu övgüyle karşılamıştı.
Schaefer gençlik yıllarının hemen başında Nazi birliklerine yazılmış, Almanya'nın aldığı yenilgi üzerine Şili'ye kaçmıştı. 11 Eylül 1973 darbesi sonrasındaysa, başında bulunduğu tarikat Pinochet'in gizli polis teşkilatı DINA'ya yardımcı olmuştu. Aralarında Devrimci Sol Hareket (MIR) gerillalarının kilit kadrolarının da bulunduğu 3 bin kişi geçmişti Schaefer'in tezgahından. Şili polisinin 1996'da arananlar listesine aldığı eski Nazi, Arjantin'e kaçtıktan sonraysa, çocukların cinsel sömürüsü faaliyetinde uzmanlaştı. Arjantin polisi halen Schaefer liderliğindeki tarikata ait çiftliklerde ortaya çıkan kayıtlarla uğraşıyor.
Paul Schaefer, Şili tarafından askeri diktatörlük dönemindeki işkence olayları, Arjantin tarafından ise pedofili ile suçlanıyordu. Arjantin'deki sol gruplarsa, onun Nazi geçmişinden ötürü yargılanmayacak olmasına veryansın ediyor ve hatta devlet başkanı Nestor Kirchner'i ağır ifadeler kullanarak suçluyorlardı.
Paul Schaefer, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda faillerin zaman aşımından yararlanmasının hiçbir koşulda mümkün olmadığını ilan eden bir ülkede yakalanmasına karşın, Nazi geçmişinden dolayı yargılanmadı. Tıpkı binlercesi gibi. Savaş bittiğinde bir kısmı Şili ve Paraguay'a, çoğunluğu ise Arjantin'e kaçan Naziler, buralarda farklı isimler altında yaşamaya başladılar, himaye edildiler. Bunların kimler olduğu, bunun neden ve nasıl olduğu ise, şu ana değin açıklanmış değil.
Ama en azından, şu sıralar bir umut var Arjantin'de. Güney Amerika ülkesi, halka karşı işlenen suçları aydınlığa kavuşturacak nitelikteki gizli servis kayıtlarından sonra, şimdi de ülkenin on dokuzuncu yüzyılda başlayan tarihinden itibaren kabul edilmiş ne kadar gizli kanun ve genelge varsa, bunları ortaya çıkarmayı tartışıyor.
Bir kısmının adı veya numarası biliniyorsa da, içeriği açıklanmayan, bir kısmı "icra edecek olanlar" dışında kimsenin malumu olmayan ve nihayet bazılarının açıklanmasına karar verildiyse de orijinal belgesi bulunamayan tüm gizli kanun, genelge ve emirlerin kamuoyu bilgisine sunulması yönünde pek çok girişim var Arjantin parlamentosunda.
Sembolik ama önemli bir adım ise geçtiğimiz haftalarda atıldı ve 1938 tarihli "Circular 11" açıklanarak törenle iptal edildi. Avrupa ülkelerindeki diplomatik misyonlara gönderilen Yahudilere vize verilmemesine dair 11 Numaralı Genelge'nin yegane kopyası, Arjantin'in Naziler ile ilişkisini incelemek amacıyla devlet başkanlığınca oluşturulan özel komisyon tarafından uzun zaman arandıktan sonra Stockholm'deki elçilik arşivinde bulundu.
Zamanın yönetimi, siyasal sığınma amacıyla gelecek olan "arzu edilmeyen" unsurların göçünün engellenmesini istiyormuş o tarihlerde. Günümüzde dünyanın en kalabalık beş Yahudi cemaatından birine ev sahipliği yapan Arjantin'e gelebilmek için isimlerini ve dinlerini değiştirmek zorunda kalanların bir kısmının bu vesileyle, köken kimliklerine dönebileceği tahmin ediliyor.
Dünyanın dört bir yanında aranan Milan Lukic pazartesi günü Buenos Aires'in Recoleta semtinde yakalandı. Bosnalı Müslümanları katleden bir paramiliter teşkilatın başında bulunduğu iddia edilen Lukic, Belgrad'daki duruşmada kendi ülkesi tarafından 20 yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.
Arjantin yargısı, sorgulamaya başladığı Lukic'in iade edilip edilmeyeceğine dair henüz bir açıklamada bulunmadıysa da, Belgrad yönetiminin yapması beklenen resmi başvuruya olumlu yanıt vereceği söyleniyor. Gelgelelim, Lukic her nerede kalacak olursa olsun, hele ki Milosevic davasında yaşananlar ortadayken, Yugoslavya defterinin insanlığın vicdanı açısından gönül rahatlığıyla kapatılabileceğini söyleyebilir misiniz? Defterleri kapatacaksak, belki de her şeyden önce başka bazı defterleri açmamız gerekiyor. Tüm gizli kanunları ve insanlığa karşı işlenen suçlarla bağlantılı servis kayıtlarını örneğin. (GÇ/TK)