Mesleğinde dünya çapında başarılara imza attı, ülkenin gözdesi sağlık kurumlarında yöneticilik yaptı, komünist partisi kadroları arasında yer aldı ve ulusal mecliste görev aldı.
Şimdiyse tüm hakları elinden alınmış ve maaşı kesilmiş halde, mahkum edildiği sefalet içinde yaşıyor. Kapitalist yöntemlerle cezalandırıldığını söylüyorsa da, başı halen dik. Hayattaki tek arzusu "çıkış vizesi" alamadığı için on iki yıldır görüşemediği oğluyla buluşabilmek, yüzlerini hiç göremediği Arjantinli torunlarına sarılabilmek.
İspanya ve Latin Amerika ülkelerindeki sol yönetimler, Hilda Molina'nın çıkış vizesi alabilmesi için Küba hükümetini iknaya çalışıyor.
İstifa ve sonrası
Hilda Molina nöröşiroloji dalındaki çalışmalarıyla tanınmış, bazı operasyonları dünyada ilk gerçekleştirenler arasına girmişti. Seksenli yıllarda enternasyonalist misyon kapsamında Cezayir'de çalışan Molina, 1989'da Havana'daki Nöroşirolojik Restorasyon Uluslararası Merkezi'ni (CIREN) kurdu ve yönetimini üstlendi. 1993 yılındaysa Küba'nın yasama organı olan Halk İktidarı Ulusal Meclisi üyeliğine seçildi. Ancak bunun hemen ertesindeki sene, hükümetle arası bozulmaya başlayacaktı.
Küba doksanlı yıllardan itibaren sağlık sistemini yeniden yapılandırmaya girişmişti. Ülkenin küresel platformdaki tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyetinin merkezinde duran sistem, döviz ve popülarite kazandıracak bir yöne doğru eğilim gösterdi. Hilda Molina ise 1994'te, sağlık turizmi için ülkeye gelecek zengin yabancılara lüks servisler tahsis edilirken Küba yurttaşlarına ayrılan yatak sayısının azaltılmasını eleştirerek, ve bir de fetüs çalışmaları konusundaki kişisel-vicdani bir gerekçesinden dolayı, CIREN yönetiminden istifa etti. 1996'da bakanlıktaki görevlerinden de ayrılacak, böylece tüm konumlarını terk etmiş olacaktı.
Bu süreçte, hayatının akışını belirleyecek bir olay daha yaşandı. Aynı zamanda meslektaşı olan oğlu Roberto Quinones, mesleki bir gezi dolayısıyla Japonya'ya gitti ve bir daha da Küba'ya dönmedi. Arjantin yurttaşı Veronica Scarpatti ile evlenen Roberto Quinones eşinin ülkesine yerleşecekti.
Küba'ya yazılı olmayan yasalar dolayısıyla dönemeyen Quinones'in bu evlilikten Arjantin yurttaşı iki çocuğu oldu. Molina'nın istifaları ve Quinones'in ülkeden ayrılışı, birbirine geçmiş bu iki gelişme, ülkedeki siyasal iktidarın tepkisini çekmeye fazlasıyla yetti.
Oğlunun yabancı bir kadınla evlenmesinden dolayı da suçlanan Molina, hizmetlerinin onuncu, on beşinci ve yirminci yıldönümü dolayısıyla İçişleri Bakanlığı tarafından verilen madalyaları, Alfabetizasyon kampanyasındaki katkısı sayesinde kazandığı madalyayı, yurtdışı misyonlardaki çalışmalarını takdir eden Enternasyonalist İşçi madalyasını, Ulusal Ayaklanma Günü nişanını ve buna benzer pek çok nişan ve unvanını iade etti.
"Beyniniz ülkemize ait"
Roberto Quinones, "Castro, annemin istifasını hiçbir zaman içine sindiremedi" diyor. Molina ile gençlik günlerinden kalma kimi kişisel problemleri olan birilerinin küçük ellerinin sürece karışmış olabileceği da dile getirilen iddialar arasında.
Geçinmesi için ise kendisine ayda yalnızca üç dolar veriliyor. Bu, Havana'da bir litre zeytinyağı almaya anca yeten bir para. Şu an 63 yaşındaki Molina'nın 87 yaşındaki annesi de bu süreçte yıpranan bir diğer kişi. Molina, ağır sağlık sorunları bulunan annesinin bu koşullara daha fazla dayanamayacağını söylüyor. Molina'nın Arjantin'e gitmek için çıkış vizesi alma talebi ise insan aklının algılamakta zorlanacağı bir gerekçeyle reddediliyor: "Beyniniz bize ait".
Arjantin basınının Küba'ya en olumlu yaklaşan günlük gazetesi Pagina12, Küba meclis başkanı ve ülkenin üç numarası Ricardo Alarcon'a Arjantin toplumunun Hilda Molina konusundaki hassasiyetini aktardığında hayli tuhaf bir yanıt almıştı.
Konuyu dışişleri bakanlığının daha iyi bileceğini, ancak, tıpçı oğlunun Arjantin'e göç etmiş olmasının, çıkış vizesi sorununa etki etmiş olabileceğini söylüyordu Alarcon. İnsanların başka bir ülkeye yerleşmeleri zaten kendisi de göçlerle kurulmuş olan Arjantin'de olağan karşılanıyorsa da, Küba'nın bu konuda farklı bir tutum sergilemesini anlamak gerekiyordu meclis başkanına göre.
Fidel Castro ise büyük bir cömertlikle, Molina'nın ülkeden çıkamayacağını, ama eğer Küba'ya gelmek isterse oğlunun bilet parasını ödeyebileceğini söylemişti.
Sol liderler devrede
Hilda Molina'nın maruz kaldığı hak ihlalleri geçtiğimiz yıllarda Amerikalararası İnsan Hakları Komisyonu ile Birleşmiş Milletler insan hakları komisyonu raporlarına da konu olmuştu. Molina ise derdini, İspanya ve Latin Amerika'daki sol liderlere anlatıyor.
Hayranlık duyduğu Şili cumhurbaşkanı Michelle Bachelet'ye hitaben kaleme aldığı bir mesajı 8 Nisan günü Pasifik ülkesinin Havana'daki elçiliğine ileten Molina, kendisi gibi "bir doktor, kadın, anne ve diktatörlük kurbanı" olan Bachelet'den destek talep etmişti.
İspanya'nın sosyalist başbakanı Jose Luis Zapatero da Molina'nın seslendiği bir diğer isim. Molina'ya paralel olarak, onun Arjantin'e gelebilmesi için uğraş veren Arjantin lideri Nestor Kirchner de, İspanya elçisi Carmelo Angulo ile görüşerek Madrid'in bu konuda yardımını talep etmişti.
Konuyla ilgili girişimlerde bulunan Zapatero, Arjantin-Küba diyaloğunun çıkmaza girmesi üzerine, Molina ve ailesinin üçüncü ülke konumundaki İspanya'da buluşmasını sağlamaya çalışıyor.
Bolivarcı Venezüella Cumhuriyeti Başkanı Hugo Chavez de, geçen hafta Arjantin'in Cordoba kentinde toplanan Mercosur zirvesinden bu yana, Hilda Molina sorununda arabuluculuk yapması beklenen yeni isim.
Kirchner'in kartı
Hilda Molina meselesinin Nestor Kirchner tarafından, geçen hafta Mercosur toplantısı dolayısıyla Arjantin'de bulunan Fidel Castro'ya açılması bekleniyordu. Ancak Küba dışişleri bakanı Felipe Perez Roque'nin, Arjantinli muadili Jorge Taiana ile yaptığı görüşmede, Castro'nun bu konuda konuşmak istemediğini belirtmesi üzerine, Güney Amerika ülkesinin talebi bakanlar aracılığıyla, yazılı halde iletildi.
Kirchner, "Kardeş Küba halkının değerli başkanı, başkomutan Fidel Castro Ruz" hitabıyla kaleme aldığı resmi kartta, Molina'nın ailesiyle buluşabilmesi konusuna verdiği önemi yineleyerek, bu konuda en kısa sürede cevap beklediğini belirtiyordu. Castro ise kendisine bu kart konusunda soru yönelten Arjantinli muhabirlere, okuyup inceledikten sonra gereğini yapacağını açıklarken, Miami'de yaşayan bir Kübalı gazeteciye hakaret etmeyi tercih etti. Küba'nın resmi cevabının önümüzdeki günlerde iletilmesi bekleniyor.
Karayip rüzgarları
Küba devriminin liderlerinden Haydée Santamaria ve Armando Hart'ın Komünist Parti üyesi ve "kendi hesabına bir Troçkist" olan fizikçi kızı Celia Hart, son yıllarda kaleme aldığı makalelerle Latin Amerika solunda ilgiyle karşılanmış bir isim.
Hart, Doğu Avrupa'daki rejimler çökerken Küba'nın ayakta kalmasını, onun "sıcak Karayip rüzgarlarına, Marksizm-Leninizm'e ve enternasyonalizme bağlı kalması" ile açıklıyordu.
Kimi zaman, ancak kuzey komşusuna yakışacak uygulamalara imza atan Küba'nın Molina konusunda vereceği yanıt, adanın bugüne değin ayakta kalmasını sağlayan Karayip sıcaklığına ne kadar sahip çıkabildiğine dair de bir işaret sayılamaz mı? (GÇ/TK)