Düşünce Suçuna Karşı Girişimin 7.sini düzenlediği Düşünce Özgürlüğü Buluşması'nda 11 tanık, haklarında düşünceyi ifade ettikleri veya gazetecilik yaptıkları için açılan davalara tanıklık etti.
"Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" kitabından açılan bir davadan beraat eden, diğerinden de 27 Ekim'de hakim karşısına çıkacak olan gazeteci Nedim Şener, "Dink cinayeti davası hak arama mücadelesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Cinayet dönemde görevde olan tüm yetkililer terfi sayılabilecek görevlere getirildi. Suçsuz da olabilirler. Ama ben yargıyla yüzleşiyorsam onlar da yüzleşsinler" dedi.
Star'dan İbrahim Sarp hakkında 206, Zaman'dan Büşra Erdal hakkında da 60 dava açıldığı belirtilen oturumda Radikal'den İsmail Saymaz da "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "yargıyı etkilemeye teşebbüs"ten 10 dava çerçevesinde yargılanmasını anlattı: "Gazetecileri yıldırmak mümkün değil, bunu tarih de gösteriyor. Aklı başında bir iktidar buna başvurmamalı."
Azadiya Welat'tan Vedat Kurşun'ın tutuklanmasına neden olan Terörle Mücadele Yasası'ndan (TMY) İrfan Aktan ile birlikte mahkum edilen Express'ten Merve Erol da, cezanın demokratikleşmeyi öne aldığını söyleyen bir iktidar döneminde gerçekleştiğini açıkladı.
Araştırma için gittiği Diyarbakır'da "canlı bomba" sanılarak iki buçuk gün gözaltında tutulan ve Taksim ve Star gazetelerince "canlı bomba" olarak lanse edilen araştırmacı-yazar Hülya Tarman, yargıdan "haberlerde kamu yararı var" şeklinde aldığı yanıtı sert şekilde eleştirdi; "Ciddi anlamda kanıma dokunuyor çünkü yıllarımı şiddetsizliğe adadım. Kişilik haklarımı sıfırladılar" dedi.
Mısır Çarşısı'nda yaşanan patlamayla ilgili "bombacı" olarak suçlandığı için müebbet hapisle yargılanan, karar duruşması da 9 Şubat 2011'de görülecek olan Pınar Selek'in durumuna avukat Tora Pekin tanıklık etti:
"Bir tanığın ifadesiyle Selek müebbet hapisle karşı karşıya bırakıldı. Pınar çok iyi bir masal yazarıdır. Evde kızlarıma onun masallarını okurum. Ama Pınar'ın başındaki bu hikayeye inanacaklarını sanmıyorum."
Yüksekova'da yayınevi bombalanan Seferi Yılmaz da, "Olayların hem mağduru hem de sanığı oldum" dedi; bombalamadan yargılanan istihbarat görevlilerinin korunduğunu savundu; medya ve STK'ların bu tür olayların üzerine gitmesinin önemine işaret etti" şeklinde konuştu.
2002'de Almanya'dan Türkiye'ye geldiğinde "örgüt üyeliği"nden tutuklanan ve Ekim 2008'de tahliye edilen Mehmet Desde, yaşadıklarını kitaplaştırdı. Almanca kitabı Kasım'da çıkacak. Desde, "Devlet hukuk dışı uygulamalarıyla beni insan hakları kurumlarıyla tanıştırdı. Çare yalnızca mücadeledir" dedi.
Pınar Sağ ve Ferhat Tunç gibi yargılanan Sanatçı Cevdet Bağca da, "Kazım Koyuncu'yu, Ahmet Kaya'yı, Ozan Serhat'ı, Delila'yı unutmayın. Uğur Kaymaz'ı unutmayın" dediği için hapse mahkum olmuştu. Bağca, "Başbakan aynı konuşmayı Diyarbakır'da oy için yaptı. Bu ülkede herkes iki gözüyle ağlamalı" dedi.
Laz Marks oyunundan "Başbakana hakaret"ten yargılanan Haldun Açıksözlü de, Rize'deki davanın 3 Şubat 2011'de süreceğini söyledi. Vicdani retçi Ercan Aktaş, Türkiye'deki 138 vicdani retçiden İnan Süver'in dün İzmir Şirinyer Askeri Cezaevi'nden Buca Cezaevi'ne nakledildiğini, yarın da yargılanmaya başlayacağını belirtti. Yayıncı Mehdi Tanrıkulu da, sanık olduğu davalarda kendi anadilinde Kürtçe savunma yapamamasının sıkıntılarını aktardı. (EÖ)