Barış Demokrasi Partisi (BDP)milletvekili Akın Birdal, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası belegelere imza atmasına rağmen gazeteci ve yazarları mahkum ettiğini belirterek basın özgürlüğünün sağlanması için Meclisi adım atmaya çağırdı.
Bugün Mecliste bir basın toplantısı düzenleyen Birdal "Gazetecilerin mahkûm olduğu her yeni kararla demokratik toplumun temeli olan basın özgürlüğü çiğnenmiş oluyor" dedi.
Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'ndaki bir dizi maddenin düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığını belirten Birdal Türkiye İnsan Hakları Vakfı verilerine göre geçen yıl bu maddelerden 634 kişinin yargılandığını; 111 kişi beraat ederken, 24 kişinin para cezasına 499 kişinin de hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.
"2009 yılında "yasal olarak yapılan" bu engellerin yanı sıra 10 gazete toplam 27 kez, 7 dergi ise 15 kez toplatılmıştır. Bir televizyonun yayını iki kez durdurulmuştur. 16 basın yayın organı baskına uğramıştır. 4662 internet sitesi hakkında erişim yasağı vardır. 2010 yılında da durum farklı değildir. Anayasa değişikliği tartışmaları sırasında iktidar partisi sık sık özgürlüklere, demokratikleşmeye vurgu yaptı. Değişikliklerin kabul edilmesi durumunda Türkiye'nin daha demokratik olacağı söylendi. Ancak ne gazetecilere dava açılmaktan vazgeçildi ne de baskı ve engellemelerden."
Birdal, Rıfat Başaran, Namık Durukan, Hasan Çakkalkurt, İsmail Saymaz, Kemal Göktaş, İrfan Aktan, Merve Erol ve Taraf gazetesi yazarlarına açılan davaları, verilen cezaları örnek gösterdi.
"Özgür Radyo Genel Yayın yönetmeni Füsun Erdoğan aylardan beri cezaevindedir. Eşinin de tutuklu olarak cezaevinde olmasına karşın birbirleriyle görüştürülmemektedir. 'Ölümden Zor Kararlar' kitabından ötürü yazar Mehmet Güler ve yayıncı Ragıp Zarakolu mahkum oldu. Son olarak KCK Dosyasıyla ilgili 'Küresel Devlet ve Devletsiz Kürtler' kitabı toplatılarak dava açıldı.
"Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, "PKK örgütüne üye olduğu" ve "örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla Azadiya Welat gazetesi eski sorumlu müdürü Vedat Kurşun'u 13 Mayıs'ta aldığı bir kararla, toplam 166 yıl 6 ay hapse mahkum etmiştir. Mahkeme, Kurşun'u "örgüt üyesi olmak"tan üst sınırdan 12 yıl 8 ay hapse, 103 kez de "örgüt propagandası yapmak"tan Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesi uyarınca cezalandırmıştır. İktidar bir yandan TRT ŞEŞ'in yayına geçmesi ile övünürken diğer yandan yurt dışından Kürtçe yayın yapan ROJ TV'yi susturmak ve karartmak için akıl almaz her yola başvurmaktadır.
Bu yasaklardan engellerden en büyük payı Sol, Sosyalist Basın ve Kürt Gazeteleri almaktadır."
"Görev Meclisin"
Birdal "Basın özgürlüğü ve emekçileri üzerindeki baskı ve yasaklara son verecek olan demokratik kamuoyu vicdanı ise de öncelikli görev TBMM'nindir" dedi.
"Bu nedenle baskıcı, despotik, korku ve tehdit içeren yasaların biran önce kaldırılması için TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna ve Meclis Genel Kuruluna bu sorunu taşıyacağız. Ellere ve kalemlere kelepçe vurularak demokrasi ve barış olmaz. " (EÜ)