*Fotoğraf: AA
Türk Eğitim Derneği düşünce kuruluşu TEDMEM, 2020 Eğitim Değerlendirme Raporunu yayımladı.
5 bölüm 149 sayfadan oluşan raporda uzaktan eğitim sürecinde yaşanan sorunlar ele alındı ve salgın sürecinde eğitim hakkına öncelik verilmesi gerektiği ifade edildi.
Raporda, uzaktan eğitim sürecinde eğitimin parçası haline gelen EBA’yı 18 milyon öğrencinin yüzde 32’sinin kullanamadığı belirtildi.
Ayrıca salgının eğitime erişimdeki sorunları artırdığı ve bu sorunu yaşayan öğrencilerin okulu terk edebileceği vurgulandı.
TIKLAYIN-"Eğitimdeki takvimsizlik öğrencilerde depresyonu artırıyor"
Rapordan öne çıkanlar şöyle:
- Aralık 2020 sonu itibarıyla okulların kapanması ve uzaktan eğitime geçilmesinin üzerinden dokuz ay geçmiş olmasına rağmen, yaklaşık her üç öğrenciden biri EBA’yı aktif bir şekilde kullanmamaktadır.
- 21 Eylül 2020 – 1 Ocak 2021 tarihleri arasında EBA’yı aktif kullanan öğrenci sayısı 12.286.458’e ulaşmıştır. Temel eğitim ve ortaöğretimdeki yaklaşık 18 milyon öğrencinin yüzde 32’si EBA’yı aktif bir şekilde kullanamamaktadır. Öğrencilerin EBA’yı aktif bir biçimde kullanmaması teknolojik imkansızlıkların yanı sıra alternatif uzaktan öğrenme platformlarının kullanılması, kişisel sebepler, ailenin ekonomik koşulları, motivasyon eksikliği, salgın sürecinden kaynaklanan stres ve kaygılar gibi çeşitli nedenlerden de kaynaklanmıştır.
- Salgın öncesi dönemde dahi okula erişimde sıkıntılar yaşayan çocukların uzaktan eğitim sürecinde eğitimi terk etmeleri yüksek bir olasılıktır. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan projeksiyonlar dünya genelinde pek çok öğrencinin salgın sonrası okullara dönmeyeceğini göstermektedir. Okulu terk etme riski bulunan öğrenci oranları okul öncesi dönemde yüzde 2,8; ilköğretimde yüzde 0,27 ortaöğretimde ise yüzde 1,48 olarak hesaplanmıştır. Bu oranlar ve 2019-2020 eğitim öğretim yılında ilgili kademelerdeki toplam öğrenci sayıları dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimin toplamında yaklaşık 160 bin öğrencinin okulu terk etme riski bulunmaktadır.
- Özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çocukları, mülteci çocuklar, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar, salgın sürecinde ebeveynleri işlerini ve gelirlerini kaybetmiş çocuklar ve sosyal çevresinden baskı görebilecek özellikle ergenlik çağı kız çocukları gibi risk grubunda yer alan çocukların öğretmenler ve okulların rehberlik birimleri tarafından aktif olarak izlenerek tespitinin yapılması gerekmektedir. Okul terki riski taşıyan çocuklarla ve aileleri ile iletişimin sürdürülmesi, gerekli hallerde rehberlik araştırma merkezleri, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı gibi diğer kurumlarla da iş birliği yapılarak önleyici tedbirlerin alınması okul terklerinin önlenmesinde etkili olabilir.
- Eğitim öğretimin kesintiye uğradığı sürelerde Bakanlık tarafından özel gereksinimli öğrenciler için sağlanan hizmet ve desteklere rağmen özellikle televizyonda yayımlanan derslerin ortalama düzeydeki öğrencilere göre hazırlanmış olması, özel gereksinimli öğrencilerin bireysel farklılıklarına göre uyarlamalar yapmanın mümkün olmaması gibi nedenlerle öğrenmenin sürdürülmesinde güçlükler yaşanmıştır.
- Salgın öncesi dönemin verilerine yönelik yapılan hesaplamalar 2019-2020 eğitim öğretim yılında 6-17 yaş aralığında yaklaşık 710 bin çocuğun okul dışında kaldığını göstermektedir. İlgili yaşlar arasında okula gitmenin zorunlu olduğu düşünüldüğünde yüz binlerce çocuğun okul dışında kalması ve neden okul dışında kaldıklarına dair veri bulunmaması/rapor edilmemesinin rasyonel bir açıklaması bulunmamaktadır. (RT)