Görsel: Sosyal medya
Okullar yüz yüze eğitime geçti/ geçiyor/ geçemedi, sınavlar yapıldı /yapılacak/ yapılmayacak… Ertelemeler, iptaller pandemi sürecinde eğitimde yaşanan en büyük sorunların başında geliyor.
Uzaktan eğitime erişim bir yandan sorun olurken, diğer yandan sürekli takvim değişikliği öğrencileri, eğitimcileri ve velileri oldukça olumsuz etkiliyor.
2020 Mart ayı itibarıyla yaşanan bu belirsizlik öğrencilerin psikolojisine nasıl yansıyor, öğrenmelerini nasıl etkiliyor, Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri bianet'e anlattı.
"Depresyon oranı arttı"
Çeri, çocuk ve gençlerin pandemi sürecinden yetişkinlere göre çok daha olumsuz etkilendiklerini ve depresyon oranının arttığını söyledi. Pandemi döneminde Türkiye’de ve dünyada yapılan araştırmaların sonucuna dikkat çeken Çeri, her dört çocuktan birinde anksiyete görüldüğünü belirtti.
Çeri, bu ruhsal durumun birçok nedeni olduğunu ancak en önemli faktörlerin başında çocukların yaşamlarındaki ciddi değişikliğin olduğunu söyledi.
TIKLAYIN-"Vakalar yüksek, yüz yüze eğitimi erteleyin, sınavları iptal edin"
"Başından beri tutarlı olunmadı"
Akranlarıyla iletişim kuramamalarının ya da dışarı çıkamama durumunun çocukları daha fazla etkilediğini ifade eden Çeri, “Bütün bunların yanında çocukların yaşamında en önemli konu olan okul, çok büyük bir belirsizlikte kaldı. Pandeminin başından beri eğitimde bir tutarlılık olmadı, sürekli bir takvim değişikliğine gidildi. Belirsizlik yetişkinleri dahi çok fazla etkilerken zaten depresyonda olan çocuk ve gençleri çok daha fazla etkiledi” dedi.
"Belirsizlik ruhsal sermayeyi tüketiyor"
"Pandeminin ne zaman biteceği, durumun ne olacağı belirsizliği çocukları çok daha fazla etkiliyor” diyen Çeri konuşmasına şöyle devam etti: “Belirsizlik bireylerin ruhsal sermayesini tüketiyor. Çocuklar sürekli olarak bir takvim değişikliği ile karşı karşıya kalıyorlar. Bir tarih veriliyor, kendilerini ona hazırlıyorlar, bir hafta sonra o tarih değişiyor. Eğitimdeki takvimsizlik öğrencilerdeki depresyonunu daha da artırıyor.
"İnsanlarda temel olarak iki mod vardır. Biri savaş, biri barış modu. Pandemi sürecinde zihinsel olarak savaş moduna girdik. Savaş modundayken öğrenme, odaklanma güçlüğü yaşarsın çünkü esas olan hayatta kalmaktır, tehdide karşı nasıl mücadele edeceğini düşünürsün. Çocuklar da hepimiz gibi böyle bir süreci yaşıyor ve normal zamanlara göre öğrenme ve odaklanmada daha zorlanıyorlar."
TIKLAYIN-Prof. Dr. Saltık: Bu koşullarda okulların açılması facia olur
"MEB söylediği takvime sadık kalmalı"
Pandemi sürecinde öğrencilerin psikolojik ve sosyal gelişimlerini ön planda tutmak gerektiğini vurgulayan Çeri, bu yönlü yaşanacak sorunların sonucunun çok daha ağır olacağını belirtti: "Böylesi bir dönemde eğitimi ikinci planda tutmalıyız ama çocukların birbiriyle iletişim kurmasını sağlamamız gerekiyor.
"Çocukların şu an psikolojik ve sosyal gelişimi, matematik öğrenmelerinden çok daha önemli. Sosyal ve psikolojik olarak zayıflamaları, öğrenme kaybına neden olacağı için ileriki süreçleri de etkileyecek, bu nedenle onların psikolojik olarak güçlü kılacak alanlara yönlendirmek gerekiyor.
"En önemlisi de belirsizlik yaşatılmamalı. Milli Eğitim Bakanlığı bir tarih veriyorsa o tarihe sadık kalmalı, doğru bir planlama yapmadan takvim açıklamasına gidilmemeli."
TIKLAYIN-"Eşitsizlikler derinleşti, sınavlar yüz yüze yapılmamalı"
"Salgın okullarda çok daha fazla bulaşıyor"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın son olarak açıkladığı illere göre okulların açılması planını da değerlendiren Çeri, böyle bir açılmanın eğitimdeki eşitsizliği çok daha fazla arttıracağını söyledi:
"Zaten bölgeler iller arası büyük bir eşitliksizlik var. Pandemi süreci eğitimdeki eşitsizliği zaten büyüttü, dezavatajlı durumdakiler daha dezavatajlı duruma düştü. Böyle bir açılma şekli, bu varolan eşitsizliği daha da derinleştirecek. Aynı sınava girecekler ama bazıları okula gidecek, bazıları gitmeyecekler.
Ayrıca okulların açılmasının bir başka psikolojik yanı daha var. Öğrenciler, ailesine virüs taşıma kaygısı yaşıyor, bunun psikolojik travması da çok ağır. Anneme, babama, babaanneme benden dolayı bir şey olursa düşüncesi çocuğu kötü etkiliyor ve öğrenmeyi zorlaştırıyor.
Salgın okullardan çok fazla bulaşıyor bu gerçekliliği unutmamalıyız. Bütün bunların hepsini bir arada düşünerek 2021'in ilk dönemini unutmak gerekiyor. Uzaktan eğitimi güçlendirmek ve öğrenme kaybına sebep olacak tüm faktörleri ortadan kaldırmak gerekiyor. İlk olarak net bir takvim ile başlanmalı. Ardından uzaktan eğitimin alt yapısı güçlendirilmeli."
Veysi Çeri hakkındaÇocuk ve Genç Psikiyatristi, 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesinde doktorluk eğitimi tamamladı. 2010 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi asistanlık eğitimine başladı. 4 yıllık zorlu asistanlık eğitiminin ardından Göçün Çocuk Ruh Sağlığı ve Benlik Saygısı Üzerine Etkisi isimli tez çalışması ile 2014 yılında uzman doktor oldu. Yaptığı bilimsel araştırma ve projelerle 2018 yılında doçentlik unvanını aldı. Bir süre Almanya ve Hollanda'da çalıştı. Ulusal ve uluslararası birçok sempozyum ve kongrede sunumlar yaptı. Ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış 30'u aşkın araştırma makalesi bulunuyor. Disleksi ve diğer öğrenme güçlükleri, okul ve ders sorunları, gelişim bozuklukları gibi alanlarda çalışıyor. |
(RT)