Fotoğraflar: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Valiliği, 1 Ağustos’ta geçici koruma kaydı İstanbul’da olmayan Suriyelilerin kayıtlı oldukları kente gitmeleri için 20 Ağustos’a kadar süre verdiğini duyurmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, 21 Ağustos’ta katıldığı bir televizyon programında, bu sürenin 30 Ekim’e kadar uzatıldığını belirtmişti.
Geçen süre zarfında Suriyelilerin büyük çoğunluğu kayıtlı oldukları illere geri dönerken, Soylu’nun ifade ettiği süre dün (30 Ekim) doldu. Yeniden bir geri gönderme durumunun yaşanıp yaşanmadığını, yaşandığı takdirde sonuçlarının ne olacağını Suriye Dernekler Platformu Başkanı Mehdi Davud’a sorduk.
TIKLAYIN İstanbul Valiliği: 34 Bin 397 Mülteci Gönderildi
Davud, istanbul’da yaşayan kayıt dışı Suriyelilerin şehri terk ettiklerini belirtti. Ağustos ayında yaşanan geri göndermelerin bir daha tekrar etmeyeceğini düşündüğünü söyleyen Davud, şöyle devam etti:
“İstanbul Valiliği’nin ve devletin belirttiği kategorilerde yer almayan Suriyelilerin büyük çoğunluğu devletin bu konudaki kararlılığını gördüğü için kayıtlı oldukları şehirlere döndüler. İstanbul’da çocukları okula gidenler Suriyeliler ve kayıtlı olanlar var. Şu anda geri göndermelere dair kulağımıza gelen bir şey yok. Bir sorun olmayacağını düşünüyoruz. Ama zorla geri göndermeler yaşanırsa insanlar sınırı aşarak yeniden geri gelecekler.”
TIKLAYIN-450 Bin Suriyeli Çocuk Türkiye'de Doğdu
"İnsanlar neye güvenerek güvenli bölgeye gidecekler"
Barış Pınarı Harekatı çerçevesinde dile getirilen güvenli bölgeye ilişkin de değerlendirmede bulunan Davud, “Güvenli bölgeye geri göndermeler, alt yapı, barınma imkanı, çalışma imkanları sağlanmadan yapılamaz. Çünkü sözü edilen bölge bomboş çölden ibaret bir yer. İnsanlar neye güvenerek oraya gidecekler. Türkiye Devleti’nin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum, dediğim gibi aksi halde insanlar kaçıp geri geleceklerdir.
TIKLAYIN-"Devletler Bizim Adımıza Karar Vermesin"
“İstanbul’a gelen Suriyelilerin çoğu buraya çalışabilmek için geliyorlar, burada lüks şartlarda yaşamıyorlar. Yaşam koşullarının sağlandığı takdirde zaten insanlar kendiliğinden gidecektir. Rusya ve Türkiye İdlib’e garantör olduğunda 6 ay süreyle bombardıman durunca, 70 bin insan kendiliğinden geri gitmişti. Yani söz konusu olan insanların kendilerini güvende hissetmeleri, yaşam imkanlarının olduğuna ikna olmalarıdır.”
"Herkes Suriye'nin gerçeğini biliyor"
Son olarak Suriyelilerin siyasetin malzemesi haline getirildiğini ifade eden Davut, şunları söyledi: “Aslında herkes Suriye’nin gerçeğini biliyor, Suriyelilerin niçin burada olduğunu biliyor. Suriyelilerin burada kalmasını istemeyenler Suriye’nin gerçeğini çok iyi biliyorlar fakat siyaseten birbirilerine baskı oluşturmak için Suriyelileri kullanıyorlar. Suriyelilerin meselesi insani kalması gerekirken, siyasete araç edildi. 31 Mart seçimlerinin kaybedilmesinin nedeni olarak Suriyeliler gösterildi.
TIKLAYIN-"Güvenli Bölgeyi Kim Koruyacak?"
"Bir gerçek Suriyeli bir de medyanın oluşturduğu Suriyeli var"
“Suriyelilerin hedef haline getirilmesine en büyük hizmeti medya ve siyaset birlikte yapıyor. Karar Türk halkının kendisine kalsa, kesinlikle insani ve vicdani davranacaklar. Fakat medya ve siyaset insanları yalan yanlış bilgilerle dolduruyor. Bir gerçek Suriyeli var, bir de medyanın oluşturduğu Suriyeli var. Medya Suriyelileri, üniversiteye, hastaneye, okula bedava gidiyorlar, bedava yaşıyorlar gibi gösteriyor. Türk toplumu tanıdığı Suriyelileri iyi olarak görüyor fakat tanımadıkları Suriyelilerden nefret ediyorlar. Bunun nedeni medya ve siyasetin kendisidir.
“Geri göndermeler yaşandığı zaman mahallesinde imza toplayıp “benim komşumu geri göndermeyin” diye bize gelen insanlar oldu. Yani medya ve siyaset fitne tohumları ekiyor ama bu halk buna rağmen insani davranıyor. Bugünler yarına tarih olarak geçecek ve medya bugünkü tutumuyla bu halka yazık ediyor." (RT)