Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, gazetecilerle yaptığı toplantıda, 24 yılda, "terörle mücadelede" 32 bin PKK militanının "etkisiz hale getirildiğini" söyledi.
Rakamları, bugünkü Hürriyet'te, toplantıya katılan Enis Berberoğlu veriyor.
Ancak bu rakamlar 1998'de biri Genelkurmay, diğeri dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından yapılan açıklamalarla birlikte okunduğunda, çatışmalı 24 yılın insani maliyetini hâlâ bilmediğimiz ortaya çıkıyor.
"Etkisiz hale getirilen", ölen PKK militanları
Başbuğ'a göre toplam rakam yaralı ve sağ yakalananlarla 46 bin.
Demirel'se ölen PKK militanlarının sayısını 23 bin 938, yaralılarınkini 749, sağ yakalananlarınkini 8 bin 693, teslim olanlarınkini 2 bin 304 olarak açıklamıştı.* Toplam sayı 35 bin 384.
Demirel'den yaklaşık yedi ay önce, Kurmay Albay Bülent Dağsalı'nın Genelkurmay adına yaptığı açıklamadaysa "etkisiz hale getirilen" PKK militanlarının sayısı toplamda 40 bin 407.**
Demirel'inkiyle karşılaştırıldığında, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği 1999'un başından, PKK'nin ateşkesi kaldırdığını duyurduğu 2005'e kadar geçen, çatışmanın görece düşük olduğu dönem de dahil, 10 yıl içinde yaklaşık 8 bin PKK militanının ölmüş, yaklaşık 2 bin 500'ünün de yaralı veya sağ olarak yakalanmış olması gerekiyor.
Ancak Dağsalı'nın rakamlarına bakıldığında, Mayıs 1998'le Öcalan'ın getirildiği Şubat 1999 arasındaki çatışmanın yüksek olduğu dönem de dahil olmak üzere, 10 yılda "etkisiz hale getirilen" PKK militanının sayısı yaklaşık 6 bin.
Ölen siviller
Başbuğ'un rakamlarına göre 24 yılda 5 bin 560 sivil öldü.
Demirel'in açıklamasında bu sayı 5 bin 302. Demirel 5 bin 877 sivilin de yaralandığını söylemişti.
Dağsalı'nın açıklamasına göreyse 5 bin 238 sivil öldü.
Bu rakamların içinde, Kızıltepe'de güvenlik güçlerince 2004'te öldürülen Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz, geçen yıl Tunceli Hozat'ta askerlerce vurulan ve ölen arıcı Bülent Karataş yer alıyor mu, bilmiyoruz.
Ölen güvenlik mensupları
Başbuğ'un açıklamasında "TSK ve güvenlik güçlerinden" ölenlerin sayısı 6 bin 482.
Demirel'inkinde bu sayı 5 bin 555. Yaralananların sayısıysa 11 bin 168.
Dağsalı'nın açıklamasında ölen askerlerin sayısı 3 bin 990; polislerin sayısı 157, korucuların sayısı 1115; toplam 5 bin 262.
Başbuğ'un rakamlarında korucuların olup olmadığı haberde yer almıyor. Ancak farka bakıldığında, 1998 sonuyla bugün arasında ölen "TSK ve güvenlik gücü mensubu" sayısı en az 927.
Habere göre, Başbuğ 1990'larda PKK militanı sayısının 6 bin, bugün de 6 bin olduğunu, örgüte katılımı önlemenin şart olduğunu söylüyor.
Yerinden edilenlerden söz eden yok
Açıklamalarda, çatışmalı süreçte ülke içinde yerinden edilenlerden, yaygın deyişle "zorunlu göç" edenlerle ilgili bilgi yok. Bu konudaki tek resmi rakam, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün sonuçlarını 2006'da açıkladığı çalışmada yer alıyor.
Buna göre, son 20 yıl içinde Olağanüstü Hal (OHAL) bölgesindeki 14 ilden güvenlik nedeniyle gerçekleşen göçün boyutu 953 bin 680 ila 1 milyon 201 bin 200 kişi arasında.
"Terörle mücadele"nin maliyeti
Çatışmalı dönemin Türkiye ekonomisine parasal maliyetine dair net, ayrıntılı bir resmi açıklama da yok. En son, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamasına göre Türkiye'ye "terörün maliyeti" yaklaşık 300 milyar dolar.
Taraf'ta Nevzat Onaran'ın haberine göre, Savunma Sanayisi Destekleme Fonu'nun 2007'deki 2,8 milyar YTL'lik kaynağı 10 bakanlığınkini geçmiş durumda.
Bu rakamlar neden önemli?
Peki bütün bu rakamlar neden önemli? Her şeyden önce çatışmanın bize neler kaybettirdiğini görmek, neden bitmesi gerektiğini daha iyi anlamak için. "Yaşam hakkı"nı unutmamak için.
Her ölümün yakınlarında, tanıdıklarında, onu hiç tanımayanlarda yarattığı travmanın ne denli büyük olduğunu görebilmek, çatışmanın hangi arka planla sürebildiğini anlayabilmek için de gerekli bu rakamlar.
Ayrıca bunca insanı ve bunca ekonomik kaynağı kaybetmesek, ölüm yerine yaşam için neler yapılabileceğini hayal etmek için de önemli.
Savaşanlara "Yeter, bir an önce barış" demek, barışı gerçekleştirmenin yollarını düşünmek için de... (TK/EÜ)
* Cumhuriyet, 28 Aralık 1998
** Hürriyet, 8 Mayıs 1998
*** 1998'le ilgili rakamlar, Nadire Mater'in kitabı, "Mehmedin Kitabı"ndan alındı.