“Ev emeğinde ücretli elemanların orta sınıflara doğru yaygınlaşması ve artması tek başına ev işleri ve bakım hizmetleri yapan milyonlarca kadının daha da görünmez olmasına neden oluyor. Yaşlılar, hastalar ve çocuklar için kurumsal bakım hizmetlerinin arttırılmasını istemek önemli.” diyor ve ardından ekliyor Ferhunde Özbay; “Ama çoğunlukla özel sektörün açtığı bu tür kurumlar giderek orta sınıfların bile ulaşamayacağı pahalılıkta yerler haline dönüşüyor. Yardımcı ev hizmetlisi kullanmayan ve de kurumsal destek alamayan kadınlar anneler kızlar gelinler yakın akraba ve arkadaşlar hatta komşular olarak biraz daha fazla yükün altına girmek durumunda kalıyor. Emekleri biraz daha görünmez hale geliyor ve piyasada giderek artan bakım hizmetleri maliyetlerine karşın onların yaptıklarının değeri hiç artmıyor.”
Yukarıdaki paragrafı Ferhunde Özbay’ın“Kadın Emeği Seçme Yazılar” kitabının son bölümündeki yer alan 2012 tarihli “Türkiye’de Ev Emeğinin Dönüşümü: 19. Yüzyıldaki Osmanlı Ev Kölelerinden Günümüze Kaçak Göçmen İşçilere” başlıklı makalenin sonuç bölümünden alıntıladım.
***
“Kadın Emeği” kitabının hem hüzünlü hem de çok sevgi ve saygı dolu, emek yoğun bir öyküsü var. Ferhunde Hoca, 1979-2011 tarihleri arasında yazdığı ‘kadın emeği’ne dair dokuz makalesinin yer aldığı çalışmasını yayımlanmak üzerek İletişim Yayınlarına gönderiyor.
Özbay, aniden 8 Nisan 2015’de aramızdan ayrılınca onu çok seven -Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar Ağı (KEFA) üyesi- arkadaşları Saniye Dedeoğlu, Ayşe Durakbaşa, Yıldız Ecevit, İpek İlkkaracan ve Şemsa Özar; onu sadece yazdıklarından tanıyan genç araştırmacı ve akademisyenlerden destek alarak, kolektif emekle ve elbette sevgi ve saygıyla Hocanın kitabını yayıma hazırlıyorlar.
* * *
Prof. Dr. Şemsa Özar, çok zarif cümlelerle yazdığı kitabın ‘önsöz’ünde, Ferhunde Hocanın bir makalesine atıfta bulunuyor ve okuyucuyu uyarıyor: “(Kitaptaki) tartışmaların toplumsal koşullar altında yaşayan kadınları hangi dönemlerde incelediği de (sonuçlar da ) önemli farklılıklar yaratabilmektedir.”
* * *
Kitabın giriş yazısı “Ferhunde Özbay’ın Türkiye’de Kadın Ve Çocuk Emeğinin Kavramsallaştırılmasına Katkıları” başlıklı ve Prof. Dr. Yıldız Ecevit imzalı ve son derece kapsamlı.
Ecevit’in değerlendirmesiyle öğreniyoruz/hatırlıyoruz Özbay’ın kadın emeği çalışan ilk sosyal bilimcilerden olduğunu, Türkiye’de kadın ve çocuk emeğine kavramsal ve yöntembilimsel katkılar yaptığını, kırsal ve kentsel kesimlerde kadınların istihdamlarının önündeki engelleri 70’li yıllarda henüz oluşan feminist kuram tartışma ve kavramları düşünce sistemine Türkiye için erken sayılacak bir tarihte dahil etmeyi başardığını, sınıfsal konumları hesaba katılmadan ne ev kadınları ne de çalışan kadınlar üzerine çalışılamayacağını, homojen olmayan ve farklı özellikleri olan bir grup olan kadınları genellemeden ve konumlarını da -egemen ideolojinin etkisinden sıyrılarak- sürekli olarak sorgulamak gerektiğini söylediğini.
Ferhunde Hocanın ağırlıklı olarak (örn: “Hacettepe Üniversitesi 1973-Türkiye’de Nüfus Yapısı ve Nüfus Sorunları Araştırması”, “Hacettepe Üniversitesi 1975 Köy Araştırması”, “1982- Ereğli’de Kadınların İşgücüne Katılmaları gibi) nitel çalıştığını, ürettiği çalışmalara sonuç yazmakla yetinmeyip politika önerilerinde bulunduğunu, diğer sosyal bilimciler gibi çocukların ne yaptığı ya da söylediğiyle değil onlara ne olduğuyla ilgilendiğini, araştırma kapsamına aldığı çocukların kendi hayatlarını nasıl anlattıklarını onlardan dinleyerek bize aktardığını, “El Kızları” çalışmasında anı, hikaye, roman gibi edebiyat ürünlerinden yararlandığını, Ecevit’in kaleminden öğreniyoruz/hatırlıyoruz.
Sosyal Hizmet lisans eğitimi alan Özbay’ın kimsesiz çocuklar, evlatlıklar, köleler, cariyeler ve beslemeler gibi toplumsal konumları itibarıyla istismara uğramaları en olasılıklı ve en kırılgan ve en ihmal edilmiş kesimler hakkında bilinenleri arttırmaya çalıştığını, ‘ev içini anlama merakı’nın onu demografik ve sosyolojik çalışmalara yönlendirdiğini, kentli kadınlar, ev kadınları ve ev kadını statüsü olmayıp ev içi emek kullanan ’ötekiler’ üzerine çalışırken feminist duruş sergilediğini hane içindeki egemenlik ilişkilerinin ‘görünmez hale gelişine’ karşı çıktığını, son yüzyılda ev hizmetlerinde köle kullanımından kaçak çalıştırılan göçmen kadın işçilere geçiş süreci yaşandığını ve bu dönüşümün ülkenin siyasal yapısı ve üretim biçimindeki dönüşümlerin sonucu olduğunu savunduğunu altını çiziyor Ecevit Hoca ve ekliyor:
“Özbay, Kapitalizmin öncesi başat olan ev kölelerini onların yerini alan batılı mürebbiyeler ve ücretli dadıları ulus devletin inşası sırasında hizmetçi olarak kullanılan evlatlıkları, kapitalizmin yaygınlaşmasıyla gözlenen gündelikçileri ve ileri kapitalizmin yarattığı yabancı uyruklu bakıcı ve hizmetçileri süreklilik/geçicilik kamusal alanda görünme(me) eksenlerini kullanarak anlatır.”
“Kadın Emeği” kitabında dört bölüm var ve Özbay’ın toplam dokuz makalesi yer alıyor. “Kadın Emeği Ve İstihdamı Çalışmaları” başlıklı ilk bölümün haricindeki diğer bölümlerin her birindeki sunuş yazıları ayrı imzalara ait.
İkinci Bölüm ”Eğitim ve İstihdam” başlığı altında ve Prof. Dr. İpek İlkkaracan’ın “Kadın İstihdamı Politika Söyleminde 1970’lerden Günümüze Dönüşümler: “Eğitim Şart”tan İş-Yaşam Dengesi Ve Kapsayıcı Büyüme Hedefli Makroekonomik Politikalara” başlıklı sunuş yazısının ardından Özbay’ın 1979 tarihli iki, 1994 tarihli bir olmak üç makalesi yer alıyor.
Özbay’ın “Kadınların Ev İçi Ve Ev Dışı Uğraşlarındaki Değişme”, “Türkiye’de Kadın Ve Çocuk Emeği” ve “Ev Kadınları” başlıklı makalelerin yer aldığı “Emeğin Bütünlüğü” adlı üçüncü bölümün sunuş yazısı “Kadın Emeğinin Bütünlüğü: Ücretli Ve Ev İçi Ücretsiz Emek Tartışmaları” başlıklı ve “Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu imzalı.
“Ev Emeği” başlıklı dördüncü bölümün sunuş yazısı “Ev İçinde Sosyal Sınıf Dinamikleri” başlıklı ve Prof. Dr. Ayşe Durakbaşa imzalı. Bu bölümde Özbay’ın “İstanbul’da Ev İşinde Kullanılan Çocuk Emeği”, “Evlerde Ev Kızları: Cariyeler, Evlatlıklar, Gelinler” ile “Türkiye’de Ev Emeğinin Dönüşümü: 19. Yüzyıldaki Osmanlı Ev Kölelerinden Günümüze Kaçak Göçmen İşçilere” başlıklı üç makalesi yer alıyor. Bir sosyal hizmet uzmanı olarak benim en çok ilgimi çeken bu bölüm oldu.
“2. Dünya Savaşı sırasında açlık ve sefalet içinde olan Anadolu köylüsü kızlarını, kentte bir aileye evlatlık vermek için yarıştı. Görüştüğüm kişilerden bir hanım “1940larda sokaklarda adamlar kapı kapı dolaşır, evlatlık ister misin diye sorardı.“ bilgisi bile tek başına çok çarpıcı, “Gelinleri ve kamusal alana çıkartılmış öteki kadınları anladığımız ölçüde çözüm önerileri geliştirmek mümkün olacaktır.” önerisi bile çok anlamlı değil mi?
* * *
“Kadın Emeği” kitabında, öğrencilerinin Ferhunde Hoca için yazdığı veda metnine yer vermezsem bu yazı eksik kalır kanımca.
“Hocamızdan çok şey öğrendik. Nazarıyla ve neşesiyle hepimizi esinlendirdi. Bizleri daima can kulağıyla dinledi. Onunlayken yaşınızın farkını hiç hissetmezdiniz. Bizleri dengi gibi görürdü. Yüreklendirici ve cesaret vericiydi. Öğrencilerini işinin değil hayatının bir parçası olarak görür, sever ve korurdu. Hepimizin hayatında bir hocanın ötesinde yer edindi. Bizler şimdi onu neşesiyle hatırlıyoruz. Dünyadaki tüm kötülüklere meydan okuyan bir neşe! Neşesindeki o gücü, yaptığı işin ve bizlerin üstüne düşürebildi. Bizlere şen bir sosyal bilimin mümkün olabildiğini gösterdi.”
* * *
2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu’nca düzenlenen “Türkiye’de Demografik Dönüşüm: Yaşlanan Bir Toplumun Karşı Karşıya Olduğu Sorunlar Üzerine Birlikte Düşünmek” konulu toplantıda tanışmıştım; Ferhunde Hocayla. Toplantı sonrası yaptığımız ikili uzun sohbet çok keyifliydi benim açımdan. Üzerinde çalıştığı “Türkiye’de Ev Emeğinin Dönüşümü” başlıklı çalışmasından da söz etmişti. Bu tanışma/görüşmenin ilk olduğunu biliyordum ama son olduğunu bilemezdim. Gittiğin yerlerde ışığın ve kahkahan çok olsun Ferhunde Hocam.
Ferhunde Özbay hakkında
Prof. Dr. Ferhunde Özbay, 8 Nisan 2015’te 71 yaşında hayata veda etti.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi olan Özbay, nüfus bilimleri, göç, aile, ev içi emek, sosyal tarih gibi konularda çalışıyor, feminist çalışmalara katkıda bulunuyordu. Özbay emekli olduktan sonra haftada bir gün sürdürdüğü öğretim üyeliğine bu dönem ara vermişti.
1944’te Ankara’da doğdu. Çocukluğu Ankara’da geçti. Özbay, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü'nde birlikte çalıştığı hocası Prof. Dr. Nusret H. Fişek’in 1992’deki ölümünün ardından şöyle yazmıştı:
“Bilimde yaşa ve titre göre hiyerarşi olmaması gerektiğini, özgür bir düşünme ve tartışma ortamının ne kadar geliştirici olduğunu öğrendim. Gençlere öz güven vermenin başka bir yolunun olmadığını öğrendim. Şimdi bu öğrendiklerimi öğrencilerime aktarmaya çalışıyorum ve yaşım ilerledikçe genç kuşaklarla tartışmanın bana da ne kadar yararlı olduğunu görüyorum.”
Özbay’ın bianet’te de “1930'lardan 2012'ye Nüfus Mühendisliği” ve “Çerkes Göçüyle Tetiklenen Evlatlık Uygulamaları” başlıklı iki makalesi yayınlandı.
Ferhunde Özbay Bali Makine yöneticisi Jak Kamhi ile evliydi. (ŞD/AS)
* Künye:Ferhunde Özbay.Kadın Emeği Seçme Yazılar. Yayına hazırlayan Şemsa Özar. İletişim Yayınları. 2019. İstanbul.