gezi parkı sürecinde aktif olarak yer alan ve “taksim dayanışması”nın da bileşenlerinden birisi olan istanbul tabip odası 1 ağustos tarihinde, beşiktaş abbasağa parkı forumu’na örgüt olarak ve üyesi hekimlerle birlikte katılmış. istanbul’da olmadığım için bu foruma ne yazık ki katılamadım. ama buna dair haberi(1) odanın sitesinde okuyunca, çok mutlu oldum.
söz konusu forumda esas olarak istanbul tabip odası’nın yaptıklarının anlatılmış, sağlıkçıların gezi parkı direnişi sürecinde yer almalarının gerekçeleri ifade edilmiş, forum katılımcılarının sağlıkçıların bu faaliyetlerine dair düşünce, duygu ve destekleri sağlanmış.
bu bir başlangıç olmalı ve ülkenin her yerinde süren bu park buluşmaları ve forumlarında düzenli ve sürekli yer alınmalı, orada bulunulan zamanlarda, toplumun bir bireyi olarak bulunmanın dışında, toplumun önemli bir hizmet gereksinimini yerine getiren bir mesleğin uygulayıcıları olarak sağlıkla ilgili bazı görevler de düşünülüp planlanmalıdır. bu bağlamda gezi parkı direnişi ve sonrasında benzer tüm alanlarda zaman zaman dile getirdiğim düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
halkın içinde ve onlarla birlikte olmak önemlidir
öncelikle belirtmeliyim ki, sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sundukları zaman dilimi ve sağlık kurumları dışında da halkla sürekli olarak bir arada olmalıdırlar. bu görevlerinin de bir gereğidir.
şimdiye kadar sağlık örgütleri ve bu örgütlerde yer alan sağlıkçılar, toplumsal mücadelenin sürdürüldüğü her yerde aktif olarak yer almışlardır. parklar hem toplu yaşam alanları hem de kurulacak yeni bir toplumsal yaşamın nüvelerini oluşturacak buluşmalar olduğu için sağlıkçıların buralarda da bulunmaları doğaldır.
sağlıkçılar bu parklarda ve forumlarda gerçekleştirilen tüm etkinliklerde, hem örgütleriyle birlikte hem de kendi kimlikleriyle, herkesle “eşit düzlemde” ama kendilerinin bir sağlıkçı olduğunu fark edilecek şekilde sürekli ve düzenli yer almalıdırlar.
hem hizmet sunmak, hem de sağlığı anlatmak
sağlıkçılar buralarda bulundukları sırada herkesin yaptığı her işte yer almanın ötesinde şu iki işlevi de yerine getirecek şekilde davranmalıdırlar:
bunlardan ilki bu alanlarda “sağlık istasyonları”, “sağlık köşeleri”, “sağlık çadırları” gibi birer “bağımsız ve gönüllü” sağlık birimi oluşturulması ve bunların sürekli olarak açık kalmasını sağlayacak şekilde düzenlemeler yapılmasıdır.
sağlıkçılar buralarda tıpkı gezi parkı’nda olduğu gibi bu birimlerde dayanışma temelinde ve karşılıksız olarak, temel ve acil sağlık hizmetlerini sunmalıdırlar. kuşkusuz bu hizmet “koruyucu sağlık hizmetleri” önce ve başta gelecek; toplumun sağlık konusunda bilgi ve bilincini yükseltecek şekilde olmalı, halkın gereksindiği konularda da danışmanlık yapılmalı ve yönlendirme sağlanmalıdır.
ikinci önemli görev ise şu anda ülkede sağlık alanında yaşanan durumu, olumsuzlukları ve ardında yatan gerçekleri tüm topluma ve bu alanlarda olanlara anlatılmasıdır. böylelikle onların “sağlık hakkı” konusunda aydınlanması ve bu hakkın talep edilmesi yönünde aktif ve bilinçli bir tutum almaları sağlanmalıdır.
bu iki görev parkların ve forumların niteliğini de dönüştürecektir. yaşamın ve sağlıkla ilgili hizmetlerin alternatif nüvelerinin, temel insan haklarının gereklerine uygun olarak ve toplumcu bir yaklaşımla, bu fırsat ve olanaklardan yararlanarak yeniden oluşturulması ve örgütlenmesi sağlanmalıdır. (ms/hk)