Gecikmeli bir yazı bu, konu da bu hızlı gündemde oldukça eski ancak emin olun ilk defa ben yazıyorum.
Hatırlarsanız radikal yenilendiğinde "oradaydım" serisi başlatmıştı; ordaydım sokakta, eylemde, cafede- zihnim beni yanıltmıyorsa bir köşe yazarı da ordaydım yazısı yazmak üzere bir eyleme gidip alanı gören bir cafeden yazmıştı- . İşte bu da bir "oradaydım" yazısı. Ama ben gerçekten oradaydım, hatta olmak istediğimden fazla içinde.
Bazılarınız haberdar uzunca bir süredir İstanbul'dan epey uzaktım. Ve bu esnada Amerikan kültürünü biraz da bozdum sayılır. Türkleştirme değil, Müslümanlaştırma da değil ama bizleştirme eylemlerinde bulundum. Bizleştirme yani hepimizden bir parça.
Seçim döneminde orada bulunmam bir rastlantıysa da iki kültürü bu bağlamda karşılaştırmam açısından faydalı oldu. Obama zafer konuşmasını yaparken benim birkaç metre önümde duruyordu ama baştan belirteyim oraya sadece görev bilinciyle gittim.
Editörüm "Amerika Seçimleri" demişti, ben de sorumluluk duygusu fazla gelişmiş tabii "madem öyle gidip canlı dinleyelim adamı" dedim. Gittim de. Hedefim o kadar yakınında olmak değildi ama bir anda kendimi sahnenin hemen arkasında kameraların hemen önünde buldum. Çeşitli videolarda kendimi görebildiğim de doğrudur. Ama bunun da bir hikayesi var ve bence anlatılmalı.
Eğer izlemediyseniz, şimdi arama motoruna Obama Victory Speech 2012 yazarsanız arkasında bir sahne dolusu insan göreceksiniz. Dikkatli bakarsanız elinde Amerikan Bayrağı olmayan üç beş kişi göreceksiniz, işte onlardan biri benim. Peki bunu niye okuyasınız ki, kime ne benim orada olmamdan değil mi? Şimdi geliyorum sadede.
Türkiye'de bir başkanlık konuşması olsa ve böyle bir mekanda dünyaya canlı yayın yapılsa bahsi geçen ekrandaki kişiler kimler olur sizce? Ben söyleyeyim Başbakanın akrabaları, milletvekilleri, onların akrabaları, il ve ilçe başkanları, yer kalırsa salonun yöneticileri, eş dost tanıdık kim varsa değil mi? Tabii televizyona çıkılacak, tüm dünyaya görünülecek, aman da aman ne kadar önemli!
Peki Obama'nın arkasında oturanlar kimlerdi? İnanın bana sıradan insanlar, rastgele seçilmiş insanlar. Hatta aralarında vatandaş olmayanlar, oy vermeyenler de vardı; misal ben; üstelik yanımda üç Türkiyeli, bir Pakistanlı ile...
Kimlik kontrolü bile yapılmadı. Yanımızda hiç güvenlik elemanı yoktu. Ya da vardı da bizimkiler gibi "dokunanı yakarım" şeklinde bakan tipler yoktu. Hatta kendi aramızda istesek tüm dünyanın ilgisini çekebiliriz diye şakalaştık. Elimde bir su şişesi vardı, çocukluğumda da çok taş fırlattım. Keskin nişancı sayılırım. Yapmadık tabii, usul usul izledik Başkanı. Hatta o kadar usul usul izledik ki çevremizde çılgınlar gibi bayrak sallayan Amerikan milliyetçileri rahatsız olup bize bayrak uzatmaya bile kalkıştı. Garip bir hal aldı ortalık.
Konuşma öncesinde o kadar çok bekledik ki insanları izlemek ve yorumlamaktan başka bir şansımız yoktu. Sahnenin en önünde bulunan 50 - 60 yaşlarında iki amca ile, yine sahneye çok yakın üç teyzenin dans figürlerine bakıp eğlenirken bir yandan da insanların coşkusunu kıskanıyordum. İnsanlar çok mutluydu. Sadece başkanı değil, kendilerini de kutluyorlardı gerçekten de. Çünkü emek vermişlerdi. Hep birlikte kazanmışlardı. Ve Obama salona geldiğinde yüzlerinde gerçek bir onur, ifadelerinde içten bir sevgi vardı. Obama'yı biz eleştirebiliriz, yerden yere vurabiliriz, kötünün iyisi diyebiliriz ya da ama o insanlar onu gerçekten seviyorlardı. Bunu her hallerinden anlayabilirdiniz.
Program bitip de metroya bindiğimizde bir Afrikan-Amerikan vatandaşın bir anda "Barackkkkk" diye bağırması ve arkadaşlarının "Obama" diye devam etmeleri ve arkasından gelen kahkahalar ve alkışlar ile gece son buldu. Kendimi bir futbol sahasında "sarı", "kımızı" diye paslaşan futbol fanatiklerinin arasında hissettim.
Ne yalan söyleyeyim kıskandım.
Şu yaşıma geldim, bir kez olsun bir seçim sonucunda böyle bir mutluluk yaşamadım. Yaşamım boyunca bir politikacıyı, bir başbakanı, bir belediye başkanını böyle sevemedim. Mutluluğuna böyle ortak olamadım. Ölüp gideceğim şu memlekette bir başkanın zafer sevincine ortak olamadan, ona yanıyorum.
Sonuç mu? Bizde iyi ki futbol var ve bizim insanlarımız da seviniyor. Birinci seçenekten umut yok ama belki Galatasaray mutlu edebilir beni. Kombine bilet almak için çok mu geç kaldım? (SK/HK)