İklim krizi derinleşirken halkın gerçeği söylenmesi talebine sessiz kalamayan yöneticiler de, içinde bulundukları idari yapılarda ”iklim acil durumu” ilan ediyor ya da edilmesi konusunda çalışmalar yürütüyor.
Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion) aktivistlerinin haftalar boyu süren ve sanayi devriminin başladığı İngiltere’nin başkenti Londra’yı kitleyen eylemlerinin ardından Birleşik Krallık Parlamentosu’nda İklim Acil Durumu ilan edilmesiyle beraber dünya genelinde hem eylemler hem de acil durum ilanları hız kazandı.
Avustralya, İsviçre, İskoçya, İrlanda, Fransa, Almanya, Kanada, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Polonya, Portekiz, Belçika, Yeni Zelanda, İspanya ve ABD’de, 136 milyon vatandaşı temsilen toplam 756 yerel yönetimde “İklim Acil Durumu” ilan edildi.
Yeni ilanlar da yolda.
Peki neden “İklim Acil Durumu” ilan ediliyor?
Bu sorunun cevabını konu ile alakalı bilgileri ve haberleri derleyen cedamia.org sitesinde bulduk ve siz Havaya Bağlı Her Şey okurları için çevirdik.
Neden iklim acil durumu bildirimi?
Hükümet veya yerel konsey gibi yetkili bir makam tarafından onaylanmış İklim Acil Durum bildirimi, açık ve net bir eylem planı ile eşleştirilmesi durumunda toplum çapında eylemler için güçlü bir katalizör olabilir.
İnsanlar hayati tehlike arz eden bir durum olduğunda acil durum duyurusu beklerler ve başka hiç kimsenin tehdidi ciddiye almıyor gibi görünmesi durumunda harekete geçme konusunda tereddüt ederler. Bir yangın alarmı olduğunu düşünelim. İnsanlar başlangıçta bunun sadece bir tatbikat olduğunu düşünebilirler; eğer herkes görmezden gelirse, onlar da görmezden gelecektir. Ama toplumda lider olarak kabul edilen biri yangının aslında gerçek olduğunu söyler ve kullanılabilecek en güvenli çıkışı onlara gösterirse, herkes elindekileri bir kenara bırakıp yanan binayı tahliye etmeye girişecektir.
Aşağıda italik yazılmış kısımlar, ABD'deki İklim Seferberliği örgütünün kurucusu psikolog Dr. Margaret Klein Salamon tarafından kaleme alınmış olan “Kamuoyunu Acil Durum Moduna Getirmek” adlı risaleden yapılmış alıntılardır.
Dr. Salamon, “Acil durum modu” terimini, insanların “işler böyle gelmiş böyle gider” tavır ve davranışlarını geçici olarak bir kenara koyup en güvenli hareket tarzını belirlemeye, şu anda bir tehditle etkin bir şekilde başa çıkmak için ne gerekiyorsa yapmaya yoğun olarak odaklandığı o akışkanlık durumunu belirtmek için kullanır…
Şu anda bir iklim krizinde olup olmadığımızı değerlendirmek için insanlar birbirlerine bakacaktır – özellikle de iklim kuruluşlarına, yazarlarına ve liderlerine. Onlar bu durumu aciliyet olarak mı adlandırıyorlar? Yazdıklarının ve ifadelerinin tonu alarm duygusu veriyor, yaklaşmış olan krizi önlemek üzere kitlesel eylemlere geçmek için tutkulu bir arzu uyandırıyor mu? Bu örgütler, yazarlar ve liderler acil bir karşılık verilmesini talep ediyorlar mı? Bir acil durum içindeymiş gibi davranıyorlar mı? Kendileri de bizzat acil durum modundalar mı? Bu soruların cevabı “hayır” ise, sözkonusu birey ortada acil bir durum olmadığı veya – liderler acil durum eylemini koordine etme konusunda isteksiz göründüklerinden – acil durum eyleminin umutsuz olduğu sonucuna varacaktır. (altını biz çizdik)
Daha önce iklim krizinden bir şikâyeti olmayan kişiler, yerel konseyleri İklim Acil Durum ilan ederse bunu korku ile karşılayabilirler, ancak yerel konseyler herkesin harekete geçebileceği en etkili yöntemler ve bu eylemlerden beklenebilecek gerçekçi sonuçlar hakkında net bilgi verirlerse, bu korkular eyleme kanalize olacaktır.
İnsanlar bir acil durum sırasında ne yapacaklarını bilmiyorlarsa, paniğe kapılabilirler, umutsuzluğa düşebilirler veya acil durum moduna geçmeye tümüyle karşı çıkabilirler.
İklim hareketi insanların katılımı için ne kadar çok yapı – açık seçik yönergeler ve iklim acil durumuyla mücadele etmeye hazır olan insanlar için destekler – geliştirebilirse acil durum moduna geçecek insan sayısı da o kadar çok olacaktır.
Binlerce okul grevcisi ve topluluk içinde başka pek çok insan, kendilerini bekleyen iklim geleceği konusunda daha şimdiden büyük korku duymaktalar. Bu insanlar için en korkunç şey, gerekli büyük değişiklikleri yapma konusunda en büyük güce sahip olan hükümet organlarının bir iklim acil durumunun mevcudiyetini tamamen gözardı ediyor ve hepimizi daha da büyük tehlikelerin içine atacak politikalar izliyor gibi görünmeleri.
Siyasi sistemimiz yola gelmez bir görüntü sergiliyor, siyasi kültür inkârcılığın kulu kölesi olmuş, kriz de akıl almaz boyutlara ulaşmış durumda. Yaygın çaresizlik duyguları, resmi iklim hareketi liderleri ile politikacıların kriz hakkında dürüst bir değerlendirme sunmakta, gerçekte sonuç alma şansı olan çözümleri savunmakta, ve bireyleri bu çözüme katılmaya davet etmekte ne kadar yetersiz kaldıklarının da bir ifadesi aslında. (altını biz çizdik)
Şu sırada dünyanın dört bir tarafında İklim Acil Durumu ilan eden yerel konsey dalgası nihayet bir umut unsuru ve eylem güzergâhı oluşturuyor, böylece acil durumun çözülüp ve güvenliğin geri kazanılması yönünde topluluklarının enerjisini, odaklanma gücünü ve kaynaklarını yönlendiriyor.
Acil Durum Tehdidi. İnsanları acil durum moduna sokmak için acil durum tehdidinin acil bir çözümle eşleştirilmesi kritik öneme sahiptir.
Duygulanım fobisi. Columbia Üniversitesi’nin popüler CRED İklim İletişimi Rehberi, “Duygusal Çağrıların Aşırı Kullanımından Sakının” başlıklı bir bölüm içermekte. Burada, iklim krizi ile ilgili sunum yapanları iklim kriziyle ilgili tüm gerçekleri söylemekten kaçınmaları konusunda uyardıkları, zira bunun “duyguların uyuşmasına” yol açacağı belirtilmekte.
Fakat…
Acil Durum Çözümü. İklim krizine verilmesi gereken karşılığın ölçeği asgariye indirildiğinde, bu, insanların acil moda girmesini önler.
Evet, bir belediye meclisi İklim Acil Durumu ilan ederse, bazı insanlar “devrelerini kapatma” yoluna gidebilirler. Ancak, diğerleri de “devrelerini açacak”tır. Meselenin büyüklüğünü kabullenme cesaretini gösteremezsek, çözümlerin gerekli ölçek ve hızda uygulanmasını savunma cesaretini gösteremezsek, ihtiyaç duyduğumuz hareketlenmeyi ve bunun getireceği sonucu elde edemeyiz. Bill McKibben'ın dediği gibi, fazla yavaş kazanmak, kaybetmekle aynı şeydir.
İklim Acil Durum Bildirimi dilekçemizi imzalamalarını istediğimizde, çoğu insanın derin bir ferahlama hissi duyduklarını gördük. Şöyle söyleyenler oldu mesela: “Nihayet! Birinin de çıkıp meseleyi adlı adınca ortaya koyduğunu ve ihtiyacımız olan büyük acil eylemi savunduğunu görmek öyle güzel ki!”
Salamon, acil durum modunun “bulaşıcı” olduğunu söylüyor. Bunu son zamanlarda dünyanın dört bir yanında İklim Acil Durumu ilan eden yerel konseylerin, belediye meclislerinin vb. sayısındaki hızlı artışta gördük. Ama, en hızlı büyümenin ancak Ekim 2018'deki IPCC Özel Raporundan bu yana gerçekleşmiş olması da önemli sayılmalı.
Bu raporda sunulan acımasız gerçekler, anlaşılır bir şekilde insanlarda artan bir korku duygusu yarattı; ne var ki, bir felç durumu yaratacak yerde, bu korku, benzeri görülmemiş bir Okul Grevcileri dalgasının ve 200'den fazla yeni ‘Yokoluş İsyanı’ grubunun ortaya çıkmasına neden oldu. Hepsinin talebi de aynı; acil eylem talep ediyorlar. Ve talep ettikleri şeylerden biri, yerel meclislerin İklim Acil Durum ilan etmeleri. (Muhtemelen, şu ana kadar “jetonun düştüğü” yegâne yönetim kademesi bu olduğundan.)
Bazı yerel meclisler görece kapsamlı iklim eylem planlarına sahip ve en azından bir Birleşik Krallık meclisi, kendilerinin gerekeni zaten “yapmakta oldukları” gerekçesiyle, bir İklim Acil Durumu ilan etme önerisini reddetti.
Ne var ki, bir meclis ya da konsey, pratik alanda ellerinden gelen her şeyi zaten yapıyor olsa bile, ayrıca İklim Acil Durumu ilan ederek ve milli hükümet üzerinde, ancak o hükümetin yapabileceği büyük değişiklikleri gerçekleştirmesi için lobi faaliyeti yürüterek çok daha fazla şey elde edebilir.
Bu, onların topluluklarını güçlendirecek, diğer konseylerin onları izlemesini sağlayacak, ve genel olarak hepimizin iklim krizini gerçekte olduğu gibi, yani bir varoluş acil durumu olarak ele almasına yardımcı olacaktır. (CT/EKN)
* Çeviren: Ömer Madra
** Fotoğraflar: Twitter