Bu yazıyı okumaya zamanınız varsa; üstüne üstlük kendinizi değerlendirmeye, test etmeye de gücünüz varsa; lütfen elinize bir kalem ve yanınıza da bir kağıt parçası alın. Ardından 13 satırlı, 2 sütunlu bir çizelge hazırlayıp, satırları numaralandırın.
Aşağıda 13 paragraf, her paragrafta da 10 cümle var. İlk paragraftan başlayarak her bir cümleyi okuyup, kendinizi değerlendirin. Yanıtınız “evet” ya da “bazen” ise, ilgili satıra bir çizik atınız. “Hayır” ise çiziğe gerek yok.
Test süresinin arza maruz olduğunu, yanınızda biri varsa testin daha da keyifli hale gelebileceğini belirtelim.
Hazır mısınız? Başlayın o halde…
1-10
Dün akşam ne yediğimi hatırlamıyorum. Lüzumsuz konuşmalar canımı sıkıyor. Yağmurlu havalarda eklemlerim ağrıyor. Doğum günü vb. özel günleri hatırlamaz oldum. İşyerimde “en eskiler” statüsüne geçtim. Arkadaşlarımın dışarı çıkma tekliflerini “yorgunum” diye reddediyorum. Yürüdüğümde belim ağrıyor. Bir dinginlik çöktü üstüme. Daha bir huzurluyum sanki. Hayal kırıklıklarımı bile makul karşılamaya çalışıyorum.
11-20
Evde sessizliği seviyorum. Yaşadığım her bir şey beni daha az şaşırtıyor. Saçım, sakalım ağarmaya başladı. Çocuklar “amca/teyze” diye seslenmeye başladı. Sıradan geçen bir günde bile güzellik aramaya başladım. Gürültülü müzik dinleyemiyorum. Geceleri erkenden uyuklamaya başladım. Bünyemin alkole dayanıklılığı azaldı. Dünkü bebelerin ana/baba olduğunu duyuyorum sıkça. Hava durumunu çok önemser oldum.
21-30
Eski fotoğraflar çok değerli artık benim için. Annemi –daha- çok özler oldum. Çocuk sesini başım kaldırmıyor artık. Dinlenmek ya da uyumak için evde olmak istiyorum. “Bizim zamanımızda…”, diye başlayan cümleler kuruyorum. “Bu zamane gençleri de…” diye saptamalar yapıyorum, sıkça. “Eee nasılsa bir gün…” diye tehdit ediyorum, çevremdekileri. Deniz-güneş-kum turizmi yerine kültür turizmine yöneldim. Her şeyin bir arada olduğu tatil köylerini tercih ediyorum. “Annem/babam derdi ki…” diye başlayan cümleler kuruyorum.
31-40
Çevremdeki insanları daha iyi ve derinlemesine anlamaya çalışıyorum. Annemi şimdilerde daha iyi anlıyorum. Hayatın içinde daha az şey yaşıyor ama daha çok tadını çıkartıyorum. Dostluklarımı hayatın her anına yayıyorum. Güzel anılarıma sahip çıkıyorum. Elimde yaşlılık lekeleri çıkmaya başladı. Deniz kenarında, yaylada yaşama hayali kuruyorum. Kar yağdığında; buza çekerse kayıp düşersem, diye kaygılanıyorum. Arkadaşlarımla artık düğünler yerine, cenaze törenlerinde daha sık karşılaşıyorum. Yakın gözlüğüm vücudumla bütünleşti.
41-50
Olaylara daha değişik açılardan bakabiliyorum. Kendimi –gerçekten- başkalarının yerine koyarak düşünüyorum, çoğu kez. Daha hoşgörülü, makul, insancıl, sevecen bir insan oldum sanki! Sahip olduğum her şeyin değeri arttı. Başkalarının mutluluğuyla mutlu olmak güzel şeymiş! Eski bir şarkıyı dinlerken hüzünleniyorum. Arada bir estetik ameliyat(lar) yaptırmak geçiyor kafamdan. Gün geçtikçe daha çok anneme/babama benzemeye başladığımın farkındayım. Gereksiz yere çabucak sinirleniyor, sonra çabucak yumuşuyorum. Nefret ederek yaşanmayacağını anladım.
51-60
Hayatın tüm taşkalasına rağmen bir gün ölümün olduğunu sıkça hatırlıyorum. Zamanın her şeyden daha değerli olduğunun ayrımındayım. Gün geçtikçe haddimi bilir oldum. Son zamanlarda daha bir mütevazi oldum sanki. Acı(nma)ya dayanamasam da, zamanla alışacağımı biliyorum. Toplu taşım araçlarında bana yer veriyor, gençler. Bilumum yara izleri artık daha geç iyileşiyor. Elime doğan bebe üniversiteden mezun olup, işe girmek için desteğimi istedi. Yokuş ve merdivenlerden hoşlanmıyorum. Göbeklendim.
61-70
Aynayla samimiyetim azaldı. Eski fotoğraflara bakmaktan hoşlanmıyorum. Akran kaybı çok ağır geliyor insana. Huzurumu kaçıran değil huzur veren şeylere yöneldim. Eskisinden daha çok Türk kahvesi ikramı alıyorum. Çevremde benim hatırladıklarımı hatırlamayan insan sayısı artıyor. Annem “size kötü haberim var” diye aradığında ‘kim öldü’ diye düşünüyorum, hemence. Gün be gün unutkanlığım artıyor. Kolay kilo alıp, bin bir zorlukla veriyorum. Pembe yalanlara kanıyor, acı gerçekleri kabulleniyor, her ölümün erken olduğunu düşünüyorum, artık.
71-80
Saçım azalıyor, habire. Düzenli ilaç kullanıyorum. Diş problemlerim arttı. Rol değiştirdik; annem/babam benim çocuğum oldu. Değil dünyayı kendimde tahammül edemediğim şeyleri değiştirecek gücüm yok. Kayıplarımın ardından daha derin ve uzun süreli yas tutuyorum. Yaşadıklarım ile yaşamak istediklerim arasındaki oran değişti. Radyoda çalan nostaljik şarkıların büyük çoğunluğunu hatırlıyorum. Annemin söylediği bir çok şeye hak veriyorum. Giysi alırken “taşıyabilir miyim”, diye düşünüyorum.
81-90
Bazı şeylere inancımı iyice yitirmeye, bazı şeylere ise daha çok inanmaya başladım. Cinsel isteğim azaldı. Yaşadığım her acı bedenimde daha koyu iz bırakıyor. TV karşısında ve sinemada uyuklar oldum. Sokakta bağırış çağırış oynayan çocuklara katlanamıyorum. Çantamın demirbaşları: şemsiye, şal, bere. Küfretmenin rahatlatıcısı etkisini keşfettim. Eskiden yemediğim şeyleri; kokoreç mesela, yemeye başladım. Hastalanınca duygusala bağlanıyorum. E vallahi, her yaşın kendine özgü güzelliği var, değil mi?
91-100
Alınganlığım ve kırılganlığım arttı. Düzenli ilaç, vitamin, anti-oksidan kullanıyorum. Gelecek kaygısı sardı beni. Öğle sonrası içim geçiyor. Yere eğilirken “ayy, ayyyy” diyorum, her defasında. Evde habire bir şeyler kaybediyorum. Eski cevvalliğim kalmadı. Her durumda yaşlanma karşıtı ürünlere para ayırabiliyorum. Çevremdeki gençleri anlamak için çaba harcıyorum. Bilişim teknolojisiyle başım belada.
101-110
Küçük şeylerle mutlu olmanın keyfi büyükmüş meğer. Çiçek-böcek-toprak-kedi/köpek yeni uğraşı alanım. Ağzımdan çıkanı kulaklarımın duyması için itina ediyorum. Cinsel performansım düştü. Aile ilişkilerine ayar çekmenin zamanı. Kendimi gereksiz yere yormuyorum artık. Düzenli sağlık kontrolü zamanı. “Bedeni diri, ruhunu duru tut” diyen atalarıma hayırla yad ediyorum. E(l-v)imdekini daha bir paylaşır oldum. Kendim dahil herkes ve her şeyle barışmaya çalışıyorum.
111-120
Gereğinden az/fazla yediğim, yaptığım, kullandığım şeyler var: ‘ifrat ve tefritten kaçınmalıyım. Okumak ya da yeniden okumak istediğim kitapları dizdim başucuma. Daha önce bulamadıklarımı bulma umudum artarak sürüyor. Spor her yaşta lazım, insana. Sigarayı bırakmak lazım. Geçmişte elde ettiklerimin tadını çıkarma zamanı gelmedi mi? Hatalarımı düzeltmek için çok mu geç? Tercihim; hayata aynı/benzer yerden baktığım kişilerle beraber olmaktan yana. Hayatımdaki mecburiyetler boğuyor beni. Yapmak istediğim, içimde ukde kalan çok şey var.
121- 130
Kendime sıkça “şişşşt, şişt sakin ol” demem gerekiyor. “Ben”le başlayan cümleler ile kulağa itici geliyormuş! Anılarımı anlatırken bazen yakalıyorum kendimi. Gürültücü çocuk ve gençlere bakıp “cık cık cık” yapıp kafa sallayan biri oldum. Gençliğin kıymetini bilmek diye bir şey yokmuş, meğer. Kızım “bir olayı kısa giriş, az gerekçe ve hemen sonuçla anlat” dedi, bana. İçimdeki çocuğun hatırını sormam, biraz da şımartmam lazım diye düşünüyorum. Ağlamak ayıp değil, güzeldir. Doğum günü kutlama külfetinden kurtuldum. Bu testi yaparken içime afakanlar bastı.
*****
Test bitti. Nasılsınız? Bana değil, kendinize verdiğiniz cevap önemli.
Yeteri kadar yoruldunuz; çizikleri toplamayla uğraşmayın.
Açın sevdiğiniz bir şarkıyı, eşlik edin yüksek sesle; hatta dans edin kendi kendinize ya da yanınızdakiyle. Unutun yaşlanmakta olduğunuzu.
Uygun bir zamanda kendinize özgü –harfiyen uyacağınız- yaşlanma reçetenizi hazırlayın.
Kala(bile)n ömrünüzün sınırlarını daraltmaya, kahretmeye gerek yok. Yaşlanma, durdurulması mümkün olmayan ancak hızını bireysel farklılıkların etkilediği bir süreç. Elinizden geleni ardına ko’mayın; bu sürecin kalitesini ve keyfini arttırmak için. Onurlu, saygın, yaşamaya değer bir hayat hakkı için mücadele göreviniz olduğunu da unutmayın. (ŞD/EKN)
* Şadiye Dönümcü. sosyal hizmet uzmanı.
** Testi hazırlarken http://www.bianet.org/biamag/yasam/148442-yaslilik-receteleri-kisiye-ozeldir linkindeki yazımdan yararlandım, https://eksisozluk.com/yaslandiginin-farkina-varmak--203620 linkinden de esinlendim.