7/7/2005 tarih ve 25868 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5378 sayılı “engelliler hakkında kanun”un geçici 2. ve 3. maddeleri ile, geçen yıl 4/7/2012 tarihinde çıkarılan 6353 sayılı kanunun 34. maddesiyle eklenen yeni fıkralarını yasada söz edilen süre dolduğu için bir kez daha anımsayalım:(1)
geçici madde 2 ve 3
kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ile mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde (7/7/2013 tarihine kadar) engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.
kanun tarafından ulaşımla ilgili sorumluluk “büyükşehir belediyeleri dahil tüm belediyeler”e veriliyor.
süreyi “sekiz” yıla çıkaran 6353 yasa ile eklenen üç fıkradan ilki “erişilebilirlik standartlarının uygulanmasının izlenmesi ve denetimi” için her ilde birer komisyon kurulmasını, bu komisyonun gerekli gördüğü durumlarda herkese hizmet veren yapı ve açık alanların ve toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için “sekiz” yıla ek olarak iki yılı geçmemek üzere ek süre verebileceğini belirtiyor.
ikinci ek fıkra ise verilen süre bittiği halde yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yönelik olarak verilecek idari para cezalarını uygulanmasını emrediyor ve nasıl harcanacağını belirtiyor.
son ek fıkrada ise aynen “bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar; içişleri, maliye, çevre ve şehircilik, ulaştırma, denizcilik ve haberleşme bakanlıklarının ve engelliler ile ilgili konfederasyonların görüşleri alınmak sureti ile aile ve sosyal politikalar bakanlığınca bir yıl içerisinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” denilmektedir.
şu andaki durum
bu yasa hükümlerinin uygulaması konusunda “şikayetvar.com” engellilerin kentsel ulaşımı konusunda bir çalışma yaparak, 5378 sayılı kanun kapsamına giren ve tadilatı araç güvenliği açısından mümkün olmayacak yaklaşık 336 bin aracın ruhsatlarının iptali ve hizmet dışı kalması gerektiğini ifade etti.
konuyla ilgili hizmet bakanlığı olan aile ve sosyal politikalar bakanlığı’nın sitesinde öncelikle söz konusu yönetmelik bulunmuyor. ilgili birimini aradığımda, sorularıma yanıt verebilecek “bilgili ve yetkili” kişiye ulaşamadım; ancak ulaştığım kişilerden yukarıda söz edilen ve “bir yıl içinde” çıkarılması gereken yönetmeliğin henüz çıkmadığını öğrendim.
aradığım günün akşamına doğru “bilgili ve yetkili kişi” aradı cep telefonumdan. “müşavir” olduğunu söyledi, bağlayan sekreteri. ilk soru olarak “yönetmeliği” sordum.
-“hazır, 12 temmuz’da yayınlanacak” dedi.
konuşmanın devamında şu soruları sordum:
- engellilerin temel erişim ve yararlanma hakları 8 temmuz 2013’den itibaren artık kanunen yürürlüğe girmiş oluyor, çok belli ki kanunun “yapılması gerekir” dedikleri yapılmamış bu bir hak ihlâli anlamına gelmiyor mu?
- bu haklarından yararlanamayan engellilerin mağduriyetleri nedeniyle hukuk mahkemelerinde bu mağduriyetlerinin tazminini isteyebilirler mi?
- yönetmelik henüz çıkmadığına göre bu çerçevede illerde oluşması gereken “komisyonlar” da oluşturulmadı öyle değil mi?
- dolayısıyla süre bittiği halde şu ana kadar kesilen herhangi bir idari para cezası yok öyle mi?
- aynı nedenle herhangi bir kurum ya da kişiye “iki yıllık süre” ek süre verilmedi değil mi?
bu soruların tümünün yanıtı tek sözcükle “evet”ti. ama ne yazık ki bu yanıtları alamadım.
onun yerine “üç günden bir şey olmaz”, “bu konularda yorum yapmaya yetkim yok”, “12’sinden sonra yönetmelik yayınlandıktan sonra isterseniz yeniden konuşalım” şeklinde açıklamalarda bulunuldu.
ne olmalı, ne yapılmalı?
dolayısıyla yasanın geçici fıkraların uygulanmasıyla ilgili bir açıklık olmadığı için yasada belirtilen “sekiz yıllık” süre fiilen dolmuş ve yasanın gereklerini yerine getirmeyen kamu ve özel kurumları yasaya aykırı davranarak engellilerin haklarını ihlâl etmiş durumda olduğu söylenebilir. başka bir deyişle “yasal süre”nin dolmasına karşın şu anda engellilerin tüm ülkede, yaşama katılımı ve tüm kamusal hizmetlerden eşit yurttaşlar olarak yararlanmaları ne yazık ki söz konusu değil.
bu saptama her şeyden önce “idarenin ve yürütmenin engellilerin haklarının ihlâli konusundaki sorumluluğunu ve söz konusu ihlâllere katkısını da ortaya koyuyor. idare gereken denetimi bu güne kadar yapmadığı gibi, mevcut durumu ve sonuçlarını kamuoyu ve engellilerle paylaşmadığı da açık.
tüm bu nedenlerle idare kurumsal olarak hem kanunun “yap” dediğini yapmamış oluyor; hem de, dolayısıyla engellilerin haklarından yararlanmalarını önlemiş ve bu konulardaki hak kayıplarına yol açmış oluyor.
öte yandan yetkili ve sorumlu idareciler de kendilerine verilen görevi yapmadıkları gibi, kesilecek cezalar bakanlığın faaliyetlerinde kullanılacağı için kamuyu dolaylı olarak “zarara sokmuş” oluyorlar.
ayrıca hem kurumlar, hem de idareciler yürütme ya da uygulama sorumluluklarını yerine getirmeyerek özel olarak “engelli hakları” genel olarak da “temel insan hakları” konusundaki yaklaşımlarını bir kez daha ortaya koymuş oluyorlar.
tüm bunlar ise “engelli hakları” kavramından yola çıkarak ülkemizde yurttaşın değer ve önemi, dolayısıyla da “demokrasi” konusundaki karnesine bir “eksi not” daha eklenmesine yol açıyor.
şimdi silsile yoluyla sorumluluğu olan en üst düzey idari yetkililer, yasama mensubu milletvekilleri ve idareyi denetleyecek tek kurum olan yargı durumu düzeltme ve hakkı olanlara haklarını teslim etme göreviyle yükümlüdürler.
onların tutum ve kararlarının sonucunda da durumu hep birlikte göreceğiz: onlar ya bu karnedeki “eksi notları” çoğaltacak, ya da en azından “devletin işlev ve amacının ne olduğunu” herkese ama özellikle de idareye bir kez daha anımsatacaklardır.”
ama tüm bunların gerçekleşmesi için, engellilerin taa yüreklerinden gelen şu sözlerin(2) gereğini yapmayan ve idareye hesap sormayan başta “medya” ve “hak örgütleri” olmak üzere herkes bu ihlâllere dolaylı da olsa katılmaktadır:
“engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onurlarına saygı göstermek, insanlık görevimiz, ödevimiz ve sorumluluğumuzdur.” (ms/ekn)
(1) http://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5378.pdf (erişim tarihi: 9.7.2013/11:27)