Ergenekon Operasyonu'yla birlikte rejimin dengesizleştirilmesi için daha geniş bir planın parçası olduğu ileri sürülen Hrant Dink cinayetiyle ilgili yargılama, öyle anlaşılıyor ki, daha fazla otorite gerektiriyor.
Türkiye ve dünya kamuoyunda çok ciddi bir tepki ve itibar kaybına yol açan cinayetten bir buçuk yıl sonra, şimdi de mahkemede izleyiciler sanıkların şov ve tehditlerini dinlemek zorunda bırakılıyor.
Bizler, bugüne kadar tetikçi zanlısı Ogün Samast'ın yaşının 18'den küçük olması nedeniyle gazetecilere kapatılan yargılamada ilk kez duruşmayı içeriden izleyebildik.
Dink davasındaki seviyesizlik neyi ortaya çıkaracak?
İtiraf etmek gerekirse, üç tutuklu sanık ve bir sanık avukatının arasındaki seviyesizliklere tanık oldukça, önemi dolayısıyla davanın görüldüğü duruşma salonuna sağlanan teknik ve lojistik imkanlar, yaratılan atmosferle hayal kırıklığına uğradım.
Daha önce müdahil avukatlar ve Dink Ailesi avukatlarından duruşmadaki ortamla ilgili edindiğimiz fikirleri "hava durumunu kendi kulağımız ve gözlerimizle fazlasıyla hissediyorduk.
Bir düşünün, cinayetten yargılanıyorsunuz, karşınızda eşini, babasını ve yakınını kaybetmiş bir aile ve onunla dayanışma içinde olan bir çevre var.
Siz de, hal ve davranışlarınızdan "benim burada ne işim var, dışarıda olmam gerekirdi" havası estiriyorsunuz, sanık sandalyesinde oturuyorsunuz ama kollarınız ön bariyere uzanmış, başınız kollarınızın arasına düşüyor, her hareketinizde de üfleyip püflüyorsunuz. Çok sıkıldınız, bakışlarınız her daim izleyici köşesinde insanları taciz ediyor.
Duruşmada Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ve Hayal'in avukatı Fuat Turgut arasındaki diyalogların dalgacılığına da diyecek yoktu doğrusu.
Samast'ın "yavşak" dediği Turgut'tan "sevgili" merakı
Hayal'in avukatı Turgut, tutuksuz sanık Coşkun İğci'ye boşanma durumuyla ilgili soru sorunca Samast, oturduğu yerden avukata "yavşak" diyor.
Turgut, Tuncel'e, "Bildiğim kadarıyla Eskişehir'de akraban yok. Niçin sık sık Eskişehir'e gidiyordun? Kız arkadaşın mı var orada, ismi ne uyruğu ne?" diye sordu.
Dayanağı belirsiz soru tartılmıyor bile. Tuncel, "Bu benim özel hayatım, kimseyi ilgilendirmez. Ayrıca, Türk örf ve adetlerine de aykırıdır. Sizin eşinizin adını soruyor muyum?" diye çıkışıyor sinirli halde.
"Kız arkadaşın İsrailli mi?" diye ısrarlı soran Turgut'a, "İftira, Lübnanlı" diyor.
Turgut'un hala "Sen öyle diyorsun ama İsrailli, sevgilin olan bu kızın İsrail casusu olacağı hiç aklına gelmedi mi?" diye ısrar etmesi üzerine Tuncel, "İsrail cumhurbaşkanının kızıymış da ben fark etmemişim, kusura bakmayın" diye cevaplıyor ama duruşma salonundan çıkmak istiyor, dayanacak gücü kalmamış. Buna mahkeme başkanı engeli oluyor.
Samast: Beni bu deliyle muhatap etmeyin
Ardından Turgut, Samast'a da "Agos gazetesinin önüne geldiğinde iki telefon araması yapmışsın, bunlardan ilkinde Hayal'i arayıp "İçeri girip hepsini tarayayım mı?' dedin mi?" diye sorunca Samast, "Hayır" yanıtı veriyor; mahkeme başkanına "Beni bu deliyle muhatap etmeyin" diyor.
Turgut daha sonra "İkinci görüşmende bence Mahçupyan aramıştır. Etyen Mahçupyan'la mı yaptın görüşmeni?" deyince, Samast, "Yok Jenifer Lopez" diyerek alay ediyor.
Hayal'den Yazıcıoğlu'ya selam bile gitti!
Ardından şovu, bu ana kadar pek söz verilmeyen Yasin Hayal sürdürüyor. Hayal, mahkeme üyelerinin sonuna kadar dinlediği çağrısında Muhsin Yazıcıoğlu ve Büyük Birlik Partisi'ne (BBP) methiyeler düzüyordu:
"Bugün ilk kez karşılaştığımız medyaya saygılarımı sunuyorum ve onların huzurunda Türk İslam aleminin lideri sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na selamlıyorum. Ey Müslümanlar ey Alperenler kalbinizi serin tutun. Büyük Birlik Partisi iktidara gelene kadar bu kervan yürüyüşüne devam edecek."
Tuncel: Bu kuş beyninle mi ocağı yöneteceksin
Gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra dünkü duruşmada tanık olarak dinlenen Trabzon Alperen Ocakları kurucusu Hakkı Bahadır Cihan konuşurken Tuncel, "Bu kuş beyninle mi ocağı yöneteceksin" diyerek sataşıyor.
Müdahil avukatlardan Erdal Doğan, "Bunu niye söyledi" diye sorunca Cihan, "Şu an hapiste olduğu için bunu söyleyebildi. Dışarıda olsa söyleyemezdi" diyor.
Ardından Tuncel tanığa soru sorunca Cihan, kendisine 'kuş beyinli' dediği için sorusunu cevaplayamıyor. Tutuklu sanıklar ihtiyaçlarını gidermek için bir bir salondan çıkarıldığında da fısıldaşmalar ve sataşmalar yaşandı.
Hatemi dayanamadı: Dinlemek zorunda mıyız!
Bir ara müdahil avukatlardan Kezban Hatemi, dayanamayıp "Biz bunları dinlemek için burada bulunmuyoruz sayın başkan, lüften müdahale eder misiniz?" diyor. Hatemi, mahkeme başkanından Erhan Tuncel'in "uzun ancak bir şey ifade etmeyen" konuşmalarına müdahale etmesini istiyor.
Cinayet davasında Trabzon'daki güvenlik kuvvetlerinin kayıtlarını karıştırmak yönünde atımlar atan mahkemenin, İstanbul'daki duruşmaların maktul ailesine hak ettiği asgari saygının karşılığı olarak şov ve seviyesizliklere izin vermemesini beklemek büyük bir beklenti olmasa gerek...(EÖ/EZÖ)