1. Maraş'ın bir bölümü yeniden iskana açılmak üzere Rum tarafının kontrolüne verilecektir.
2. Buna paralel olarak dış ticaret, ulaşım, seyahat, kültürel ve sportip aktivitelere uygulanan ambargolar kaldırılacaktır. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliğini (AB) de bu düzenlemeleri tescil etmeye davet edeceğiz.
3. İki taraf arasındaki geçişler asgari prosedüre bağlı olarak kolaylaştırılacaktır. Turistlerin geçişleri ile ilgili kısıtlamalar da kaldırılacaktır.
4. İki taraf arasında ticari ilişkilerin normalizasyonu için tedricen adımlar atılacaktır. Her iki taraftaki kurumlar ortak projeler oluşturmaları ve geliştirmeleri için işbirliği yapma yönünde teşvik edilecektir.
5. Türk tarafı BM Barış Gücü'nün dolaşımıyla ilgili olarak uyguladığı tedbirleri kaldıracaktır.
6. İki taraf arasında karşılıklı saygı, hoşgörü ve anlayışın geliştirilmesi amacıyla bir uzlaşı komitesi tesis edilecektir.
Öneriler böyle.
Şimdi malum benzetmeyi hatırlatmanın tam zamandır diye düşünüyoruz. Deveye sormuşlar, "boynun neden eğri" diye, o da demiş ki "nerem doğru?"
Denktaş'ın bugün sunduğu bu önerilerin iler-tutar neresi vardır ki, ele alıp da incelemeye değer bulalım. Üstelik Denktaş bu önerilerin Ankara yönetimince de desteklendiğini söylemeden edemedi. Olmaya ki birileri çıkar da eleştirir, karşı çıkar diyerekten.
Dedik ya, neresinden tutsanız elinizde kalmaya mahkum, son derece zayıf, son derece isabetsiz ve sanki karşı tarafa müzakere için değil, "aman, sakın ha kabul etmeyin" mantığıyla hazırlanmış bir "öneri paketi"!
Malum, dünyanın en akıllısı Denktaş ve onun dışındakiler de aptal! Maraş'ın bir mahalleciğine karşılık statükonun devamını talep edecek de bu öneriye Rumlar balıklamasına dalacak! Üstelik bunu BM ve AB de tescil etsinmiş! Yani statükonun bir anlamda tescili karşılığı bir karışlık toprak tavizi!
Vay be... Ne öneriymiş bunlar! Süper! Harika!
Bir kere Rumlar tarafından hemen reddedilsin diye hazırlanmış bu önerilerin ne ciddiyetle bağdaşır bir yanı vardır ne de hayata geçirilmesi olasıdır. Önce bunu tespit etmek gerekir. Ama Sayın Denktaş kendini ille de bir öneri paketi sunmakta mecbur hissetmişse ya politik alanda çok sıkışmıştır ya da "ya yutarlarsa" mantığı ile hareket etmiştir.
İlk tespitimiz doğrudur. Denktaş ve Ankara yönetimi Lahey başarısızlığından sonra son derece sıkışmıştır. ABnin açıklamaları ortadadır. AKPA'nın daha iki gün önce yayınladığı raporda "Türkiye adanın demografik yapısını değiştirmiştir, tüm göçmenler geri ülkelerine dönmelidir" şeklinde ifadeler kullanmıştır. Önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs Raporu açıklanacaktır. Raporda Denktaş-Ankara yönetiminin Annan Planı'nın başarısızlığa ulaşması için aldıkları olumsuz tavırlar sergilenecek ve ağır bir dille mahkum edilecektir.
16 Nisan'da kıbrıslırum, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tüm adayı temsilen AB'ye dahil etmek için Katılım Belgesini imzalayacaktır.
Son olarak da kıbrıslıtürk Kopenhag ve Lahey fırsatlarının kaçırılmasından dolayı bir o kadar daha burnundan solumaktadır. Öfkesi tepesindedir ve hala Annan Planı'na umut beslemektedir. Halkın öfkesinin yatıştırılması da hedeflenmiştir kuşkusuz.
Bütün bunlar apaçık ortada dururken sayın Denktaş Maraş'ın bir mahalleciğine karşılık statükonun devamını isteyecek ve bunun da BM ve AB tarafından tescilini sağlayacak!
Gülerler adama, hem de katıla katıla.
BM askerlerine kuzeyde sınırlamalar getiren sen!
AB büyükelçilerine kuzeyde yasaklar getiren, hakaretler yağdıran sen!
BM Genel Sekreteri'nin çözüm planını öldürüp ruhuna fatiha okuyan sen!
Sonra bunlardan "statükomu tanı" diyeceksin!
Konunun başka yönleri de var tabii.
Örneğin, hani tek karış toprak verilmezdi? Hani kanla alınan vatan toprağı masada verilmezdi? Bunu söyleyenler nasıl da "vatan haini" ilan edilmişti?
Referandum için "meclis kararı" şartını isteyen Denktaş, Maraş'ı Rumlara verirken nasıl halka ve meclise danışmaz ve bu kadar keyfi davranır diye sormaz mı insan?
Sonra, derin devletin gözdesi-yeni şahin Deniz Baykal ne diyecek bu işe?
SS Gürel, Ecevit, express yurttaş Sinan Aygün, ekran gediklisi emekli paşalarımız, kırbıslıtürkü "eksik-türk" diye hakarete boğan köşe yazarları, karanlıkların adamı Perinçek?
Onlar ne diyecek bu toprak tavizine?
Dahası var. Turistlere seyahat özgürlüğü getirilirken yurttaşlara geçişlerde "asgari prosedür" uygulanacakmış? Biz bilmez miyiz sayın Denktaş'ın asgari prosedür dediğinin ne olduğunu?
Bir de ikili temasların ve projelerin geliştirilmesi önerisi var ki evlere şenlik.
Yahu, hani ikili temaslar ve projeler hep Amerikan ajanlarının işiydi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini (KKTC) yıkmaya yönelikti? Türk ve Rum Ticaret Odaları böylesi bir işbirliğini dile getirdikleri için az mı tehdit almışlardı? Şimdi ne oldu da bunlar öneri olarak
Rum tarafına sunuluyor?
Başka söze gerek var mı bilemiyoruz.
Sayın Denktaş keşke bu önerileri yapmazdan önce halkından, "vatan haini", "rumcu", karenfoggcu", "şebeke üyesi" diye suçladığı yurttaşlarından ve kurumlardan özür dileseydi.
Çünkü dün onların yaptığı önerilerin aynını bizzat kendisi yapmıştır.
Sayın Denktaş ve tabii eğer Ankara da bu önerilere destek vermişse, bunlar, Kıbrıs'ta statükoyu devam ettirme amacı güdüyor ve Rumlar reddetsin de gürültü koparalım diye öneri sunar gibi yapılmıştır.
Hani insan hakları, hani mülkiyet sorununun çözümü? Hani uluslararası hukukun ilkeleri? Kıbrıslırum malına mal demeyecek, serbest dolaşım ve yerleşim "keyfe bağlı" olacak ve sonra da Maraş'ın bir mahalleciğini alıp dört takla atacak ha?
Sayın Denktaş ve Ankara yönetimi statükonun hiçbir şekilde sürdürülebilir olmadığını artık teslim etmek durumundadırlar. Kıbrıslırum 16 Nisan'da AB Katılım Belgesine imzayı attıktan sonra daha rahatlayacak ve sayın Denktaş on tane Maraş verse dahi yine statükoyu sürdüremeyeceğini görecektir.
Çare ve çözüm BM şemsiyesi ile AB çerçevesi içinde ve Annan Çözüm Planı'ndadır.
Sayın Denktaş ve destekçileri, ruhuna fatiha okuduklarını sandıkları Annan Çözüm Planının yine masada olduğunu er-geç göreceklerdir. İyisi mi abesle uğraşacak yerde kendilerini bu plana alıştırmaya ve içlerine sindirmeye çalışsınlar. Ama bunu hemen şimdi yapsınlar çünkü atı alan Üsküdar'ı geçmek üzeredir. (BB)