Her yer ya kırmızı ya siyah!
Ya bayraklarla tepki veriliyor ya siyah kurdelelerle.
Aynı replikler dolanıyor ağızlarda, dişe diş kana kan çağrıları.
Ölümün ne olduğunu ben babam öldüğünde idrak etmiştim. Küçük de değildim aslında, ama her babanın kızı gibi "kuzuydum" henüz. Ve ölümü tatmıştım, acısını bilirim. Hiçbir cümle yetmez, hiçbir avutma gerçek değildir. Kulaklar sağırdır, gözler kör. Belki de sadece sessizce durup beklenmelidir kaybedenin yanında, gerektiğinde sarılıp ayakta kalabilsin diye.
Söylenen her söz acıyı perçinler, yüreği dağlar, kanatır, kanatır.
O yüzden sessizim, o yüzden cümle kuramam ölüm acısını tadanlara...
Ya diğerleri;
Açın bakın tüm televizyon kanallarına, gazetelere, haber sitelerine, sosyal medya ağlarına. Acıya ortak olmak adına, herkesin ortak söylemi "ölüm". Kana karşı kan aksın istiyorlar, bir kaç anne baba daha evlatsız, birkaç yavru daha babasız kalsın istiyorlar. "Operasyon değil Katliam" istiyorlar. Barış değil Savaş istiyorlar. Düğün değil cenaze istiyorlar... Eşitlenmek, berabere olmak, hatta öne geçmek istiyorlar. Bir cenaze artı bir cenaze eşittir yeni bir cenaze. Farkında değil kimse!
Herkes kendince bir çözüm üretiyor. Ölümlerden ölüm beğenin dercesine.
Bugün yanlarından geçerken iki kişiye kulak misafiri oldum. Biri "Yakacaksın dağı" diyordu. Diğeri ise "İki ay yansın dağ, kökleri kazınsın." diye ekledi. Koskoca dağı yakmak gibi bir çözüm bulmuşlardı kendilerine. İçinde yaşayan az da olsa insanlar, hayvanlar ve bitkilerle...
Haber sitelerindeki yorumlara bakıyorum. "Hepsi tek tek can verecekler. Biz o günleri de göreceğiz" diyor biri. "İntikam duygusu ile yanıyorum" diyor öteki. Örneklerin çok daha vahimlerine rastlamışsınızdır yakınlarınızda.
Yıllardır çare olmayan ölümden medet bekliyor herkes. Eskiden savaş dili / barış dili ayrımı yapardık. Bugün ise "Ölüm dili" konuşuluyor her yerde. Harfleri; kurşun, mayın, ateş, cenaze, tabut, kan, yine kan, yine kan...
Herkes ezberledi bu dili; mecliste, medyada, markette, sokakta, evde, her mekânda, her konuşmada şiddet var, nefret var, kan var, ölüm var.
Oysa bir daha ölmeyelim diye bir kez olsun ezberlerimizi bozup;"ölüm'ün belini kırıp" * çözüme odaklanamaz mıyız? (SK/HK)
* Belini kırmak : Birini bir şeyi yapamaz duruma getirmek.(TDK Sözlüğü)