Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
“Şırnak, Ağrı, Silopi’den selamı getirdim size. Arkadaşların, çalışma yürütenlerin coşkusu 14 Mayıs’ın sonucunu bize gösteriyor.”
“Halkın bir sloganı var: patates soğan seni göndereceğiz Erdoğan”
“Dolmabahçe Mutabakatı’nın arkasındayız…”
Yeşil Sol Parti Eş Genel Sözcüsü ve İstanbul 3. bölge 1. sıra milletvekili adayı Çiğdem Kılıçgün Uçar, dün (21 Nisan Cuma), İstanbul’da cemevlerini ziyaret etti, Güzeltepe’de seçim bürosu açtı.
Kılıçgün Uçar’ı bir siyasetçi olarak sanırım 2009'da İstanbul’da Demokratik Toplum Partisi’nin (DPT) İstanbul Eş Başkanları’ndan biriyken dinledim, takip ettim. Eş başkanlık sistemi partideki kadınlar için büyük bir çıkıştı, ilk kez uygulanıyordu ve bu büyük bir sorumluluktu.
Kılıçgün Uçar, sadece siyasetçi olmanın değil, kadın bir siyasetçi olmanın da yükünü taşıyordu.
Sakin, ne söylediğini bilen, ezberlere çok sıkışmadan konuşan, yurttaşlarla mutlaka bir bağ kuran bir yanı vardı. Dünkü buluşmalarda benzer geçti.
Bu arada Kılıçgün Uçar, bir anadili hakkı savunucusu. Konuşmalarının bir bölümünü Zazaca yapıyor, Zazaca ve başka anadillerin diller mezarlığında yerini almaması için de mücadele ediyor.
TIKLAYIN - Çiğdem: Anadilim Zazaca, benim iç serzenişim
İlk durağımız, Alevi Kültür Dernekleri Sultangazi Şubesi Pir Sultan Abdal Cemevi oldu. Alevi deyişlerinin eşliğinde karşılanan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü’ne özellikle kadınların ilgisi yoğundu. Konu zaman zaman gündeme geldi, zaman zaman mücadelelere geldi.
“Alevilerin mücadelesi bizim de mücadelemiz”
Ziyarette ilk olarak dernekten Zeynel Odabaş konuştu. Odabaş, “İçinde bulunduğumuz cemevi hakkında yıkım kararı verildi. Bizi de sanık olarak yargılıyorlar, bu ülkede Aleviler’e bunu reva görüyorlar” dedi.
Sonrasında konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Alevilerin ve Kürtlerin kendi verdikleri mücadele sayesinde bugün var oluşlarına kimsenin dokunamayacağını söyledi. Şunlara dikkat çekti: “En çok kadın milletvekilinin Meclis‘te olduğu eş başkanlık sistemini uygulayan bir partinin geleneğinden geldiğimizi ifade etmek isterim. Çok kritik bir seçim süreci ile karşı karşıyayız, bu seçim toplum ve iktidarın dayatmaları arasında geçiyor. Mevcut tek adam rejimin Alevi halkına, Kürt halkına uyguladığı baskının sonuna geldiğini düşünüyoruz. Bu da Aleviler ve Kürtlerin mücadelesi ile oldu. Alevilerin yürüttüğü mücadeleyi kendi mücadelemiz olarak görüyoruz.”
İkinci durağımız da Gazi Cemevi’ydi. Burada da Alevi kadınların karşıladığı Çiğdem Kılıçgün Uçar, herkesi dinlemeye özen gösterdi, fotoğraf çektirmek isteyenlere “hayır” demedi.
Buradaki konuşmasında da Alevilerin, kadınların ve Kürtlerin baskılandığını hatırlatarak konuştu. Alevi mücadelesinden feyz alan bir mücadele yürüttüklerini söyleyen Kılıçgün Uçar, 15 Mayıs’ı AKP ve MHP’nin olmadığı demokratik bir ülke gibi düşünüp politik çalışmalarını ona göre yürüttüklerini söyledi.
Alevi kadınlar ne söyledi?
Gazi Cemevi’nin yöneticilerinden Arzu Erdoğan söz aldı. Daha doğrusu bu ziyaretlerde pek de alışkın olmadığımız bir biçimde siyasetçi masaya “Başka söz almak isteyen varsa, dinleyelim” diye seslenince, Alevi kadınlardan Arzu Erdoğan konuştu, bir çok Alevi kadın adına konuştuğunu belirterek, şunları söyledi:
“Alevi kadınlar olarak bütün parti programlarına baktık. Hiçbir partide Alevi kadınlar özelinde bir program yoktu. Sonrasında Kadın Bakanlığı konusundaki ısrarcı talepleri, İstanbul Sözleşmesi konusundaki ısrarları bizi çok heyecanlandırdı. Bizim Alevi kadın kimliğimizde yönelik zaman zaman kendisine toplumda bir takım payeler insanların sözleri oluyor. Bizim canımızı sıkıyor. Yeşil Sol’la bunların biteceğini düşünüyoruz. Umutluyuz, mutluyuz birlikte başaracağız.”
Kılıçgün Uçar ve beraberindekilerin son ziyaret ettiği yer Alibeyköy Cemevi’ydi. Burada cemevi dedesi, “Biz çıramızı* yaktık, umutla bekliyoruz” dedi. Çıra Alevi* inancına göre derin anlamlar içeriyor.
Kılıçgün Uçar ve Yeşil Sol’un milletvekilleri adayları bu kez Güzeltepe Mahallesi’ne geçti, buradaki seçim bürosu açıldı. Açılış öncesinde Kurmancî stranlar eşliğinde halaylar çekildi. Çocukların ve kadınların çoşkusu ile “Jin jiyan azadî” sloganı sıkça duyuldu.
Halk: Varız
Konuşmasına Kurmancî ve Kurmançkî başlayan Kılıçgün Uçar sonrasında şöyle seslendi:
“İyi ki varsınız, sesimize ses, gücümüze güç oldunuz. AKP-MHP iktidarının yok saydığı toplumsal mücadelenin yoğun olduğu yerlerden biri. Biz biliyoruz ki bu seçimi belirleyen yerlerden biri İstanbul. Seçime giderken herkes beyannamesini açıkladı. Bizim açımızdan esas beyanname bugüne kadar taşıdığımız mücadelenin kendisi.”
“Bu seçimi belirleyen bizleriz, o yüzden sahada en çok biz konuşuluruz. ‘Biz Kürtlerle yeni bir yüz yılı kurmaya geliyoruz’ diyorlar. Biz de buradan söyleyelim, Cumartesi Anneleri, Aleviler, Emine Şenyaşar, Kürtlere reva görülen zulümle bizim kuracak bir yüz yılımız yok. Biz halkların yüz yılını 14 Mayıs’ta halklarla kuracağız.”
Yeşil Sol Parti Eş Genel Sözcüsü ve İstanbul 3. bölge 1. sıra milletvekili adayı Çiğdem Kılıçgün Uçar ile adım adım cem evlerini gezdik, büro açılışına katıldık. Gözlemler; halklar coşkulu, kadınlar umutlu: Mutlaka değiştireceğiz pic.twitter.com/5AC3shx9vA
— Evrim Kepenek (@kepenekevrimm) April 22, 2023
Kendisini dinleyenlere seslendi Kılıçgün Uçar, “Var mısınız?” Yanıtı geldi: “Varız”
Konuşmasına barış vurgusuyla devam etti, Kılıçgün Uçar şöyle dedi:
“Tek adam rejimi karşısında ne sokaklarda sözümüzü esirgedik ne de mücadelemizden vazgeçtik. Bunlar seçime değil savaşa gider gibi hazırlanıyorlar. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri Kürt sorunu. Biz Dolmabahçe mutabakatının arkasında olduğumuzu belirtelim, 2013’te Sayın Öcalan'ın gönderdiği metnin arkasında olduğumuzu belirtelim… ”
Kılıçgün Uçar konuşmasının sonrasında seçim bürosunun açılışını yine kadınlarla birlikte yaptı.
Açılış sonrası da ilgi bitmedi, bu sefer gençler geldi, Yeşil Sol bayraklarına imza istediler. “İlk kez oluyor bu gençleri kırmayalım imzayı atalım” dedi Kılıçgün Uçar, bayraklar imzalandı.
Bu gençlerin, CHP’li olduğu ve bayramlaşmak için geldiğini öğrendiğim sırada, gençler “15 Mayıs sabahı demokrasiye uyanalım” gibi bir cümle sarf etti yanıtı Kılıçgün Uçar’dan geldi: “O zaman birlikte çalışacağız, çok çalışacağız…”
(EMK)
*Çıra yakılması, cemlerde çerağ uyandırılması, aydınlığın, bilincin, insanın arı-duru olması anlamındadır. Alevilikte çerağın, delilin uyandırılması Alevi yolunda, insanın irfanla, hakikat yoluyla buluşma sevgisidir. Çerağ ve delil uyandırmak, insanda; yüreklerin, beyinlerin aydınlanması manasındadır. Alevi cemlerinde ve türbelerinde, Alevi uluları adına uyarılan (yakılan) ruhlardan, sıkıntılardan ve hastalıklardan kurtuluşu simgeler.