Ödüllü yazar Aslıhan Kocabal’ın grotesk unsurlarla bezeli öykülerinden oluşan “Gerçeğe Aykırı Beyanlar” okuyucuyla buluştu.
1981 yılında İstanbul’da doğan Aslıhan Kocabal, 2005 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş.
İnsanlar ve Karanlığa Masallar adlı iki öykü kitabı bulunan Kocabal, “Kırt Kurt” isimli öyküsüyle 2019 yılında Altkitap Öykü Yarışması’nda, 2020 yılında da “Şarampol” adlı öyküsüyle Şahsiyet Dergisi’nin kısa öykü yarışmasında birincilik ödülüne layık görülmüş.
Absürtlüğe varan öyküler
“Karanlığa Masallar” kitabıyla 2021 yılında GİO Ödülleri öykü kategorisinde de birincilik ödülünü almış. Halen avukatlık yapan Aslıhan Kocabal’ın İthaki Yayınları’nın Pangea Kitaplığı’ndan çıkan son kitabı “Gerçeğe Aykırı Beyanlar” kısa süre önce okuyucuyla buluştu.
Korku türü içine sokabileceğimiz kitap, bu türün Türkçe edebiyatta “üç harfliler” meziyetiyle yer bulmasının aksine, grotesk öğelerin hakim olduğu, Kocabal’ın bu öğeleri kafasına göre yoğurmasıyla gerçeğin tepe taklak olduğu, absürtlüğe varan öykülerden oluşuyor.
Kitapta yer alan 11 öykü de belirli bir çizgi doğrultusunda ilerliyor ancak bu çizginin kendisi doğru bir “çizgi”ye sahip değil. Ki groteskin doğasına aykırı oluşu nedeniyle, Aslıhan Kocabal’ın bu kaypak düzlemi iyi idare ettiğini söylemek mümkün.
Yazarın günlük konuşma dilini devrettiği karakterler, sadece bu yapıyla birlikte bile doğal bir hale bürünürken, öykülerdeki kurgu da bu sayede kendini rahat bir akışa bırakarak yolunu bulmakta zorluk çekmiyor.
Öyküler, okuyucu zıplatmıyor
Yazarın, öykülerin sonunu okurun canını burnundan getirecek şekilde zorlamaması da bahsettiğim doğal bütünlüğün bir sonucu olduğu için, diken üstünde bir okuma deneyiminin yerine, “gerçek”i, saydam bir unsur olarak kullanıp kafasını öykülere gömenleri bu saydamlığın Araf’ında bırakıyor.
“Öte taraf”tan gelenlerle “bu taraf”ın kahramanların Matrixvari bir ortamda buluşması, Kocabal’ın öykülerinin niyetiyle örtüştüğü için kitabın doğal atmosferinin kaygan zeminine güzelce ev sahipliği yapıyor.
Aslıhan Kocabal, “Gerçeğe Aykırı Beyanlar”da başı, sonu, önü, arkası belli öyküler sunuyor. Bunlar okuyanı yerinden zıplatacak derecede ürkütücü değil.
Böyle bir beklentisi olanların kitaba mesafeli yaklaşmasını tavsiye ederiz ancak yazarın da böyle bir derdi olmadığını da belirtmek isteriz.
Kocabal’ın biyografısinde, “korkunun günlük yaşamın bir parçası olduğuna ve tuhaf yaratıkların durmaksızın aramızda dolaştığına” inandığı yazıyor.
“Gerçeğe Aykırı Beyanlar” da böyle bir “hayat görüşünün” satırlara düşmesinden mürekkep bir kitap olduğu için, bunu “normal” karşılamanın normalliğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Toparlama niyetine de şunu ekleyip bitireyim: Aslıhan Kocabal’ın, dünyevi mevzulara dokundurmaları da öykülerin mezesi olmuş. Arada iyi gidiyor…
(BS/EMK)