Basın Kanunda değişiklik yapmak için Bakanlar Kurulunun 12 Mart 2014 tarihinde TBMM Başkanlığına gönderdiği yeni tasarının iki maddesi dikkat çekici.
Basın Kanununun 1. Maddesinin birinci fıkrasına göre “Bu Kanunun amacı, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün kullanımını düzenlemektir.” Tasarı ile 1.maddenin “Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar” şeklindeki ikinci fıkrasına yapılan ekle “Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımı ile internet haber sitelerinin yayınını kapsar.” biçiminde değiştirilmektedir.
Böylece Basın Kanunun Amaç ve Kapsamı içine “internet haber sitelerinin yayını” da katılmak istenmektedir. Tasarı ile Basın Kanunu aynı zamanda internet haber sitelerindeki basın özgürlüğünü de düzenleyen kanun haline mi dönüştürülüyor acaba? Tasarının böyle bir amacı yok. Dolayısıyla Basın Kanunu ile sağlanamayan basın özgürlüğü internet haber sitelerinde de sağlanamayacağı için değişen bir şey yoktur. Küçük bir örnek vermek gerekirse Basın Kanunun 3. Maddesinde düzenlenmiş olan “basın özgürlüğü” esas olarak kabul edilmeyecek; aksine bu maddenin ikinci fıkrasındaki istisna olan basın özgürlüğünü “sınırlandırma” ölçütleri artık daha rahat bir biçimde internet yayınları için de uygulanacaktır. Bu kez İnternet yayınlarının da Basın Kanununa tabi olduğu görüşüyle; “kanuna göre” istisna olan sınırlandırmalar esas kabul edilecektir. Hem de İnternet haber sitelerinin artık Basın Kanununa tabi olduğunu söylemeyi de ihmal etmeden uygulamalar yapılacaktır.
Basın Kanunun uygulanmasında “tanımlar” 2. Maddededir. Maddenin ( c ) bendinde “Süreli Yayın” tanımı vardır. Yani “Belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınları” süreli yayındır. Belli tarih aralıkları ile yapılan yayınlardır. Hatta yaygın, bölgesel ve yerel olarak ayrımları vardır. Şimdi Tasarıyla “Haber ajansları” ifadesinden sonra gelmek üzere “internet haber siteleri” ibaresi ( c ) bendine ekleniyor (Tasarı Madde 3).
Süreli yayın, yani belli aralıklarla yayımlanmak denilince örneğin gazeteler günlük, dergiler haftalık veya aylık yayınlandığına göre acaba İnternet yayınlarındaki “belli aralıklar” ne demektir? Ne anlamalıyız?
Basın Kanunu 2. Maddenin (ı) bendinde “Eser Sahibi” tanımı vardır. Yani “Eser sahibi: Süreli veya süresiz yayının içeriğini oluşturan yazıyı veya haberi yazanı, çevireni veya resmi ya da karikatürü yapanı” ifade eder. Gazetelerdeki muhabir, gazeteci, köşe yazarı, fotoğraf sahibi, karikatürist gibi kimseler anlamında kullanılır.
Tasarı ile bu bende “görsel ve işitsel içerikleri kaydeden veya düzenleyeni” ibaresi ekleniyor. İnternet ortamındaki haber sitesinde “içerik kaydeden” veya “düzenleyen” eser sahibi mi sayılacak? İçeriği kaydetmek veya düzenlemek gazeteler, dergiler ve haber ajanslarındaki gibi “eser sahibi” olmak demek midir? Hiç sanmıyorum.
İnternet yayınları ile ilgili 5651 sayılı Kanunda “içerik sağlayıcı” tanımı var. Bu tanım artık gazeteciler için “eser sahibi” geçerli olmayacak mı? 5651 sayılı Kanunun 2. Maddesinde yer alan tanıma göre; “f) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,” ifade ettiğine göre; bir gazeteci internet ortamında yayın yapan web portalında “görsel ve işitsel içerikleri kaydetme” veya “düzenleme” işi yapmıyorsa eser sahibi gazeteci sayılmayacak mıdır?
Tasarıyı hazırlayanlar “internet haber sitesi” tanımı için Basın Kanunun 2. Maddesine (m) bendi eklemeyi uygun görmüşler. Ekleme şöyle: “(m) İnternet Haber Sitesi: 4.5.2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde tanımlanan internet ortamında, haber ya da yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapan süreli yayını”
5651 sayılı Kanunun (g) bendi “İnternet ortamı” tanımını vermektedir. Demek ki, Basın Kanununda yapılan düzenlemeye göre İnternet Haber Sitesi olmak için; “Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortam” da bulunmak şarttır. Yani, yayın İnternet ortamında olmalıdır. İnternette eğer; “haber ya da yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapan süreli yayın” iseniz İnternet Haber Sitesi sayılacaksınız. Bu tanımın ne İnternet yayınına, ne klasik haber tanımına, ne gazetecilik ve ne de “süreli yayın sahibi”, süreli yayın ya da yayın yapma hakkına sahip olma gibi kriterlerle uyumlu bir tanım olmadığı fikrindeyim.
Yani kısaca; basın kanunu ile interneti düzenlemeye çalışmak bir garip iştir.
Zamana ve mekâna uymayan, ne gazete, ne radyo, ne de televizyon olmayan ama aynı anda hepsi olan İnternet için yapılacak olan hukuki veya kanuni düzenleme Basın Kanunu ile yapılmamalıdır.
Öncelikle gazetecilik evrenseldir. Önce bu mesleğin evrenselliği kabul edilmelidir. Mutlaka kanunla düzenlemeniz gerekiyorsa, yapılan işin içerik ve niteliğine göre gazetecilik mesleğini kabulünüz hukuka uygun olacaktır. Ondan sonra da görsel, işitsel, yazılı olarak kitle iletişim araçları yoluyla ilettikleri haberlerini, yorumlarını ve eleştirilerini yayan ve herkesin bilgi edinmesi ve habere ulaşması için ulusal sınırlara bakılmaksızın ve kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet ortamında (veya her türlü iletişim aracıyla) ulaştıran ve geçimini ücret karşılığı ürettiği eserlerinden sağlayan kişi “gazeteci” olarak kabul edilmeli ve dünyanın her yerinde korunması, çalışma koşullarının ve gazetecilik yapmasının her durumda kolaylaştırılması gereken meslek mensubu olarak görülmelidir.
Basın Kanunu ile 5651 sayılı Kanuna göre yapılan yayınlar arasında bir bağ kurulması çok doğru bir düzenleme olmayacaktır. İnternet ortamındaki yayınların düzenlenmesinin bir “ihtiyaç” olduğu açıktır. Ama bu düzenleme nasıl olmalıdır?
TBMM Bilgi Toplumu Olma Yolunda Bilişim Sektöründeki Gelişmeler ile İnternet Kullanımının Başta Çocuklar, Gençler ve Aile Yapısı Üzerinde Olmak Üzere Sosyal Etkilerinin Araştırılması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu ( Haziran 2012) içinde yer alan “İnternet Medyası” hakkındaki öneriler bu Tasarının gerekçesidir.
Bu Raporun derlenmesinden ve kısaltılmasından ibaret olan TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu (BİAK) Raporunda (Ocak 2013) ise internet ortamındaki yayınlar için yapılması düşünülen kanuni düzenleme önerileri özetlenerek yer almaktadır.
İnternet ortamındaki “haber sitelerinde” çalışan gazetecilerin tıpkı yazılı basındaki gazeteciler gibi bazı haklardan(!) yararlanmaları, basın kartı almaları ve internet sitesi sahiplerine resmi ilan, reklam yayınlama hakkı verilerek mali yönden güçlenmelerinin sağlanması amacıyla ve benzeri gerekçelerle birbiriyle uyumlu olmayan kanunlar arasında “çatışma” yaratacak ve sorun üretecek kanun değişiklikleri yapılmasının bir yararı yoktur. (Fİ/HK)