Ferzan Özpetek, “Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinemanın kültürel hafızasını saklayan çok önemli markadır,” ifadesini kullanmış.
Ferzan Özpetek sinemanın kıymetlisi. Demecini 2024 Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali jüri başkanı olarak vermiş. Başkanlık teklifinin yapılması, görevlere davet, yöntem, içerik esasları görüşmeleri ve nihayet karşılıklı kabuller, festival organizasyonlarının tabiatında var. Festival hazırlık sürecinde, riskler ve baştan ön alma esaslarının önemle gündeme dahil edildiği ise bir sır olmasa gerek.
“Sinemanın kültürel hafızasını saklayan çok önemli markadır,” sözünü referans almalı. İfade, sinemanın kültürel hafızası üzerine. Ama şimdi festival hafızasına odaklanmalı. Hafıza, güzellemelerden ibaret değil ne yazık ki. Marka olmak, durumu daha da ağırlaştırıyor.
Hafıza, torbada saklanan ehlileştirilmiş hatıralar da değil.
SİYAD, Altın Portakal Film Festivali'nden çekildi
Yeni sansür yöntemleri
“Altın Portakal Film Festivali” hafızasının yekûnunda neler var?
Festivallerin sinemaya alan açan yararlarıyla uzun bir liste oluşturabiliriz, bunu hak ettiği yere koyarak. Festivallerin varlığını, sinema alanının üretimi üzerinden sürdürdüğü notunu da düşerek.
Ancak Altın Portakal hafızasında, giderek sıklaşan ve kendine yeni yöntemler bularak uygulamayı ısrarla sürdürdüğü sansürler de var. Görünen yol, hatalarla yüzleşmeye cesaret etmek yerine, izlenecek yöntem baştan tedbir almak olacak gibi. Daha açık ifadeyle, festival hafızası; yeni sansür yöntemlerine daha isabetli yol gösterme işleviyle sansürün hizmetinde olacak görünüyor. Ne yazık ki.
2023 yılı Altın Portakalı’nda sansürle canı yanan belgesel sinemacılar, canı yananları yalnız bırakmayarak festivalden çekilen sinemacılar; insanın en doğal hakkı olan yaratıcı hakların, özgür düşünme, üretme ve paylaşma hakkının yasaklanması olarak meseleyi kamusal alanda görünür itiraza da dönüştürdüler.
Jüri üyeleri Altın Portakal'dan çekiliyor: Elimizden geleni yaptık
Toplumsal hafıza
Bu itiraz da festivalin ve toplumsal hafızanın kayıtlarına girdi. Belgesel Sinemacılar, film üretim süreçlerinde toplumsal hafızanın hayli yüklü olan bagajını hep önemsediler. Hakikati arama, anlamlandırma ve izleyicisiyle birlikte düşünme, uğraşlarının odağında oldu. Bu nedenle, böylesi derdi olan filmlerini zor koşullarda ürettiler, izleyicileriyle paylaştılar, paylaşamadılar, yasaklar ve sansürlerle boğuştular, boğuşuyorlar.
Özgür üretim ve paylaşım, istatiksel bir çokluk kavramı değil. Tek bir sansür bile kabul edilemez. Demokrasi de çoğunluğun makul bulduğu esaslar manzumesi değil. Kaldı ki, makul bildiklerinin kendisi de zaten değişken. Gücü elinde tutanların tekelinde.
2024 Altın Portakal Film Festivali için şimdiden, toplumsal hafızaya ‘farkındayız’ notu düşmeli. Ve olacaklara şimdiden ön almak için bu uyarıyı görünür kılmalı. İtiraz hakkı da bir çokluk meselesi değildir.
Festival 2023’teki sansürden sonra yoluna devam edecek. Kaçıncı Altın Portakal Festivali olduğu belirtilmemiş olan organizasyon 5-12 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek festival duyurusunda “Festivali sinema sektörümüzle birlikte yapma kararı aldık,” diyor. İnisiyatif sektöre bırakılarak mı ya da öyleymiş gibi yaparak mı? Daha açık ifade ile; Festival, yoluna 2023’te bıraktığı yerden mi yoksa özeleştiri yaparak ve yeni bir sayfa açarak mı devam edecek, bunu göreceğiz.
Fırat Yücel: Festival, büyük bir yanlışlar silsilesini başlattı
Altın Portakal’ın ‘sansür hafızası’ notları
Arşivlemenin, dillendirmeyi bekleyen hafıza kayıtları olduğunun altını çizerek son on senenin sansür uygulamalarını özetlemek gerekiyor. Bu arşivi tutan genç belgesel sinemacı, görsel hafıza kayıtçısı sevgili Sibel Tekin’e teşekkür ederek.
Kendisi,‘saat uygulaması’ mağdurlarının karanlıkta yollara düşme halini, karanlıkta çektiği ve bu durum şüpheli görüldüğü için, 13 ay deyim yerinde ise mahkemelerde telef oldu. Bilgisayarına, hard disklerine, telefonuna el konuldu.
2014, Reyan Tuvi'nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” belgeseline sansür
"Altın Portakal’da belgesel dalında seçim yapan ön jüri Gezi Direnişi’yle ilgili Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek adlı filmi yarışmaya değer bulmalarına rağmen festival yönetiminin filmi listeden çıkardığını duyurdu."
bianet, 30 Eylül 2014
"51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde bu yıl belgesel film kategorisinde yarışacak 15 belgeselden 11'inin yapımcı ve yönetmenleri, festivalden çekildiklerini açıkladı."
Anadolu Ajansı, 8 Ekim 2014
2017, Ulusal yarışma kaldırıldı
"Bu yıl 54.’sü düzenlenecek Uluslararası ‘Altın Portakal’ Film Festivalinde ulusal yarışmasının kaldırıldığı açıklandı."
Journo, 5 Ağustos 2017
2019, Sansürle yüzleşmeden ulusal yarışmalar geri geldi
"SİYAD'tan Antalya Film Festivali'ne Çağrı: 2014'teki “Sansürle Yüzleşin”
‘Belediye yönetiminin değişmesinin ardından ulusal yarışma, belgesel ve kısa film yarışmalarının Antalya Film Festivali programına geri geleceği duyurulsa da 2014'te yaşanan sansür vakasıyla yüzleşilmediği sürece yeni bir sayfanın açılamayacağını belirtti’
2023, 60. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde Nejla Demirci'nin “Kanun Hükmü”ne sansür
“Kanun Hükmü” belgesel filmi sansürlendi. Sinemacılar, jüri, yönetmenler festivalden toplu olarak çekildi. Gösterecek film kalmayınca festival iptal oldu.”
Evet, kaldığımız yer burasıydı. (NS/TY)