Yönetmen Nejla Demirci'nin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeselinin Antalya Altın Portakal Film Festivali programına geri alınmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı, bugün festivalden çekildiğini duyurdu.
Sinema yazarı ve yönetmen Fırat Yücel’e, Bakanlığın yaptığı açıklama üzerine, belgesele dair “FETÖ terör örgütü propagandası yapıldığı” iddiasını sorduk.
Anayasal haklar
“Şu an kendimizi, Kültür Bakanlığı’ndan tutun Adalet Bakanlığı’na, devlet kurumlarının filmin gösterilmesini propaganda olarak nitelediği, bu kişileri ve onların nezdinde tüm KHK’lıları hedefe dönüştürdükleri, yargı tarafsızlığından masumiyet karinesine tüm Anayasal hakların hiçe sayıldığı bir sürecin içinde bulduk,” diyen Yücel, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Öncelikle şunu söylemeli, ne festivalin bir filmde konu edilen şahısların yargı süreçlerini bahane ederek tasarrufta bulunma, yargıcı oynamaya hakkı var ne de bizim bu insanların hayatlarını etkileyen süreçlerle ilgili kısıtlı bilgiyle yorum yapma zorunluluğumuz var. Bu, mağdurları hedef tahtasında tutma anlamına gelir ve maalesef festival, filmi yarışmadan çıkarmaya yönelik açıklamasında bunu yaparak büyük bir yanlışlar silsilesini başlattı.
Mağdurlar hedefe yerleştiriliyor
“Festivalin sansür bahanesi ‘yargı tarafsızlığını’ etkilememekti. Oysa belgesellerin bu konularda söz üretme hakkı anayasal güvence ile korunmaktadır. Şu an ise kendimizi, Kültür Bakanlığı’ndan tutun Adalet Bakanlığı’na, devlet kurumlarının filmin gösterilmesini propaganda olarak nitelediği, bu kişileri ve onların nezdinde tüm KHK’lıları hedefe dönüştürdükleri, yargı tarafsızlığından masumiyet karinesine tüm anayasal hakların hiçe sayıldığı bir sürecin içinde bulduk. Belgeseller ifade özgürlüğü kapsamındadır, bu sürecin ise ifade özgürlüğüyle hiçbir alakası yok. Mağdurlar hedefe yerleştiriliyor, suçlu sayılıyor. Maalesef de bunu fitilleyen festival oldu. Şu an için bize düşen, konuyu mağdurlardan uzaklaştırmak.
“Yine de bunun altını çizerek, filmi izleyen biri olarak bakanlıkların suçlamalarına dair birkaç noktaya dikkat çekmek isterim. Filmde Bodrum’da Eğitim-Sen’li 8 meslektaşıyla birlikte 2016’da KHK ile işinden çıkarılan bir ilkokul öğretmeni olan Engin Karataş’ın, tamamen kendi imkânlarıyla, Bodrum’da tek başına yaptığı eylemleri izliyoruz. İşimi, öğrencilerimi geri istiyorum, diyor. Bu talebini suyla yere yazıyor, polis gelene kadar su buharlaşıyor, balona yazıyor, polis gelmeden balonu havaya bırakıyor vs. Film Karataş’ın bu gibi yaratıcı eylemlerini perdeye taşıyor. Anlaşıldığı kadarıyla belgeselin hedef gösterilmesinin ardında bu sahneler var. Zira zaten filmin yönetmeni Nejla Demirci’nin belirttiği üzere filmin diğer karakteri olan Yasemin Demirci doktorluk görevine iade edildi.
KHK bohçası
“Kendi ifadelerinden hareketle Karataş’ın yaşadıkları üzerine belki şunlar söylenebilir. OHAL Komisyonu Karataş’ın işe dönme başvurusunu reddetmiş. Eğitim-Sen’in avukatları aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na açılan davada ise Bakanlığın avukatları çelişkili savunma vermişler; irtibatlı olduğu iddia edilen örgütlerin isimleri değişiyor. Zira, Anayasa Mahkemesi de işine dönmek için yaptığı eylemler nedeniyle Karataş’a kesilen para cezalarının hak ihlali olduğuna karar veriyor. Hakkındaki davalar, eylemleri nedeniyle gözaltına alındıktan sonra 2911 Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet’ten açılmış davalar; 50’sinden de beraat etmiş, iki davası sürüyormuş. Yani kısacası, Karataş’ın, siyasi iktidarın OHAL’i fırsat bilerek KHK bohçasına eklediği muhalif sola yakın duran biri olduğu rahatça görülebilir. Bunun için filmi izlemeye de gerek yok.
“Siyasi iktidar tam da bu hakkaniyetsizlik film aracılığıyla görünür olmasın diye, Karataş nezdinde benzer adaletsizlikler yaşatılan insanların mücadelesi gündeme gelmesin diye filmi ve dahası şu an festivali, festival nezdinde de belediyeyi FETÖ ile ilişkilendirme yoluna gitmiş gibi görünüyor.”
Ne olmuştu?
Yönetmen Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeseli, belgeselde yer alan kişilerden birinin yargı sürecinin devam ettiği iddiasıyla 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.
Konuyla ilgili 22 Eylül'de açıklama yapan Antalya Altın Portakal Film Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yargı süreci bitene kadar filmin festivalden çıkarıldığını duyurdu ve ekledi: "Biz; sinemanın bağımsızlığına, sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz."
Karara tepki gösteren 20 jüri üyesi görevi bıraktı, daha sonra kararı sansür olarak nitelendiren onlarca yönetmen ve yapımcı, filmlerini yarışmadan çekti.
Bu sabah ise (28 Eylül) festival tarafından yapılan açıklamada "Kanun Hükmü adlı belgesel filmde yer alan kişi ile ilgili yargılama sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir" denildi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve festival başkanı Muhittin Böcek, görevi süresince seçici kurulların oluşmasına, jürilerin belirlenmesine, filmlerin içeriğine ve filmlerin kazanıp kazanmaması konusuna hiçbir şekilde dâhil olmadıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da aynı gün bir açıklama yayımlayarak "Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür,” diyerek festivalden çekildiğini duyurdu.
(TY)