Fotoğraf ve video: Ali Dinç
Nilay Kuş, Üniversite okumak için İstanbul’a geldiğinde, Arap Alevisi olduğu için ayrımcılıkla karşılaşmış. Ayrımcılık onu yıldırmamış gidip Arap Alevi gençlerle birlikte kültürün yok olmaması için mücadele etmiş.
Sonrasında Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ile tanışmış sosyalist mücadeleye katılmış. Bugün Yeşil Sol Parti’nin
İstanbul 2. Bölge 7. Sıra Milletvekili Adayı. Kendisini sosyalist feminist olarak tanımlıyor.
bianet’e konuşan Kuş, “Sosyalist oldukça kendimi buldum kendimi buldukça feminist oldum güçlendim” diyor.
Aday olmasındaki temel nedeni, hem sosyalistlerin hem de feminsitlerin bugüne kadar sokaktan yükselttiği mücadeleyi Meclis’e taşımak olduğun söyleyen Kuş, “Biliyorsunuz siyaset ve Meclis yaşlı erkeklerden oluşuyor. Kadınların bundan sıkıldığı ve kendi temsiliyetlerini görmek istediği ortada. Benim amacım, hem gençlerin hem de sosyalistlerin sokaktaki sesinin Meclis’le ve halkla buluşması” diyor.
İstanbul’a gelmeden önce babasının Arap Alevi olduğunu gizlemesini önerdiğini anlatan Kuş, kendi gerçekliğinden kopmamak adına bunu yapmadığını söylüyor:
“Bizim Hatay’da yaşadığımız yer çoğunlukrta Arap Alevilerin yaşadığı yerdi ve orada bir ayrımcılık görmedim. Okul yönetimidenn ayrımcılık sezinliyordum sadece. Babam da Arap Alevilerin bu topraklarda çok katledildiğini bu nedenle kendime dikakt etmem gerektiğini düşünerek bu uyarıyı yapmıştı. Fakat sosyalist mücadele ile tanışınca bu kimliğimi de Kabul ederek mücadele ettim. Mücadele ederken kadın ve sosyalist olmak beni çok güçlendirdi, güçlendikçe mücadele ettim, kendimi buldum.”
“Devlet Hatay’ı insansızlaştırmak istiyor”
Hatay’daki Arap Alevilerin 6 Şubat’taki depremlerinde büyük bir yıkımla karşılaştığını anlatan Kuş, depremin afet olarak açıklanmasına da tepkili:
“Buna afet demek doğru değil. Devletin ihmali var, devletin hazırlığı olmaması nedeniyle bir katliam oldu. Binlerce kişi öldü binlercesi yaralandı, halen daha bulunamayan aradaşlarımız var. Devlet, Hatay'ı insansızlaştırmak istiyor."
"Depremin etkileri halen sürüyor. Özellikle iktidara muhalif bölgelerde yıkımın etkisinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. İktidar, bölge halkını yalnız bıraktı ve oranın bolaştılmasını istedi, bizim politikalarımız da bunun tam karşısında duruyor.”
(AD/EMK)