Cumartesi anneleri / insanları bugün Galatasaray Meydanı'nda 386. buluşmalarında, 1995'te gözaltında kaybedilen yedi kişiden, Seyhan Doğan, Murat Yıldız ve Hasan Ocak'ı andı.
1995'te gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan'ın abisi Kadri Doğan, Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ve Hasan Ocak'ın abisi Ali Ocak bugün Galatasaray Meydanı'nda 386. buluşmalarında sevdiklerinin akıbetini sordular.
Ocak: "Biz neye sevineceğiz?"
"Tabi yarın bayram, insanlar sevdikleriyle kucaklaşacak. Devlet sevdiklerimizi kaybederek bizi belirsizliğin dipsiz kuyularına soktuğundan beri mutluluk ve huzur bize uğramıyor. Bayramlar acımızı daha da derinleştiriyor." diyen Ali Ocak; "Peki biz neye sevineceğiz? Hakikatleri yazan yüzlerce gazetecinin hapiste olmasına mı sevineceğiz? Artık yeter kendi karanlık geçmişinizle yüzleşin."
Cumartesi anneleri / insanları; "Bayram barışsa, kardeşlikse, mezarsız annelerin, çocukları bayrağa sarılı tabutla dönen annelerin, çocuklarının cansız bedeni dağlardan toplanan annelerin ülkesinde bayramdan söz edilebilir mi?"
Yıldız: "Oğlum ne ben seni bulabildim, ne de sen beni..."
Şubat 1995'te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız; "Her yıl aynı bayram, bizim burada acılarımız devam ediyor. Dünyaya insanlık dersi veren başbakan başka yerde ki insanlara her türlü yardımı yapıyor, onlara sahip çıkıyorlar. Peki bizi neden görmezden geliyorlar..."
Katillerin artık ortaya çıkarılmasını ve başka ailelere de ateşten gömlek giydirilmemesini söyleyen Yıldız; "Düşünebiliyor musunuz? Bir anne 17 yıldır gelsin buraya, bir sonuç alamadan dönsün evine. Duvardaki resmin karşısına geçsin ve 'Oğlum ne ben seni bulabildim, ne de sen beni bulabildin'.Bu ne demektir biliyor musunuz? Hiç acaba yüreği parçalanmış mı ki bunu bilebilsin. Bizim arkamızda kimse yok, önümüzde resimlerimiz var. İşte bunlar sizin marifetleriniz."
"Bizim davamızda bir tane polis de çıkıp hesap vermedi, kimse yargılanmadı. Ama bir tane vekilin oğlu dayak yedi diye bütün polisler hizaya çekildi. İşte o polisler de duysun. Biz bütün failleri tanıyoruz ama devlet tanımıyor." Çocuğunu kendi elleriyle teslim ettiğini ve bir daha haber alamadığını söyleyen Yıldız fenalaştığı için konuşmasını bitirmek zorunda kaldı.
Zalimler yalnızca kendi çocuklarını sever
Cumartesi Anneleri / İnsanları basın açıklamasında şu sözlere yer verildi: "Bir ülkede bayramlar annelerin acılarını derinleştiriyor, gözyaşlarını artırıyorsa, o ülke zulümle yönetiliyor demektir. Biz biliyoruz ki zalimler yalnız kendi çocuklarını sever ve başkalarının çocukların yaşamı üzerinden iktidarlarını sağlamlaştırmak ister. Asker ölümlerini 'Birkaç Mehmet' diye küçümsemeleri bu yüzdendir."
Gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açığa çıkartılması, faillerinin yargılanması için gerçeğin özgür dolaşımına, meslek etik ve ilkelerine bağlı gazetecilere ihtiyaçları olduğunu söyleyen Cumartesi anneleri / insanları açıklamalarını gazetecilere çağrıda bulunarak bitirdi; " 386. buluşmamızda gazetecileri ve gazete yöneticilerini baskılara boyun eğmemeye, meslek ilkelerine ve editoryal bağımsızlıklarına sahip çıkmaya çağırıyor ve onlara sesleniyoruz: Güç odakları karşısında cesur olun." (SŞK/HK)
* Tüm Cumartesi Anneleri / İnsanları haberlerini okumak için tıklayın.