Türkiye futbolunda sendikalaşma sürecini başlatan, Galatasaray'ın eski futbolcusu Metin Kurt, bir süredir tedavi gördüğü hastanede kalp yetmezliği nedeniyle bugün hayatını kaybetti.
64 yaşında yaşamını yitiren Kurt, futbola bakışını, "Ben halkçı bir adamım, sahada halka en yakın yer çizgidir, başka yerde oynamam. Futbol arsada güzeldir, borsada değil" cümleleriyle tarif etmişti.
Futbolun Don Kişot'u
"Çizgi Metin" lakaplı Kurt, futbol alanında hak ve sendika mücadelesi veren, spordan değil spor emekçilerinden yana bir tavır sergileyen, endüstriyel futbolun karşısında dimdik durdu.
70′li yıllarda sporcuların örgütlenmesinde bir ilk olan Amatör Sporcular Derneği'nin (ASD) kuruluş çalışmalarında aktif rol alan Kurt, futbolda ilk kez sendikalaşmaya giderek Şubat 2010'da Spor Emekçileri Sendikası'nı (Spor-Sen) kurdu. Daha sonra anlaşmazlık nedeniyle buradan ayrılarak Aralık 2010'da Devrimci Spor Emekçileri Sendikası'nı (Spor Emek-Sen) kurdu.
26 kere A milli, dokuz kere 21 yaş altı, iki kere de 18 yaş altı milli takım forması giyen Kurt sendikal faaliyetleri nedeniyle de spordan men edildi.
Futbolu bırakmasının ardından aralarında Eyüpspor ve Dikilitaş kulüplerinin de bulunduğu çeşitli takımları çalıştırdı. Spor yaptığı dönemden itibaren solcu kişiliğiyle bilinen Kurt, 2011 Türkiye genel seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi (TKP) listelerinden İstanbul milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi.
Kurt, kendisini sosyalist olarak tanımlayan kişilerin, futbola karşı nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğine, futbolun emek-sermaye çatışmasında nerede durduğuna dair çalışmalar yapmıştır. Futbolu emekçi kitlelerin oyunu olarak tanımlayan Kurt, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirmiştir:
"Futbolu oyun olarak severiz ancak bugün kullanılış şekliyle sevmemiz kendi kalemize gol atmak anlamındadır. Devrimciler hiçbir zaman spora karşı olmadı. Sporun içinde her zaman yer aldılar ama her zaman yanlış tarafta yer aldılar. Tabanı olmayan spor emek batakhanesidir. Bizler futbolu bir oyun olduğu içim sever ve oynardık. Artık futbol; para, son model arabalar ve güzel mankenler için oynanıyor."
Sağ siyasetin futbolu kirli bir alana çektiğini ifade eden Kurt, bu alanda bir emek sömürüsü olduğuna dikkat çekmiş:
"Trilyonların döndüğü bir spor pastası var. Kimler kazanıyor kimler kaybediyor bu sorgulanmalı. Türkiye'de spor denince akla futbol, futbol denince de akla 40-50'yi geçmeyecek oyuncu ve dört büyük kulüp geliyor. Halbuki milyonlarca genç ve 500 bini geçen spor emekçileri var. Ama herkes bu 40-50 kişi üzerinde bu işi organize ediyor. Medyada bir sürü spor programı yapılıyor. Hiç spor gerçeğinin tartışıldığını gördünüz mü? Sporcu, posası sıkılıp çöpe atılacak bir meta durumunda. Yapmamız gereken bu ortama müdahaledir."
"O bizim kahramanımızdı"
Tekyumruk Galatasaray Taraftar Grubu, Kurt'un ölümünün ardından şöyle yazdı:
"Bakmayın sessizce gidişine. Yaşamı boyunca hep gürledi, Metin Kurt. Futbol oynadığı zamanlarda saha içinde fırtına gibiydi. Çok sayıda gol attı. Çocuklar gibi sevinçliydi topu koştururken. Onun öncülüğünde Galatasaray üst üste üç şampiyonluk yaşadı. Metin Kurt, saha dışında da hiç durmadı. Futbolun "oyun" olmaktan çıktığını ve metalaştırıldığını gördü ve isyan etti. Bir devrimci olarak önce yanı başındaki sömürüye karşı ses çıkarmak istedi. Futbol emekçileri olarak örgütlenmenin, sendikalaşmanın gücüne inandı. Ve yaşamının her anında olduğu gibi inandığı şeylerin uğruna giderken gözünü kırpmadı. Asıl yaralayıcı olan o ki, tam da bu nedenle sahalarımızın Çizgi Metin'i oyun dışı bırakıldı.
"Ama o hiç değişmedi. Ne kendisini futboldan uzaklaştıranlara küstü, ne de kendisini yarı yolda bırakanlara. Yılmadan yaşamının her anında, her devresinde devrimci mücadelenin içinde yer almak için savaştı. Durmadan futboldaki, spordaki sömürü ilişkilerini anlattı. 'Atılan her gol emekçinin kalesine giriyor' lafı da mücadelesinin şiarı oldu.
"Sporun rantlarını kontrol eden egemen güçlere karşı sporun içinden muhalif bir taraftar grubu olarak Metin Kurt ile tanışmamız ve daha da ötesinde bir araya gelmemiz de böylesine bir mücadele anı olarak tarihe geçmiştir. O, bizim için hem güzel futbolunu hayranlıkla dinlediğimiz, okuduğumuz Çizgi Metin'dir; hem saha içinde ve saha dışında insanlara, doğaya karşı sevecen, saygılı, adil ve emekten yana davranışlarıyla bize örnek Metin abimiz; hem de mücadelemizde omuz omuza verdiğimiz yoldaşımızdır.
"O, bizim kahramanımızdır. Hem de hiçbir endüstrinin yaratamayacağı kadar gerçek bir kahraman. Ve böyle biriyle omuz omuza mücadele etmiş olmanın onuruyla veda ediyoruz O'na."
"Onun gibi hem alanda hem stattlarda olacağız"
Sevgi İlgezdi (Fenerbahçe Sol Açık Taraftar Grubu): Endüstriyel futbol karşısındaki duruşu bizim için çok önemliydi. Bizim gibi dünyaya hem soldan bakıp hem futbolla ilgilenen kişiler açısından önemli bir isimdi Metin Kurt. Her şeyden önce ailesine baş sağlığı diliyorum. Endüstriyel futbola karşı duruşumuza devam edeceğiz. Metin Kurt gibi hem alanlarda hem statlarda varlığımızı göstermeye devam edeceğiz O ve onun gibi düşünen sosyalist kişileri böyle yaşatacağız. (SŞK/İD/NV)