Bedelli askerlikle ilgili tartışmalar sürerken Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in vicdani ret ile ilgili yasal düzenlemeyle ilgili önümüzdeki hafta içinde karar aşamasına gelineceğini açıklamasının ardından bianet'e değerlendirmelerde bulunan Avukat Hülya Üçpınar ve vicdani retçi Halil Savda, yasal düzenlemenin önemli olduğunu ama tek başına yasalarla Türkiye'deki vicdani retçilerin sorunlarının çözülmeyeceğini söyledi.
Türkiye, daha önce vicdani ret hakkını tanımadığı için Avrupa Komisyonu tarafından defalarca uyarılmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından tazminata mahkum edilmişti.
AİHM'in Ermenistan'ı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) düşünce, vicdan ve inanç hürriyetini düzenleyen 9. maddesinden mahkum etmesi üzerine, kararın tüm muhatap ülkeler için emsal teşkil edeceği ifade edilmişti.
Vicdani ret yasası nasıl olmalı?
Avukat Hülya Üçpınar, vicdani retle ilgili yasal düzenlemenin içeriği ve esaslarının nasıl olması gerektiğini şöyle vurguladı:
* Kişilerin, dini ya da vicdani motivasyonlarla itirazda bulunma hakkı anayasayla korunmalıdır.
* Kişilerin sınırlama olmaksızın, askerlik öncesinde, sırasında ve sonrasında olmak üzere her aşamada, vicdani itirazlarını ileri sürebilmeye hakkı olmalıdır.
* Vicdani retle ilgili bilgilerin ulaşılabilir olmasına ve kişilerin bu hakkı kullanabilmek için bilgilendirilmesine olanak tanımalıdır. Devlet, askerlik çağına gelmiş kişilere bilgilendirme yapma yükümlüğünde olmalıdır.
* Askerlik yapmadıkları gerekçesiyle retçilerin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal hakları bakımından herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmalarına yol açmamalıdır.
* Zorunlu askerliğin yerine ikame edilen hizmet cezalandırıcı nitelikte olmamalıdır.
"Yasa tek başına yetmez"
Vicdani ret konusunda yapılacak bir yasanın askerlik hizmetini külliyen ortadan kaldırsa bile vicdani retçilerin taleplerini karşılamayacağına dikkat çeken Üçpınar, politik motivasyona sahip retçilerin militarizmin tüm aygıtlarıyla işbirliğini reddettiğini ve taleplerinin orduların ilga edilmesi olduğunu ifade ediyor.
Yasanın her şey demek olmadığını, hak ve özgürlüklerin anayasada güvence altına alınmasının aynı zamanda bu hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi anlamına gelmediğinin altını çizen Üçpınar, yasanın büyük bir kazanım olacağını, ancak bu kazanımın değerinin milliyetçiliğin politik ve sosyal yaşam üzerindeki hegemonyasını kırmak üzere başka araçlar üretildikçe artacağını söylüyor.
"Yasa, retçilerin sorunlarını çözmez"
Çıkarılması düşünülen yasayı Bianet'e değerlendiren vicdani retçi Halil Savda, vicdani reddin yasal bir hal almasının önemli olduğunu ancak Türkiye'deki retçilerin büyük kısmının sorunlarının bu tür yasal düzenlemelerle ortadan kalkmayacağını söyledi.
Türkiyeli vicdani retçilerin önemli bir bölümünün antimilitarist ve her türlü şiddete karşı olduğunun altını çizen Savda, dolayısıyla şiddet üreten bir devletin kamu hizmeti adı altında militarizasyonu besleyen yasal düzenlemelerine de karşı çıktıklarını söyledi. (EKN)