Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi bir açıklama yaparak Türkiye'nin vicdani ret hakkına "hâlâ saygı duymadığını" duyurdu.
Sın dönemde vicdani retle ilgili olarak bakanlar düzeyinde yapılan açıklamalara dikkat çeken Af Örgütü, bu açıklamalarda yer alan yeniliklerin "vicdani ret hakkını tanıyan yasal hükümleri kapsamayacak nitelikte" olduğuna dair kanaatini vurguladı.
Af Örgütü Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları belgesini hatırlatarak, Türkiye'nin "vicdani sebepler yüzünden zorunlu askerlik yapmayı reddedenlerin haklarını ihlal etme konusunda" uzun bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.
Af Örgütü açıklamasında Türkiye'ye, vicdani ret hakkının tamamen tanınması ve uygulanmasını güvence altına alması yönünde çağrıda da bulundu.
Örnek davalar hatırlatıldı
Af Örgütü Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınan vicdani ret davalarına da değindi.
Osman Murat Ülke'nin 2006'daki davasında AİHM'in; Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı veya küçültücü muamele ya da cezayla ilgili olan 3. maddesini ihlal ettiğine hükmettiği anlatıldı.
Benzer şekilde Yehova Şahidi olan Yunus Erçep'in davasında da Türkiye'nin aleyhine karar çıktığı; insan hakları savunucusu ve vicdani retçi Halil Savda'nın Türk Ceza Kanunu'nun "halkı askerlikten soğutmayı" suç sayan 318. maddesi kapsamında üç ayrı davayla karşı karşıya olduğu belirtildi.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nde bulunduğu halde vicdani ret hakkını tanımayan iki ülkeden biri (diğeri Azerbaycan) olduğunun altını çizen Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'de askerlik hizmetine herhangi bir sivil alternatif bulunmadığını ve vicdani retçilere dava açılmaya devam edildiğini bildirdi. Açıklamada "Vicdani retçiler çoğunlukla askerlik hizmetlerini her reddedişlerinde mahkum ediliyorlar ve serbest bırakıldıklarında tekrar askere çağırılıyorlar" denildi. (YY)
Uluslararası Af Örgütü'nün açıklamasının tam metni için tıklayınız.